?>

SİVAS İHL 1991  YILI MEZUNLARI 

Talha Gurbetçi

2 yıl önce

Bu hatıra yazımı anlatmadan önce, bir uyarıda bulunmak istiyorum. Şu an İHL okullarında görev yapan bazı öğretmen arkadaşların öğrenciyi anlamada, değerlendirmede, yönlendirmede pek de başarılı olamadıklarını görüyor ve üzülüyorum. Hatta kimileri öğrenci kardeşlerimizi, gereksiz  şahsi kurallar koyarak, uygulamada sene kayıplarına kadar varan bir icraat içerisinde olduklarını duyuyoruz. Kendilerine İslami şuur, bilgi ve ilgi verilsin diye emanet edilen bu gençleri, böyle olumsuz durumlara düşürmeye hiç hakkınız yoktur. Varın kişisel karar verme alışkanlıklarınızı, başka şeylerde kullanın. Öğrencileri derslerden bırakarak, hatta sene kaybettirerek değil. Bu yaptığınız resmen öğrenci harcamaktır. Adam  kaybetmektir.  GEÇELİM  HATIRAMIZA, Sivas İmam Hatip lisesine atanmamdan kısa bir süre sonra,  İHL Okul öğretmenliğine, alışmaya başlamıştım. İlerleyen yıllarda; mezuniyet yılı 1991 olan arkadaşların derslerine girmeye başladım. Bu sınıfların üstelik lise ikinci sınıf, psikoloji derslerine de ben giriyordum. Bazılarının derslerine dört sene girmiş oldum. Yani tanışıklığımız, bir hayli  fazla idi.  Uzun soluklu okul yıllarında, bu arkadaşlarla birlikteliğimiz; bir-kaç yıl sürdü. Son sene 12-B, 12-C, 12-D Olarak üç sınıf idiler. Ben O, yıl bu üç sınıfa da derse giriyordum.  Sene sonu yaklaşınca, doğal olarak ÖSYM sınavları  gündem oluyordu.  O, yıllarda ÖSYM sınava girişlerde, şöyle bir kural uygulamaya başlamıştı. Liseyi bitiren adaylar; sayısal bölüm ile ilgili, bir seçim yaptılar ise; sözel bölüm tercihi yapamıyorlardı. Yahut tam tersi oluyordu.  Bu uygulama; İHL mezunu arkadaşlar için siyasal ve hukuk gibi, sözel puanla öğrenci alan   okulların; daha fazla İHL mezunu, öğrencisinin kazanması anlamına geliyordu. Neden derseniz? Fen ve Anadolu lisesi mezunu arkadaşlar; genellikle sayısal, bölümü tercih ediyorlardı. Böylece İHL mezunu olanların bu okulları kazanma şansı yükselmişti.  Böylece, amansız bir yarış başlamıştı. Öğretmen yetiştiren okullar; zaten hedefimizdi… İlahiyat Fakülteleri ise, öğrencilerimizin bazıları için vaz geçilmez tercih alanı idi. Bu arada bazı öğrenci dostlarımız çıtayı yükselterek sayısal tercih yapıp, başta Tıp olmak üzere, sayısal bölümleri tercih ediyorlardı. İçlerinde başarılı olanlar vardı. Bu olayı anladıktan sonra; tüm sınıflara girerek bu konuyu tüm detayları ile anlattım. Arkadaşların sözel tercihi yaptığı zaman; bu okulları kazanma şanslarının, daha fazla olduğunu; belirttim. Yönlendirme çalışmalarına, devam ettim. Dostlarımızı, ikna etmeye çalıştım.  Bu sene mezun olan arkadaşlar ve daha sonra onlardan sonra, mezun olan dostlarımız; bizi dikkatle dinlediler. Allah'a şükür, bu uyarılarımız sayesinde; O, yıllarda Siyasal ve Hukuk fakültelerini kazanan öğrenci sayımız; bir hayli arttı. Bizim adımıza; sevinilecek, bir durum idi. Öğretmen yetiştiren okulları kazanan öğrenci sayımız; iki katına çıktı. İlahiyat ve diğer okulları da ilave ederseniz, Sınıfın yarısından fazlası Üniversite sınavlarında başarı sağlamış oluyordu.  İHL mezunların lehine olan, bu durum bir-kaç yıl, devam etti. Ancak, birileri bu uygulamanın İHL mezunu öğrencilerin; Siyasal ve Hukuk fakültelerini kazanma açısından, avantajlı konumda olduğunu anlayınca; feryada başladılar. Malum gazetelerin birinin başlığını hiç unutmuyorum, şöyle idi: ’’Siyasal bilgiler fakültesinin yüzde kırk öğrencisi; İHL mezunundan oluşuyor.’’ Böyle Başlıklı değerlendirmeleri dikkat çekti. Bu uyarılar, birilerini harekete geçirdi.  İlerleyen yıllarda; ÖSYM’nin uyguladığı kural, değiştirildi. Yani, sayısal tercih eden bir aday; sözel tercih de yapabilir, diye açıklamalarda, bulunuldu. Ayrıca; Siyasal ve Hukuk, kazanmak için; sadece sözel puanı değil Matematik puanından da belirli bir puan alma şartı getirildi. Böylece, İHL mezunlarının, bu okulları daha az kazanmasının, yolları arandı.  İşte, bu yıllarda 91 mezunu kardeşlerimiz, ÖSYM sınavlarına girdiler. Bu yıl ve daha sonraki bir-kaç yıl mezun olan öğrencilerden; Siyasal ve Hukuk fakültesini kazanan öğrenci sayısı arttı. Öğretmen yetiştiren okulları kazanma da sayımız arttı. Diğer bölümleri kazanan öğrenci sayımız da yükseldi.  Öğretmen yetiştiren okullarımız ise; en fazla tercih ettirdiğimiz, okullarımız idi. Bu konuda da yeteri kadar, yönlendiricilik yaptığımıza, inanıyoruz.  Başka bir yönlendiricilik yaptığımız olay ise; Okulun başarılı öğrencilerinin, İlahiyat fakültelerini, kazanma yönünde; yaptığımız,  çalışmadır. Öyle de oldu. Hatta, bir ara okul birincisi olan öğrencilerimiz; üç yıl İlahiyat fakültesini kazandılar. Şu anda; O sahada, uzmanlık yapıyorlar. Allah'tan dileğimiz; emeklerimizin, boşa gitmemesidir.  91 Mezunları ile olan dostluğumuz, devam etti. Onları, yüksek okul yıllarında da bazılarını ziyaret ettim. Yakından ilgilenmeye çalıştım. Mezun olduktan, meslek hayatına atıldıktan sonra da ilişkilerimiz, devam etti. Hatta, onların her yıl yaptığı; geleneksel buluşma toplantılarına katıldım. Görev ve sorumluluğumu yaptığım, fikrini taşıyorum.  Bugün meslek hayatlarında zirve yapmış, dostlarımızı görmekten; ayrıca, mutluluklar, duyuyorum.  Bu dönemin ve arkasından gelen dönemlerin, içerisinden; Siyasal ve Hukuk,  öğretmen yetiştiren okulu, İlahiyat fakültelerini, diğer yüksek okulları kazanma açısından; kendilerine katkı, sunduğuma inandığım tüm dostlara; meslek hayatları boyunca, başarılar, diliyorum. Allah, yollarını açık etsin.  Öğretmenlik mesleğini seçerek; bu görevi yerine getirmeye çalışan tüm dostlarımıza da Öğrencilik yıllarındaki, Geçmiş günleri hatırlayarak; bizim yapmaya çalıştığımız görevlerden, daha fazlasını ve idealini, yapmalarını diliyorum ve bekliyorum. Onlardan da isteğim budur…  Aranızda başlattığınız birlik ve beraberlik bağını güçlendirecek, tüm girişimleriniz; yükselerek devam etsin. Amacınız, bir Müslüman olarak, bellidir. Önceliğiniz; Vatana ve Millete hizmet yolunda çalışmak olmalıdır.  Tüm değer yargılarınıza sahip çıkacağınıza inancım tamdır. Bu alt yapı sizde vardır. Bu konuda, size zerre kadar da olsa; yardımcı olabildiysem ne mutlu bize…  Allah, yolunuzu açık etsin…   
YAZARIN DİĞER YAZILARI