Türk Milleti, Peygamberimizin kabrinin ve Kabe´nin güvenliğini sağlamak için Yemen´i muhafaza etmiş, haçlı donanmalarının Yemen´i ele geçirerek, Peygamberimizin beldelerine tehdit oluşturmasını engellemiş, bu uğurda binlerce evladını şehit vermiştir. ´´Ah o Yemen´dir, giden gelmiyor acep nedendir´´ Türküsünü Türk Milleti boşuna yakmamıştır. 1918 yılında Osmanlı Devleti´nin imzaladığı Mondros Mütarekesi´nin 16. maddesi; "Hicaz´da bulunan muhafız kıtalar en yakın İtilaf kumandanına teslim olacak" hükmünü âmir olmasına rağmen, ünlü Medine Müdafii Fahrettin Paşa kanının son damlasına kadar teslim olmayıp bu kutsal şehri koruyacağına yemin ettirmiştir. Kuşatma altında yiyecekleri kalmayınca, çekirge yağmurunda askerlerine çekirge kavurtup açlıklarını bastırarak savaşa devam ettiler. Peygamberimizin türbesi ve Medine´nin haçlı askerlerinin (İngilizlerin) eline geçmemesi için savaştılar. Kahraman komutanın, subaylarına, askerlerine ve halka yaptığı şu hitabe, bugün bile gözlerimizi yaşartmaktadır:"-Ey Nâs; Size bin üç yüz yıl öncenin bu kubbeleri çınlatan ilâhî, mukaddes sesiyle hitap ediyorum. Ve mübarek kabrinde hay (diri) olan Peygamber-i Zişanımız Hz. Muhammed (s.a.s.)´in huzurunda ahd-i Peyman ederek diyorum ki, biz ne kadar kuvvetli düşmanlar karşısında bulunursak bulunalım. Allah-ü Tealâ´nın izni ve O´nun Resul-ü Ekreminin şefaati ile zerre kadar fütur getirmeden mukaddes bildiğimiz mücadelemize devam edeceğiz, canımız pahasına Peygamberimizin kabrini ve Medine´yi savunacağız, İngilizlere teslim etmeyeceğiz, gerekirse bu uğurda öleceğiz.´´Türk askerinin Peygamber sevgisi işte böyle bir destandır. Türk milleti, birçok konuda olduğu gibi Peygamberlerine duyduğu sevgisi yönüyle de diğer Müslüman milletlere, hatta başka dinlerden olanlara dahi örnek olabilecek bir karaktere sahiptir. Türk Milleti, Peygamberimizi görmeden sevdi. Atamız, Piri Türkistan Ahmet Yesevi 63 yaşından sonra ´´Peygamberimizin vefat yaşından sonra yeryüzünde uyumak bana haramdır´´ diyerek, yer altına yaptırdığı mezarı andıran yerde uyuyarak kalan ömrünü tamamlamıştır. Sekiz bin kilometre uzaktaki üzeri ahşap ızgaralarla kapatılmış hücreyi ve Ahmet Yesevi türbesini görmek bana nasip oldu. Peygamberimizin ömründen uzun yaşamak istemeyen Türk Milletinin Peygamber sevgisine bir başka örnek.Türk Milletini Peygamberimize olan sevgisi ve bağlılığı hürmetine Allah, Türk milletine bin yıldır İslamın bayraktarı olmayı nasip etti. Türk Milleti şanla, şerefle İslam´a hizmet etti. Üç yüz yıldan fazla süren Haçlı Seferlerine karşı kendini siper ederek İslam Alemini korudu. Bizans-D. Roma ordusunun elinden İslamın halifesini Tuğrul-Çağrı Beyler kurtardı. O tarihten itibaren haçlıları Viyana´ya kadar sürdü, attı. Adriyatik´ten-Çin Seddine kadar onlarca milletin Müslüman olmasına vesile oldu. Hatta bu gün Paris´te, Berlin´de, Londra´da, Amerika´da, Rusya´da ezan okunuyorsa Türk Milletinin vesilesiyledir.Dubai´de, Katar´da, körfezdeki Arap ülkelerinde yedi yıldızlı otellerde çorbalarına saf altın tozu katarak yiyen petrol zengini Araplar; Açlıkla, savaşla boğuşan, dindaşları ve ırkdaşları, kendileri gibi Arap olan Suriyelilere, Filistinlilere yardım etmiyorlar, onların açlıktan ölmelerine aldırmıyorlar bile. Peygamberimize, İslama sevdalı Türk Milleti yine büyüklüğünü, hamiyetperverliğini göstererek beş milyon Suriyeli kardeşine sahip çıktı, lokmasını paylaştı. İslam dünyasında beş vakit namazların sünnetlerini Araplar terketmişken Türk dünyasında sünnetler kılınmaktadır. Türk Milletinin Peygamberimize bağlılığının başka bir nişanesidir bu. Türk Milletinin, Peygamberimiz sevgisi hürmetine Allah, İslamın bayraktarlığını yine bize nasip edeceğine inanıyorum. İstanbul´dan kalkan bir hızlı tren Türkistan´a, yine İstanbul´dan kalkan başka bir hızlı tren Medine´ye varacaktır. İçerden ve dışardan yapılan bütün engellemelere rağmen Turan Türk Birliği kurulacak, üç yüz milyon Türk dünyası, haçlılara-siyonistlere karşı İslam ülkelerinin, mazlum milletlerin koruyucusu olacaktır. Bir yazarımız, İstanbul´da sahaflar çarşısında yaşlı bir tanıdığını görür. Bakar ki bir köşede içli içli ağlıyor. ´´Ne oldu?´´ diye sorar. Ağlayan adam; ´´Peygamberimiz aklıma düştü´´ der. İşte Türk Milletinin Peygamber sevgisi. Peygamber âşığı bir millet olan Türk Milletine mensup olduğumuz için Allah´a ne kadar şükretsek azdır. Peygamberimizi hatırlayınca gözleri yaşaran Necip Türk Milletinin mensuplarına selam olsun.