?>

Yokluktan Varlığa Yükselişin Hikayesi

Yokluktan Varlığa Yükselişin Hikayesi

Orhan Arslan

2 yıl önce

<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bug&uuml;n &Uuml;lkemiz t&uuml;m olumsuzluklara rağmen, her nimetin bol olarak bulunduğu bir &Uuml;lkedir. Sağlıktan, Savunmaya kadar bu gelişmişliğimiz kendini g&ouml;stermektedir. Hatta sağlık sekt&ouml;r&uuml;m&uuml;z yurt dışından m&uuml;şteri kabul etmektedir. Sağlık turizmi oluşmaktadır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Benim yaşıtlarım &ccedil;ok iyi hatırlarlar. Eskiden Bir-&ccedil;ok yokluğa şahit olduk. YAŞADIK. YAMALI ELBİSELERİ, &ccedil;orapları, g&ouml;rmek g&ouml;z alışkanlığımız idi. Sağlam elbisesi olan &ccedil;ocuk, parmakla g&ouml;sterilirdi. &Ouml;yle her istediğimizi alamazdık. G&uuml;c&uuml;m&uuml;z yetmezdi. Hoş, alacak fazla bakkalda &ccedil;eşitler de yoktu. Kırık leblebi, fasulye şeker. İlk tercihimizdi. Hele, bisk&uuml;vi arası lokum yediysen, keyfin &ccedil;ok yerinde demektir. &Ccedil;ocukluk ve gen&ccedil;liğimizde karnımızı doyurmak i&ccedil;in ekmeği yiyeceğimize katık etmek zorundaydık. Bu g&uuml;n ekmek yemeyi bırakamıyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ekmeği &ccedil;ok seviyoruz. Yokluk g&uuml;nlerimizin en vefalı dostu idi...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Ge&ccedil;en senelerden kalan defterlerin kullanılmayan taraflarını kullanırdık. Bir kitap ile, en az &uuml;&ccedil; kişi o sınıfı atlatırdı. Kalemler dersen, minnacık olana kadar kullanılırdı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yoktu. Demek ki, kıymetinin bilinmesi i&ccedil;in, yok ve aranılır olması gerekiyor. Takım elbise nedir, yeni bir ayakkabı nedir bilmezdik... &Ccedil;arşıya, pazara, okula gitmek i&ccedil;in, hele bırakın servis ara&ccedil;larını, otob&uuml;s ve dolmuş bile yoktu. En b&uuml;y&uuml;k aracımız ayaklarımızdı. Tek se&ccedil;eneğimiz y&uuml;r&uuml;mekti. Ayağınızdaki ayakkabının delik, deşik, olmasına aldırmadan Yağmur, &ccedil;amur, kar, kış, demeden y&uuml;r&uuml;mek... Okullarda dağıtılan okuma kitapları emaneten verilir, okunduktan sonra başka bir arkadaşa devredilirdi.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">1980 &nbsp;&Ouml;ncesi yıllar yokluklar yılları idi. Hatta bu doksanlara kadar devam etti. O, d&ouml;nemlerde sana yağından iki tane alabilmek i&ccedil;in -10 derecede g&uuml;nlerce kuyrukta beklerdik. &Ccedil;oğu zaman sıra bize gelince yağ biterdi. Yağdan &ccedil;ıkar, t&uuml;p kuyruğuna girerdik. Ders yapacaksın elektrik yok, yıkanacaksın su yok. Hemen hemen her evde veresiye defteri vardı. O defterin aynısı bakkalda. Hi&ccedil; har&ccedil;lığımız olmadı. Kimi zaman simit paramızı okula tebeşir parası verdik. Evden okula az mı odun taşıdık. Zeytini k&uuml;&ccedil;&uuml;k fişeklerde 100 bilemedin 200 gram alırdık. Bir zeytini bir seferde ağzımıza attığımız zaman g&ouml;z&uuml;m&uuml;z&uuml;n i&ccedil;ine bakarlardı. Leblebi gibi tek seferde atmak yok, minimum d&ouml;rt lokmada yiyeceksin. Esirgediklerinden değil. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yoktu, idare etmek gerek. Bir yumurta d&ouml;rde b&ouml;l&uuml;n&uuml;r, payına &ccedil;eyrek d&uuml;şerdi...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Hele bize zorla dayatılan s&uuml;t tozunu i&ccedil;me eylemi vardı ki; evlere şenlik...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Evet şimdi fazla varlıktan şımarmış, yokluğu bilmeyen, anlamayan bir nesil var karşımızda. Siz ne kadar anlatırsanız, anlatın, anlayamazlar. Ancak yaşamaları gerekir...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu anlattıklarımı da, La fontenden masallar diye anlayacaklardır...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Evet şimdi &nbsp;&ccedil;oğunlukla bolluk var. O nedenle doyuramıyoruz.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Vahşi kapitalizmin en b&uuml;y&uuml;k ahtapot kolu olan, Reklam sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n baskısı sayesinde yetişen nesiller her şeyi &ouml;ğreniyor. TV Ekranları onların reklam canavarları ile dop dolu...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Cep telefonlarından, havalı elbiselerden, marka kıyafetlerden sonra, aile b&uuml;y&uuml;klerine ne zaman tatile &ccedil;ıkacaklarını soran bir nesil yetişti. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; haklılar, Evleri var. Kapılarının &ouml;n&uuml;nde arabaları var. Olmadı yazlıkları var. Şimdi siz bu gence nasıl yokluğu anlatacaksınız. Bu gen&ccedil; de doğal olarak, durmadan isteyecek, hep isteyecek, doymayacak...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Evet, bug&uuml;n bu nimetlerden bile memnun olmayan azgın bir topluluk var. Sanki Bu &Uuml;lkede yaşanmış bu yokluklar zamanını bilmiyorlarmış gibi davranan bir nesil. Şimdiki bolluklara inat, a&ccedil;lık, yokluk, yoksulluk edebiyatı yapan bir garip topluluk. Ama&ccedil;ları nedir? Belli değil. Gittiği tatil beldesinden d&ouml;nd&uuml;kten hemen sonra a&ccedil;ııızzzz, diye bağıran bir garip topluluk...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Gen&ccedil;ler a&ccedil;ısından Manasız i&ccedil;i boş kavramlar her tarafını kuşattı. Rol modeller farklılaştı. Milli ve Dini değerler yok sayıldı. Hatta onları savunmak ayıp sayıldı. Aşağılayıcı g&ouml;zle bakıldı.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Sosyal medya &uuml;zerinden D&uuml;nyayı dizayn etmeye &ccedil;alışanlar, gen&ccedil; nesiller &uuml;zerine de projeler geliştirerek, uygulama alanına soktular. Artık, iletişim a&ccedil;ısından mesafe diye bir kavram kalmadı. D&uuml;nyanın &ouml;b&uuml;r ucundaki adam, diğer ucundaki adama ulaşır oldu.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Sosyal medya t&uuml;m olumsuz silahlarını kullanarak adeta gen&ccedil; neslin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;&ouml;kt&uuml;. Onu yerinden kaldıramaz hale getirdi.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Eskiden Anne s&uuml;t&uuml;n&uuml; yok sayanların, zararlı kabul edenlerin yaptığı gibi, anne s&uuml;t&uuml;nden uzaklaştırıp, yalancı mamalarla, suni yiyeceklerle, &nbsp;gen&ccedil;leri besler olduk. Onlarında tercihi aynen beslendikleri mamalar gibi, yaşantısından okuluna kadar hep doğal olmayan yolları tercih etmek oldu. Yalancı mama, yalancı oyun, yalancı hayat, paralı okul... Nasıl olsa para var ve her şeyi &ccedil;&ouml;zer mantığı yerleşti...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Eeee, hani biz yoksulduk, gelirimiz yetmiyordu, muhta&ccedil; konumda idik!</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Ne ş&uuml;k&uuml;r kaldı... Ne kanaat... Bereket unutulan kelime, Alın teri, o da ne ki? Helal? Haram? Haksız kazan&ccedil;? Anlamlarını yitirdi... Stok&ccedil;uluk? &nbsp;Karaborsa, Gereksiz zam, fiyat d&uuml;şmesin diye &ccedil;&ouml;pe atılan yiyecekler... ALLAHIM &nbsp;yardım et... Akıl Fikir ver...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bir tarafta bu işin yokluk edebiyatını yapmak, bir tarafta l&uuml;ks bir hayat i&ccedil;erisinde yaşamak... Moda olsun diye &ccedil;&ouml;pe atılan yemekler... İşte asıl bizim zıtlığımız burada başlıyor. Biz bu hayat tarzımızla gen&ccedil;lerimize hep k&ouml;t&uuml; &ouml;rnek olduk...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Şimdi g&uuml;ndemimizi sayıları gittik&ccedil;e artan sokak k&ouml;pekleri oluşturdu. Onar tarafından yaralanan hatta hayatını kaybeden insanlar var. Olsun ne gam. Hayvan severlik farklı bir yaklaşım tarzı olarak anlatılıyor. İnsanlar kendi yaşlılarına bakmaz iken, evlerinde k&ouml;pek besler oldular.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Yine de gen&ccedil;liğin bu kontrols&uuml;z gidişatına dur demek i&ccedil;in;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Evet, b&uuml;t&uuml;n bu olumsuzluklar karşısında asıl biz ne yaptık? Ne yapmalıyız? Bu b&uuml;y&uuml;yen tehlikeyi nasıl engellemeliyiz? Diye d&uuml;ş&uuml;nmemiz gerekir.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bu yangın orman yangınlarına da benzemiyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; onu s&ouml;nd&uuml;rmeye &ccedil;alışan bir ekipmanlar filosu, uzman insanlar kadrosu var...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Bizim bahsettiğimiz gelecek nesillerimizin etrafını saran bu yangına karşı tedbir almamız, geldi ve ge&ccedil;iyor. G&ouml;r&uuml;nen o ki; daha tehlikenin &ouml;ncelikle aileler olarak farkında değiliz...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Evet, kıvılcım halinde olan bu yangını alev topuna d&ouml;nmeden s&ouml;nd&uuml;rmeliyiz...</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,&quot;sans-serif&quot;">Neyi bekliyoruz, yangının b&uuml;y&uuml;mesini mi?</span></span></p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI