?>

SİVAS’TAN AĞRI DAĞI’NA

Ahmet Hasdemir

2 ay önce

Önceden planlanmış bir zirve tırmanışı için, Sivas’tan yedi arkadaş, özel aracımızla Ağrı Dağı’na tırmanmak üzere cuma gecesi yola koyulduk. Erzincan, Erzurum, Ağrı illeri üzerinden Doğubayazıt’a ulaştık. İsmini Ağrı iline vermiş olmasına rağmen, Ağrı Dağı, Ağrı il merkezinden görünmüyor. 100 km sonra Doğubayazıt ilçesine yaklaşınca, ülkemizin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’nın dumanlı başını tüm heybetiyle görmeye başladık. Sabahın ilk saatlerinde, güneş ışıklarının alabildiğine aydınlattığı Ağrı Dağı muhteşem görünüyordu. Bol bol seyrini yaptık, uzaktan fotoğrafını çektik. Daha sonra dağın yakınlarında kurulmuş olan Doğubayazıt’a, kalacağımız otele doğru kırdık direksiyonumuzu. Doğubayazıt, Ağrı Dağı’nın heybetli gölgesinde, Türkiye’nin en doğusunda yer alan, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan şirin bir ilçemiz. Bu bölge, özellikle İshak Paşa Sarayı gibi tarihi yapılarıyla tanınır. Gece boyu araç kullandığımdan dolayı yorgun olduğum için ben gitmedim; önceden görmüştüm. Arkadaşlarım sarayı ziyarete gittiler. Osmanlı dönemine ait bu saray, Doğubayazıt’ın tarihi zenginliğini gözler önüne seren muhteşem bir eser. İlçenin stratejik konumu, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasını sağlamış. Doğubayazıt, tarihi dokusunun yanı sıra, çevresindeki doğal güzelliklerle de büyüleyici bir atmosfere sahip. Dağcılık tutkunları için bu ilçe, Ağrı Dağı’na açılan bir kapı niteliğinde. Ülkemizden ve farklı milletlerden dağcı topluluklarının ilçenin çarşısında bol bol alışveriş yaptıklarını gördük. İlçenin bu güzellikleri bizi etkiledi. Ancak asıl heyecanımız ve kafamızdaki düşünce, Ağrı Dağı’na yapacağımız tırmanıştı. Dağcılık, sadece zirveye ulaşmak değil, aynı zamanda bu süreçte kendimizi tanımak, sınırlarımızı zorlamak ve doğanın gücü karşısında ne kadar küçük, ama aynı zamanda bu güce karşı ne kadar mücadele yeteneğine sahip olduğumuzu fark etmektir. Bana göre, Ağrı Dağı, Türkiye’nin en yüksek zirvesi olarak bu maceranın en zorlu ama bir o kadar da ödüllendirici durağı. Her dağcı burayı mutlaka ziyaret etmek ister. Ağrı Dağı’na ilk defa çıkacak olmanın verdiği heyecanı hep birlikte paylaşıyoruz. Her birimiz için bu tırmanış, hem fiziksel hem de zihinsel bir test olacak. Dağın her karışı, bize doğanın büyüklüğünü ve insan iradesinin gücünü hatırlatacak. Yol boyunca, her adımda birbirimize destek olacak, daha önceden çıkan rehberlerimiz öncülüğünde onlarla birlikte zirveye ulaşmanın coşkusunu yaşayacağız. Bu tırmanış, sadece bir spor değil; dostluklarımızı pekiştiren, doğayla ve kendimizle kurduğumuz bağları güçlendiren bir tecrübe olacak. Dağlar, insanları olgunlaştıran, onlara cesareti ve sabrı öğreten yerlerdir. Ağrı Dağı da bize bu dersleri sunacak. Zirveye ulaştığımızda, sadece bir dağın değil, aynı zamanda kendi içsel zirvemizin de üstesinden gelmiş olacağız. Yarın başlayacak olan maceramızı umarım zirveyle taçlandırırız. Bir yazı da zirve sonrası yazarız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI