Kaya, bu yönde adımlar atılmaya devam ettiğini söyleyerek, ‘Tamamlanan ve devam eden çalışmalar neticesinde su fakiri olan ülkemizde suyu daha akıllıca kullanaraktan ileriki nesillere gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke mirası bırakmak ancak mümkün olacaktır. Bu da kurum olarak bizlerin en büyük hedeflerinden birisidir’ dedi
ADEM NALBANT
İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu Toplantısı geniş katılımla gerçekleşti. Vali Alim Barut’un başkanlığında yapılan toplantıda, il protokolünün yanı sıra 16 ilçe kaymakamı ve bazı ilçe belediye başkanları da yer aldı. Programda küresel ısınma, taşkın, kuraklık ve suyun korunması ve gelecek nesillere bırakılması noktasında alınacak tedbirler ele alındı.
Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğünde düzenlenen 2016’nın ilk toplantısı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından DSİ Bölge Müdürü İsmail Kaya bir konuşma yaptı. Suyun önemine vurgu yapan Kaya, ‘Vücudumuzun 3’te 2’sinin, yaşadığımız dünyanın 4’te 3’nün su olduğunu düşündüğümüz zaman suyun bizler için ne kadar kıymetli ve vazgeçilmez olduğunu unutmak imkansız. Sahip olduğumuz suyun da iyi bir şekilde kullanılması ve gelecek kuşaklara güvenilir bir şekilde bırakılması gerekmektedir. Toplantının amacı da bu’ dedi.
SU KRİZİ İÇİN TEDBİR ALMALIYIZ
Dünya üzerinde yapılan bilimsel çalışmalara göre 2030 yılından sonra artan dünya nüfusu ve kirlenen su kaynaklarının göz önüne alındığında küresel bir su krizinin olabileceği yönünde bir takım sonuçların ortaya çıktığını ifade eden İsmail Kaya, ‘Dolayısıyla bizim buna göre bir takım tedbirler almamız gerekiyor. Ülkemiz su kaynakları bakımından aslında zengin olan bir ülke değil. Yaklaşık 112 milyar metreküp kullanılabilir su kaynağı potansiyelimiz var. Bunun 98 milyar metreküpü yüzeysel sularımız, geriye kalan ise daha çok yer altı güvenilir su rezervimiz’ diye konuştu.
‘SU KONUSUNDA DA KÖPRÜYÜZ’
Sivas’ta ise yıllık ortalama yağışın 449 milimetre olduğunu bildiren DSİ Bölge Müdürü Kaya şöyle devam etti:
‘Bu Türkiye ortalamasının oldukça altında. Türkiye ortalaması yaklaşık 643 milimetre. Mevcut potansiyelimize baktığımız zaman, ilimizin 6.3 milyar metreküp yüzeysel, 0,4 milyar metreküp yer altı suyu toplamda da 6,7 milyar metreküp gibi bir su potansiyeli bulunmakta. İlimiz, Konya’dan sonra ikinci yüzölçüme sahip ikinci ili. Doğuyla batı, kuzeyle güney illeri arasında nasıl bir ulaşım bakımından köprü görevini görüyorsa, su açısından da aynı görevi üstlenmekte. Ülkemizde 25 tane su havzası bulunmakta. İlimiz ise bu su havzalarının 6 tanesine ev sahipliği yapmakta.’
Suyun korunmasıyla ilgili çalışmalara aralıksız devam ettiklerini kaydeden Kaya şunları söyledi:
‘Tamamlanan ve devam eden çalışmalar neticesinde su fakiri olan ülkemizde suyu daha akıllıca kullanaraktan ileriki nesillere gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke mirası bırakmak ancak mümkün olacaktır. Bu da kurum olarak bizlerin en büyük hedeflerinden birisidir. Devletimizin bütün kurumlarının ve vatandaşlarımızın da katılımıyla bütün bu çalışmalar sonucunda çağdaş, müreffeh, kuraklık çekmeyen, taşkın zararlarından etkilenmeyen ve sudan azami ölçüde faydalanan bir ülke haline gelmeyi hedeflemekteyiz.’
Kaya’nın ardından kürsüye Vali Alim Barut geldi. Barut, suyun hayat ve sağlık açısından en temel ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, ‘Değerini gün geçtikçe daha iyi kavradığımız suyun giderek azalması en ciddi tehditlerden biridir. Dünyada su kaynakları azalmaya başlamıştır. Unutmamız gerekir ki insanların ihtiyaçları sınırsız, kaynaklar ise sınırlıdır. Dünya üzerinde her yıl 5 milyondan fazla insan çoğu çocuk olmak üzere suyun yetersiz olması nedeniyle ortaya çıkan hastalıklardan hayatını kaybetmektedir’ dedi.
‘SU AÇISINDAN FAKİR BİR ÜLKEYİZ’
Vali Barut veriler ışığında Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğuna dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
‘Bizim çocukluğumuzda su akıyor biz bakıyoruz. Su yönünden zenginiz deniliyordu. Ancak şimdi gerçekler ortaya çıktı. Biz su zengini bir ülke değiliz. Önümüzdeki yıllarda, özellikle 25-30 yıllık periyotta kişi başına düşen su düşünülürse, şimdiden tedbir almamız gerektiği gözükmektedir. Yine geçmişte yaşanan taşkınlar, ülke ekonomisine çok büyük zararlar vermiştir. İlimizdeki taşkınlardan korunmak için bir takım çalışmalar yapılmış, yapılmaya devam edilecektir. Bu kapsamda taşkın zararlarının en aza indirgenmesi için sadece akarsu yatağında değil, akarsuyun membaında da gelen tüm etkiler de dikkate alınarak havza bazlı çalışmaların yapılması gerekmektedir.’
