Aziz Dostlar, havalarda iyice ısındı. Sıcakların gitgide artacağı söyleniyor. Sıcaklar arttıkça iklimden şikâyetler de çoğalıyor. Mizah edebiyatımızın temel taşlarından birisi olan Merhum Nasreddin Hocanın bir fıkrası aklıma geldi. Rivayete göre Hoca Efendi kışın soğuğuna pek dayanamaz, kışların uzadığından soğukların gitmediğinden şikâyet edermiş. Yazın da sıcaklara dayanamaz kan ter içinde kalır, sıcaklardan şikâyete başlarmış. Bunu görenler tebessüm eder, hocaya sabır tavsiye ederlermiş. Hoca şikâyetlere yine başlayınca şom ağızlının birisi dayanamamış: Hocam yapma ne olur. Yazın sıcaktan, kışın soğuktan şikâyet ediyorsun. Ne olacak senin bu halin? Hocanın canı sıkılmış… Evladım bahara bir şey mi dedik? Aynen biz de hoca gibiyiz. Şikâyet çok, tahammül yok. Rahmetli anneme “Anne yağmur yağıyor” deyince: Oğlum mülküne yağıyor, mülküne dedi. Bir Azeri televizyonunda hava durumu sunan sunucu sonradan “Yer onun göğ onun. Bizim dediklerimize pek güvenmeyin. Allah’ın dediği olur” diyordu. Yer onun, gök onunsa bizim şikâyette bulunmaya hakkımız yoktur. Tedbirimizi almakla mükellefiz. Lakin biz de insanız. Sıcaktan soğuktan şikâyetimiz yok ama haksızlıktan, hukuksuzluktan rahatsızlığımızı söylemekten de bizi kimse men edemez. İşte bunu burada yapacağız. Tebrik ve takdirlerimizi de buradan duyuracağız… Haydi hayırlısı…