Önceki gün, Çağlayan Adliyesini kana bulayan kansızlardan biri, daha önce de bir çuval C4 Patlayıcıyla, bir şehrimizdeki Emniyet Müdürlüğünü havaya uçurmak üzereyken yakalanmış… Şimdi de hapisten çıkar çıkmaz, bu saldırıyı yapmış. İnsanın hüngür hüngür gülesi geliyor. Bu nasıl bir memleket. Bu nasıl bir kanun. Bu nasıl bir mahkeme. Bu nasıl bir hapishane. 11 kg C4 patlayıcıyla Emniyet Müdürlüğüyle birlikte koskoca bir mahalleyi havaya uçuracak kadar gözünü karartmış bir katil, nasıl olur da ipte sallandırılmak yerine bir kaç sene sonra salıverilir. İhanet ettiği devletin koruması altına alınıp, canına kastettiği milletin ekmeğiyle nasıl yıllarca demlene demlere beslenir. Ve hadi bunu yaptınız, peki böyle bir alçak, git yarım bıraktığın işi tamamla kabilinden nasıl olur da serbest bırakılır. Şehirler bu kadar mı sahipsiz. Halk bu kadar mı savunmasız. Devlet bu kadar mı aciz. Bu dökülen kanın ve kaybedilen canların hesabını kim verecek. Vebalini kim ödeyecek. 4 tane kansızın elinde oyuncak olup kendini korumaktan aciz bir devletin güçlü olması mümkün mü? Kendi Meclisimizden çıkarttığımız kanunlar dururken, başka yerde beka sorunu aranır mı? Dilimizde tüy bitti ama bin kahırla bir kez daha haykıralım. “Ya Devlet Başa, ya kuzgun leşe”