Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrası oturduğu binanın riskli olduğunu düşünen vatandaşların kentsel dönüşüm için inşaat firmalarına talepleri arttı.
Uzmanlar, vatandaşların evlerini yenilemek isterken mağdur olmamaları için dikkat etmeleri gereken hususları değerlendirdi.
ORKENT AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Dr. Nihat Şen, her deprem sonrasında vatandaşların panikle hızlı tarama testi için laboratuvarlara, müteahhit firmalara başvurduklarını, bunu daha önce defalarca yaşadıklarını söyledi.
İstanbul'daki deprem sonrasında da vatandaşların panik halinde binalarını müteahhide vermek için arayışlara girdiğini belirten Şen, "Burada en önemli süreç, bu işin yasaya uygun yürütülmesi. Fırsatçılar da art niyetliler de olabilir. Özellikle bu süreçte aracı firmalar ortaya çıkıyor. Bu aracı firmalar böyle krizlerden faydalanarak vatandaşları yanlışa sürüklüyor, uzun süreli problemlere sebebiyet verebiliyorlar. Kişisel menfaatler sağlıyor hatta bazıları ortadan kayboluyor." diye konuştu.
"Vatandaşların hak ve hukukunu bilerek yola çıkmaları çok önemli"
Şen, mağduriyet yaşamamaları için vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:
"Mülkiyet sahiplerine tavsiyemiz, bu işleri bilen kişilerle yol almaları, onlara müracaat etmeleri, onların gözetiminde ve bilgisi dahilinde bu işleri sürdürmeleri. Çünkü zaten insanlar panik, sıkıntı içindeler. Yılana sarılır gibi hemen birilerine sarıyorlar. 'Bu işi bitirir mi bitirmez mi, ehli mi, yeterli kriterlere sahip mi değil mi?' sorgulamıyorlar. Laflarla, yanıltıcı bilgilerle yola çıkıyorlar. Sonunda da mağduriyet yaşıyorlar. Bu konuda deneyimli, bilgili kişiler vasıtasıyla sürece başlamaları çok önemli. Onların bilgisi dahilinde yürürlerse hem problem yaşamazlar hem de yasanın tüm imkanlarından faydalanıp kısa sürede sonuca giderler."
Bir ara emlakçı ofisi enflasyonu yaşandığını, müteahhit firmaların da böyle çoğalmaya başladığını aktaran Şen, vatandaşların genellikle binalarını yenileme, "Yarısı Bizden" kampanyasından faydalanma talebiyle müteahhit firmalara başvurduklarını anlattı.
Şen, "Karşı taraf da bazen 'Yarısı Bizden' destek kampanyasının üstünden de bedel talep ediyor, ön avans alıyor ve vatandaşa mağduriyet yaratıyorlar. Onun için vatandaşların hak ve hukukunu bilerek yola çıkmaları çok önemli." dedi.
Şen, Türkiye'de müteahhitlik yasasının değiştiğini, belli gruplara ayrıldığını belirterek, "Herkes her istediği inşaatı yapamıyor. Bir önemli husus, kentsel dönüşüm yasası kendi başına bir derya zaten. Her bir maddesinin altında, bir bendinde bir şey var. Bu uygulamayı, yasayı bilen danışmanlarla veya teknik kişilerle mülkiyet sahiplerinin yol almaları çok daha doğru olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Hem müteahhit aramasında hem de bina tespitleriyle ilgili bir yığılma söz konusu olacaktır"
Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik de her deprem sonrası müteahhit firmalarına talebin artmasının doğal olduğunu, önceki depremlerde de bunun sıklıkla yaşandığını dile getirdi.
Endişe etmenin önlem alma gerekliliğini getirdiğini, her dönem olduğu gibi bu dönemde de müteahhitlere karşı bu yaklaşımın normal olduğunu söyleyen Şişik, şöyle konuştu:
"Müteahhitlerin mağduriyet yaratmamasıyla ilgili önlemler zaten alındı. Belediyelere teminat vermek gibi enstrümanlar devreye sokuldu. Buna rağmen mağduriyet yaşanmaz mı? Yaşanabilir. Vatandaşlarımıza bölgelerinde rüştlerini ispat etmiş, mesleğe saygı duyan, işini seven müteahhit gruplarla görüşmelerini tavsiye ediyoruz. Tabii şimdi hem müteahhit aramasında hem de bina tespitleriyle ilgili bir yığılma söz konusu olacaktır."
Şişik, binanın test edilme süreci başladığında orada oturma imkanı kalmadığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Binanın riskli yapı tespiti piyasada en çok yaygın olan uygulama biçimi Bakanlığın ve onun lisanslandırdığı laboratuvarlarda yapılan başvurular, onlar biraz daha uygun fiyatlı o raporların neticelerinde 'Risklidir veya riskli değildir.' tabiri geçer. Riskli tabiri geçiyorsa bu tamamen zaten oranın nüfustan arındırılması ve sürecin başlatılması anlamına geliyor. Bunu engelleyecek bir faktör yok. Onun dışında bir de piyasada daha az yaygın olan, daha çok kamu kurum ve kuruluşlarının kullandığı, birtakım hali vakti yerinde yapıların sahiplerinin yaptırdığı performans analizi var. Performans analizinde başka bir tespit daha ortaya çıkıyor. 'Risklidir, riskli değildir veya güçlendirme yapılabilir.' notu konuluyor. Zaten buradaki en önemli şeylerden biri de o. Çünkü 1999 depreminden sonra bugüne kadar yapılmış binaların güçlendirilmesi söz konusu. Yani bu kadar bütçe ayrılamaz, her bina yıkılmak zorunda değil. O bağlamda da yapı stokunun incelenmesi açısından baktığınızda bu ikinci safhasını oluşturuyor."
Kentsel dönüşüm konusunda karar vericilerin, siyasi partilerin, bakanların, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların bir araya gelmesi gerektiğini vurgulayan Şişik, bunun bir master plan çerçevesinde değerlendirilmesi, planlama ve finansman safhasının konuşulması, dönemsel önlemlerle geçiştirilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.