?>

Sessiz Savaş

Orhan Arslan

5 yıl önce

Ülkemizde insanlarımızın İngilizce diline verdikleri önemi yadırgıyorum. Özal Hükümetleri zamanında; YABANCI DİL mecburi ders olmaktan çıkarılıp; seçmeli ders olma  durumuna düşmüştü. Ancak, hayat bulamadı. Rahmetlik HASAN CELAL GÜZEL zamanın MEB Bakanı yasaları çıkartmasına rağmen;  YÖNETMELİKLER, uygulama Alanı bulamadan, bakanlıktan alındı. İngiltere, AB topluluğu içerisinde hep aykırı kalmıştır. Bu birliği oluşturan devletlerin bazıları peş peşe ekonomik kriz neticesinde,  isyanın eşiğine geldiler. Bu gidişin onlarca nedeni olabilir. Bana göre en önemli üç nedeni vardır. Birincisi sömürgeleri azaldı ya da bitti. İkincisi genç nesilleri yok diyecek kadar azalıyor, buna paralel olarak müthiş bir tüketim toplumu oldular. Genç nesilleri azaldığı için; geri kalmış ülkelerden köle niteliğine yakın insan gücü transfer ediyorlar.  Onların sosyal güvencesi yok, ucuz, üstelik köle...  Afrika Kökenli insan gücü, birinci tercihleridir. Üçüncüsü, ABD ile olan ekonomik savaşta, kafa tutmayı beceremediler. İşte İngiltere´nin yaşadığı durum bilinmezliğini koruyor. Aslında İngiltere mi ABD ye tesir ediyor? ya da; kontrol ediyor? Sorusu akla gelebilir. Yahut, ABD, İngiltere´yi  mi, kontrol ediyor? Bu soru hep akıllarda kalmıştır. 2. Dünya savaşında bile; ABD, öncelikle kendi yararlarını gözetmek  için mi savaşa girdi? Yoksa, İngiltere ve Avrupa´yı kurtarmak için mi savaşa girdi?  (Aslında, Savaşın seyrini bekleyerek, karar verdi.)  Avrupa´yı kurtarmak istese idi, Rusya´nın Almanya´yı işgal etmesine göz yummazdı. ABD, O, dönemde savaşın kendi lehlerine döndüğü zaman; Dünyanın süper gücü olabilme ihtimalini gördü. Bu durumu çok iyi değerlendirdi. Savaş sonrası, Dünya ekonomisinin patronu olduğunu ilan etti.  Üç önemli şeyin alış-verişine dolar zorunluluğu getiri. İlaç, silah, petrol. Dünya Altın piyasasını da; kontrol eder hale geldi. Yoksa, 1925 li yılların ABD sinin durumu pek iç açıcı değildir. Dünya hakimiyet gücü ABD´nin lehine dönünce, Avrupa devletleri yavaş, yavaş sömürü damarlarını kaybettiler veya oradan gelen gelirleri azaldı. AB topluluğunu kurarken amaçladıkları ABD karşısında bir güç olma çabaları da boşa çıktı. Son Asya krizinde görüldü ki; Asya Ülkelerinin, EKONOMİK olarak bir gecede mali piyasaları ABD tarafından alt üst edildi. Nihayetinde bunu fark eden tarihteki bizim gelişmemizi istemeyen karşıtlarımızdan olan İngiltere, sanki AB den bağımsız hareket ediyormuş pozisyonlarına girerek; ABD ile olan dostluğunu her alanda bozmak istemedi. Bir, çok konuda ABD´nin yanında yer almaktan çekinmedi. Her siyasi ve Askeri kararlarda yanında oldu. Unutmayalım tarihte ABD ?ye DİLİNİ kabul ettirmiş bir Ülkeden bahsediyoruz. Aynı zamanda asırlardan beri Osmanlının düşmanı olan bir ülkeden? İngiliz siyaseti, böyle sancılı durumları çok sever. Önceliği kendi yararıdır. Girdiği her yerde bir çıban başı bırakmıştır. Pakistan-Hindistan arası, Keşmir sorunu, Kıbrıs Sorunu, Cebeli Tarık boğazının kontrolü, En son Orta Doğu; ektiği nifak tohumlarının meyvesini şimdi vermektedir. Kan, Gözyaşı, Sürgün, Mülteci... Bana göre, İngilizcenin uluslar arası bir dil olma özelliğini kazanması bile; İngiltere, ABD, işbirliği ile gerçekleşmiştir. Zaten, bir dili öğreniyorsanız, kültürünü de öğreneceksiniz, demektir. Dili öğrenince; kültüre direnemezsiniz... O, sizi esir alır. Arkasından Sömürgeci  zihniyet, ekonomik alanda sizi esir almak adına; kültürünün arkasına gizlenmiş hamleleri yapar. Siz, isteseniz de;  kurtulamazsınız. Bugün her tarafımız, evimize kadar İngilizce tarafından kuşatılmıştır. ÇÜNKÜ, AYNI ZAMANDA SÖMÜRÜ DİLİDİR... Devam edecek?
YAZARIN DİĞER YAZILARI