İrade Gazetesi olarak önceliklerimiz var, kırmızıçizgilerimiz var. Biz,  gazeteciliğimizi hassasiyetler üzerine yapıyoruz.  Mesela söz konusu ahlak ve erdemse,  söz konusu Sivas´ın ve Sivaslıların geleceği ise ve yine yüksek hassasiyet gösterdiğimiz söz konusu ?Vatanımız? ise duruşumuz;  dün olduğu gibi bugün de Devletimizin ve Şanlı Ordumuzun yanıdır.  Evet, biz tarafız. Evet, biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarafındayız. Son nefese kadar da bu böyle olacak. Hamaset falan yaptığımız düşünülmesin. Çünkü hayatımın hiçbir döneminde hamaset ve hayalcilik yapmadım. Konu ?Vatan? olunca hiç lamı cimi yoktur bu işin. Bir tek devletimiz var. O da Türkiye Cumhuriyeti Devleti.  Fakat üzülerek söylemek istiyorum ki, bu ülkede adları Ahmet, Mehmet olan Ayşe, Fatma olup bu ülkede yaşayan, bu ülkenin ekmeğini yiyip, suyunu içen ve gözümüzün içine baka baka hainlik yapanlar var. Hiç sorun değil. Biz, bunları geçmişten tanıyoruz. Herkes mayasının gereğini yapar. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu sütü bozuklarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Çok şükür bu mücadeleyi yapacak gücümüz ve inancımız var. Neyse, bu üzerinde ciddi manada konuşulması ve tartışılması gereken daha ayrı bir konu.  Ama yazmazsam kendi kendimi inkâr etmiş olurum. Bana, ?Keşke bizi Rumlar yönetse? diyen, bir sütü bozuk çıktı.  Ve Yunanistan´daki yangın sonrası insanlıktan dem vuranlar oldu. Neymiş Yunanistan´da insanlık zarar görmüş. Ama bunlara bizde de şu oluyor, bu oluyor dediğimizde de bunların hiç sesleri çıkmıyor.  Söylemek istediğim bu ülkede ve Kıbrıs´ta beyni akıllarına hitap etmeyen yabancılaşmış, dedemin tabiriyle gâvurlaşmış insanlar var. Bunlara Kıbrıs´ta, Rumlar şunu yaptı, Bosna´da şunu yaptılar, Kararabağ´da şunu yaptılar dediğimizde ?Bunlar geçmişte olan şeyler? deyip, işin içinden çıkıyorlar. Hâlbuki bu beyinsizler bilmiyor ki, bunların geninde katliam var, kan var, zulüm var.  Ve bu zulmü bugün de Irak´ta, Suriye´de sürdürüyorlar. Aksi olmasa milyonlarca insan bize sığınır mıydı? Şimdi, yine kutlu ve büyük biz yürüyüşün arifesindeyiz. Ben,  bu satırları yazarken henüz operasyon başlamamıştı. İnşallah diplomasiyle çözeriz bu işi. Ama konuşarak olmuyorsa, silahtan başka seçenekte kalmıyor bize. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, ?kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.? Aksi durumda üç, beş yıl sonra bizi çok zor bir süreç bekler. Ya şimdi gereğini yapacağız. Ya da bize biçtikleri kadere razı olacağız. Ama asla bizi kendilerine köle yapamayacaklar. Asla Türkiye Cumhuriyeti´ni bölemeyecekler. Onun için dünkü manşetimizi büyük bir gurur ve inançla attık. En azından bir kez daha tarafımız bilinsin istedik.  Herkes aklını başına almalı. Parası olan da parası olmayan da.  Bugün birinci önceliğimiz devletimiz. Herkes devletinin etrafında kenetlenmeli. Hele hele siyaset yapanlar, partileri ayrı olabilir. Farklı da düşünebilirler. Ama geldiğimiz süreç artık geri dönülmez bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Devletimize destek olmak ve ordumuzun yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan etme zorunluluğumuz var.  Allah kuvvet, kudret sahibi? Allah Devletimize, milletimize zeval vermesin?