Yardımlaşma

Hazır, mübarek Ramazan Ayına da az kalmışken biraz da yardımlaşma konusu ile ilgili düşüncelerimi siz değerli okuyanlarımızla paylaşmak istedim. Umarım siz de memnun kalırsınız.Yardımlaşma, Türk toplumunun hassasiyetle yaklaştığı konuların bence başında geliyor. Çünkü biz insanımıza paylaşmayı seven, komşumuz aç uyurken gözüne bir gram uyku girmeyen bir toplumuz. Küçük bir çocuk, yaşlı bir kadın ve daha başka başka insanların tek bir bakışından bile yardıma ihtiyacı olduğunu anlayabiliyoruz. Çünkü biliyoruz ki biz ne kadar yardımsever olursak çevremizdeki insanlar da bize tüm samimiyetiyle yardım elini uzatır. Aslında bir yardım bin yardım demektir.Evet, yardımlaşmanın en kıymetli olduğu dönemlerden birisine de girmemize çok az kaldı. Ramazan ayı hem bereket ayı hem yardımlaşma yani paylaşma ayı. Ramazan ayı bize tüm güzellikleriyle geliyor. Hatırlamayı unuttuğumuz, kalbimizden ve aklımızdan sildiğimiz değerleri bize en güzel haliyle tekrar öğretiyor. Bizim gibi çeşit çeşit yemeklerle sahur ve iftar yapamayan dostlarımızla, tanımadığımız insanlarla aynı sofranın başında sohbetler ederek yemek yiyoruz. Tüm bunlar yardımlaşma gibi görünmüyor belki ilk bakıldığında ama yardımlaşma aslında bu demek. Yemeğimizi, neşemizi, soframızı ve daha birçok şeyi çevremizdekilerle paylaşmak yardımlaşmanın ta kendisi.Yardımlaşmak sadece paramızı bölüşmek ya da yoldaki kişilere birkaç kuruş vermek değil. Yardımlaşma maddi – manevi tüm hissiyatımızı, varlığımızı insanlarla paylaşmak. Öyleyse bu Ramazan Ayında da paylaşmayı, güler yüzlü olmayı, sevmeyi sevilmeyi unutmayalım. Olur da unutacak olursak birbirimize hatırlatalım. Yeryüzünde insanoğlu canlı - cansız her şeye ne kadar yardım ederse hayat bir o kadar güzelleşecek ve daha yaşanılır bir hale gelecek.