?>
Vakt-i Cesaret
Vakt-i Cesaret
<p style="text-align:justify">Fikrin ve kültürün sahasında, potansiyelinden bîhaber olan insanımız, dünyaya Süleymaniye Medresesi’nin müfredatından değil de, Oxford‘un nazarıyla bakınca bulanık zannettiği mazisini daha cılız ve perişan bir surette görmektedir. Türk-İslam mefkûresinden fışkıran ve koca arza sığmayan, fakat gönüllere sığabilen ve sığındığı kalbe ışığın hakikatini ve özünü yansıtan ilim ahlakı, nice sinelerin cevherine hükmetmiştir. Seher vakitleri büyük bir vecd ile uysallaşırken, asabiyetin kışkırtıcılığına karşı, kardeşliğin istinatgâhını bina ediniştir. Bu ülküyle yetişen her bir nefer, yarınlarını âbad etmek için milli hislerini daima göğsünde kalkan niyetinde kullanmıştır. Fakat parçalanmış şuurumuz dolayısıyla kalkanımız delinmiş, müdafaamız gıdasız kalmış ve neferlerin üzerine çöreklenen fersizlik nedeniyle, o kutlu geleneğimiz hükmen mağlubiyete uğramıştır. </p>
<p style="text-align:justify">Zaaflarımızın farkına varıp sadece kendimizle yeniden doğmayı bir kurtuluş yolu görmezsek bir daha dirilmek adına attığımız adımlar, kat’i surette hüsranla sonuçlanacaktır. Dehalarımız heba olacak ve azmimizin kanatları kanayacaktır. Batıya karşı yeniden büyük bir varoluş için, onların amansız ve aralıksız saldırısına mukabil, müdafaa pozisyonundan kurtulmamız icap etmektedir. Çünkü onların icraatlarına yine onların metotlarıyla alternatif üretmek, kısırdöngüye bulanmış tekrarın ve taklidin başka bir versiyonudur. Sinemalarına, televizyon programlarına, siyasi manevralarına ya da içtimai uygulamalarına boyuna alternatifler teşkil etmek veya benliğimizi bu sayede muhafaza edebileceğimizi düşünmek, nesli mecalsiz ve felsefesiz bırakmak anlamına gelir. Takati kesilmiş toplumlar, çaresizlik buhranına düşeceğinden, hiçbir saldırıya karşı kendine istikamet veremez. Bu durum ise, başlamadan bitişin tanımıdır.</p>
<p style="text-align:justify">Buhara’dan, İstanbul’dan ya da Medine’den neşet etmemiş seçeneklerle düzen almak beyhudedir. Ümmetin sorunları ümmetin topraklarından neşvünema ederse, çözüme kavuşabilir. Diğer türlü her adım bir savunma biçimidir. Müdafaa pozisyonu ise, güçsüzlerin tercihidir. Bazen muvaffakiyeti getirebilir, lakin son üç asırdır İslam dünyası o muvaffakiyete bir türlü denk gelmemiştir. Farz edelim bir veya birkaç defa denk gelinsin; fakat bu durumunda sürdürülebilir tarafı mâdumdur. Mütemadiyen işlenmeyen metotlar, istismara açıktır. Anarşizm ve hengâmeye gebedir. Zaten böyle bir şerâitin içinde çalkalanan sosyolojik yapıların beyin ölümü gerçekleşmiş demektir. Boşuna enerji kaybetmenin bir manası yoktur. Aslolan ise, izâfîlikten ve çelişkilerden âzâde olmuş bir ahlaki hareketin mücadelesini vermektir.</p>
<p style="text-align:justify">Dilediği gibi kımıldayan düşünceler ne denli çoksa, o toplumun devleti de dilediği gibi kımıldayabilir. Sorun Müslümanın metbû fikirlere zincirlenmiş olmasıdır. Ezelden ebede sayü gayretin tavsiye edildiği Türk-İslam medeniyetinin ikliminde nefes alınmasına rağmen, zihinlerin kötü bir müstahsil mesabesinde bile olmayışıdır. İlme karşı lakayt kalmak, cemiyetleri perişan ve sefalet içinde süründürür. Çünkü ilim, itina ve sebat ister. Aynı zamanda mesuliyet ve incelik gerektirir. Bu göreneğin dışından hareket edildiğinde, fikri mülahazaların kıpırdaması kabil değildir. Aksine durağanlaşır. Durağanlık ise, yokluğa doğru süzülür. Bu itibarla, selamete kavuşabilmek için sistemli değerlere ve bu değerlerden neşet eden rehberlere ihtiyaç vardır. Rehberlerin ise, manalarını kâfi bir surette karşılayabilmeleri için ahlaki olgunluklarını tamamlamış olmaları iktiza eder. </p>
<p style="text-align:justify">Mazilerinin uzviyeti parçalanmış nesiller, ifrat ve tefritin iğrenç kazanında fokur fokur kaynayıp buharlaşır. Şaşkınlık ve taaccüp içerisinde ayağa kalkmanın cesaretini ve iradesini unutur. Bu şerait içinde aslanların kedileri rehber edindikleri de, vakidir. Mazinin fotoğrafı nasıl olursa olsun, bugünle irtibat kesilmişse, fenalık ve yalpaklık mukadderdir. Hüccetini boşlukta arar, aşk yerine ihtiras, namus yerine laklak yaparak ahlakın ihtimamını zedeler. Güneşin sıvanmaya kalkıldığı bu zamanlarda, vicdanımızın hırpalandığını görmemiz ve idrak etmemiz gerekir. Bu bilinç olmadan sürekli müdafaa konumunda kalmamız, kaderimizin sabit bir cilvesi halinde karşımızda duracaktır. İntibahımız, bulutların ardına ve perdelerin arkasına gizlenerek ortaya çıkmaya cesaret edemediği müddetçe, şahsiyetimiz demokrasilerin hürriyet safsatası ve yalancı iradesinde öğütülüp yok olacaktır. Onlar gaza basıp arabasını ilerletecek, biz ise frenlerle balatalarımızı yıpratıp yerimizde sayacağız.</p>
<p style="text-align:justify">Şimdi asıl ifade ve irade, bir şeyin karşısında nasıl duracağımızla birlikte, kendimize karşı nasıl bir konum alacağımızdır. Bekanın içindeki fanilik ve faniliğin içindeki bekayı hangi merhalede fehmedeceğimizdir. Atacağımız adımların ve hamlelerin ortaya çıkaracağı eserin mahiyetinin nasıl olacağıdır. Kaybetmekten korkmayanların iradesi, her halükarda mahsul verecektir. Hüviyetlerini ve hürriyetlerini kendi elinde tutanlar, ham kaba softalığın, bağnazlığın ve hurafeciliğin kıskacından sıyrılıp, ehl-i sünnetin itikadı üzere yol yürüyenler olacaktır. İşte insanın asli vazifelerinden biri olan kendine karşı doğru konum alması, kalbin ahlak haleleriyle donatılmasıyla mümkündür. Ahlaki ilkesi olmayan bir kalbin, cesaret sergileyebilmesi ve kendi konumunu doğru tayin edebilmesi imkânsızdır. Buradan hareketle, kendine karşı duruşu olmayanın karşısındakine ve özellikle rakiplerine karşı da, bir tavır göstermesi kabil değildir. İşte mazimizin her bir motifinde bu duruş mahfidir. Mazi ile bugünün ve yarının irtibatının ehemmiyeti de, fertlerin ve toplumların duruşunun nasıl olacağından gelmektedir. Felahın gayesiyle menfaatlerin çakışması sırasında ise, ahlaki olgunluğun samimiyeti imdada kavuşacaktır.</p>
<p style="text-align:justify">Hadi gelin gerçek bir duruş ve mücadele çizelgesi hazırlayalım dediğimizde, birçokları sayısız teklifte bulunacaktır. Fakat tekliflerin kahiri ekseriyeti, başkalarının dünyasının dengelerini rahatsız etmeyecek cinsten olacaktır. Güç dengelerinin rahatsız olmadığı bir yerde yeni bir baharın gelmesini hayal etmek anlamsızdır. Bir gün ekâbirlerin ve müstekbirlerin rahatsız olacağı adımlar görürseniz, sizlerde onlarla birlikte yol yürümekten çekinmeyiniz. Çünkü güç dengeleri rahatsızlığını ima ve ifade ediyorsa, Hira’dan yükselen “oku” emri yeniden hayat buluyor demektir.<br />
</p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018