?>
Sinemizdeki İltihap
İlim adamları soru sorarak ve merak ederek, dava erleri ilahi ve akli olarak kutsal saydıklarına adanmışlığıyla, sıradan insanlar ise kaygı ve korkularıyla yaşar. Bu kaygı ve korku ise, irfâni bir karakterin yangınından değil, serkeşçe bilmişlik taslamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü bildiğini zannedenler, bağnazdır ve zannettiklerini bilmiş şekilde savunurlar. Bildiğine dair ayak diretir ve hakikatin tarafına yönelemezler.
Vahiy bize nasıl istememiz ve davranmamız gerektiğini geniş bir biçimde açıklamaktadır. Herkes kendi zihni enginliği dairesinde algılama kudretine sahiptir. ?Rabbim ilmimi artır? ayeti, buna en güzel bir örnektir. Hem neye değer vermemiz gerektiği, hem de kimden istememiz hususu, sarih bir şekilde belirtilmiştir. Aynı zamanda insanoğlunun bilme ve hükmetme konusunda bir hududunun olduğu da, bildirilmiştir. İnsan aklının ne denli bir hazine olarak bahşedildiği önümüzde büyük bir gerçek olarak dururken, aklı bize verenin elinde daha büyük hazinelerin olacağını düşünmek ise, o aklın basit bir çalışma şeklidir. Haliyle bize hediye veren bir sultanın, o hediyeden daha fazla kendinde olduğu, ya da onu alabilecek imkânının varlığı doğal bir durumdur. Yani bize verilen akıl ile bilme cehdimiz ve arzumuzun fersah fersah ötelere gidebileceği, lakin bu bizim kendimizin elde ettiği değil, bize verilen hediyeden kaynaklandığının sırrına ermek icap eder. Bu sırra erenler, bilmediğinin bildiğinden kat be kat fazla olduğunu kabul edip, o bilinmeyen büyük paydan nasiplenmek üzere, ilmin pınarlarında yıkanmaya devam eder. O zaman ilim diye bir idealimiz ve dava diye bir kutsalımız olacaktır. Aksi halde tefekkürün ilhamıyla tebarüz edecek sezgisel anlamı, cehaletimizin ürpertisine teslim ederiz.
Lakin sorun zaten ilmin ziyasıyla yürüyenlerde değil, çelimsiz aklıyla sinemizi çürüten ve karanlık ruhlarıyla bilgelik taslayanlardadır. İdrak etme yeteneği, insanın mümeyyiz vasfıdır. Aynı zamanda halisane gözyaşı dökebilmenin temelidir. Çünkü gözyaşı merhametin ve samimiyetin nişanelerinden biridir. Merhametli olabilmek içinde, bir takım hususların farkına varmak gerekir. Cahillerin katı kalpli olması da, bu idrak eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Cehaletimiz sinemizde devasız bir derdin yayılmasını tetiklerken, girdabın hızı ve çapını da genişletmektedir. Haliyle sekeratımız ilahi tatların lezzetine değil de, safsata boşluğunun meczupluğuna müptela olmuştur. Bu durumda, nice ilmin varlığına inanlar, hürriyetin kanatlarında yeni keşiflere yelken açarken, bilmişler ise insanlığın önüne çekilen mahpus ve mahkûm bir duvar gibidir. Cehalet, ruhumuzun kemendi, istikbalimizin afyonudur. Yazın donduran, kışın ise yandıran zıtlığı bize farklılık diye yutturan iblisin tevarüsüdür.
Gönül medeniyetini unuttuğumuzdan beri, gönül adamalarımız da unutulmaya başladı. Bu güzel insanlar yerine, modern dünyanın kuramcıları neredeyse ilah edinilmiş durumdadır. Ve dahi ?izm?lerin kıskacında, bir lahza huzur bulamadığımız halde, yeniden aynı şeyleri tekrar eden dönmedolap misaliyiz. Albert Einstein´a göre: ?Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemektir?. Medeniyetimizin büyükleri ise şöyle demiştir; ?neyi aradığını bilmeyen aradığını bulsa da, bulduğunu anlamaz?. İşte bizi bu divaneliğe sürükleyen mefhum, cehalettir. Çünkü katılık mağrurluğu getirdiğinden, sual inceliğini unutturur. Kitabi yöntemlerden uzak olanlar, rahmani tılsımları sezemez. Sezgileri olmayanlar ise, göremez ve karşı karşıya gelemez. Gelse bile, ferasetsizliği nedeniyle üzerine basarak geçer gider. Sonuçta avam ve yavan hayatların dönemi başlar. En korkunç dünya, cahillerin itibar gördüğü dünyadır. Bütün habis duygular, cehaletin kaynağı olduğu gibi, aynı zamanda cehalete zehir taşıyan gönüllü köleler gibidir.
Kendimizi, çevremizi ve cansız diye tanımladığımız eşyaların varlığını ve hukukunu dahi, ilahi çağrının adımlarını takip ederek bulabiliriz. Sevgi, ya da bilgi denilen kavramların anlamını gönülden terennüm etmemiz gerekir ki, girdiğimiz bu girdaptan taburcu olalım. Yani aradığımız şey cehaletin ilacıdır. Başka vakitleri bilemem, lakin şu çağda ruhumuzu öldüren çıbanın merhemi; ilim ve hâlisâne aşktır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018