Biz de burada CÜ Vakfı olarak CÜ Rektörlüğünü rahatlatma adına elimizden ne geliyorsa, ekibimizle beraber güzel işler yapmak için çaba gösteriyoruz. Sivas üniversiteyi ayakta tutmak zorunda. Ben 14 Aralık 2012 tarihinden itibaren, göreve geldiğim günden beri bağış anlamında 3-4 tane çok cüzi miktarların haricinde bir kuruş bağış almadım. Eğer üniversitemizin ayakta kalmasını istiyorsak, belirli birimlerin kuvvetlenmesi lazım.’
KEMAL ÇAĞLAYAN
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ertan Buyruk ,sabah kahvaltısında basın mensupları ile bir araya geldi. Buyruk, CÜ Koleji yemekhanesinde gerçekleştirilen kahvaltının ardından vakfın çalışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet Üniversitesi’ni ‘bacasız fabrika’ olarak nitelendiren Buyruk, ‘CÜ Sivas için bir değerdir. Bacasız bir fabrikadır. Biz de burada CÜ Vakfı olarak CÜ Rektörlüğünü rahatlatma adına elimizden ne geliyorsa, ekibimizle beraber güzel işler yapmak için çaba gösteriyoruz. Bu çabamız sırasında elbette ki aksaklıklarımız, yanlışlıklarımız olacaktır. 14 Aralık 2012 tarihinde vakıf genel sekreterliğine atandım ve benden önceki vakıf sekreterliğini yapan genel sekreterlerimiz CÜ Vakfını belirli bir noktaya getirmiş durum dalardı teslim aldığımızda. Ancak tabi bizlerinde kendimize göre tespit ettiğimiz bir takım aksaklıklar vardı. Bu aksaklıkların giderilmesi için ekibimizle birlikte var gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz’ dedi.
‘SİVASLI ÜNİVERSİTEYİ
AYAKTA TUTMAK ZORUNDA’
Sivaslıların Cumhuriyet Üniversitesi’ne katkı sağlaması gerektiğini belirten CÜ Vakfı Genel Sekreteri Ertan Buyruk, göreve geldiği günden bu yana 3-4 tane cüzi miktarın dışında bir bağış alamadıklarını söyledi.
Buyruk şu ifadeleri kullandı:
‘Sivas üniversiteyi ayakta tutmak zorunda. Ben 14 Aralık 2012 tarihinden itibaren, göreve geldiğim günden beri bağış anlamında 3-4 tane çok cüzi miktarların haricinde bir kuruş bağış almadım. Eğer üniversitemizin ayakta kalmasını istiyorsak, belirli birimlerin kuvvetlenmesi lazım. Bu birimlerden bir tanesi de CÜ Vakfı. İlk göreve atandığımda Kayserili bir müteahhitten okulumuza 20-25 bin lira değerinde akıllı tahta ve bilgisayar bağışı aldım ve özellikle Kayseri’den aldım ki belki Sivaslıların kapısını çaldığımda, ‘Kayserili vermiş Sivaslı olarak biz de katılalım bu işe’ derler. Para çok. Eski Valimiz Ali Kolat Bey, belediye sosyal tesisleri açılırken çok güzel rakamlar verdi. Rakamları hatırlamıyorum. Sivaslının parası çok. Bu parayı biraz hayır hasenat işlerine ayıralım, yatırıma ayıralım ve Sivas’ın kalkınmasını sağlayalım. Rektör hocam göreve geldiğinden beri sanayi ile işbirliği yapmak için çırpınıyor. Rektör hocamın sorumluluğunda değil bu. Üniversitenin buradaki katkısı sadece danışmanlık, bilimsellik anlamında oluyor. Sağ olsun ticaret odamız çok ciddi anlamda çalışıyor ama yetmiyor. İstihdam sağlayacak yatırımların yapılması lazım. Biz burada yeterli yatırımı yapalım, o zaman deyin ki, eleman alımı için ‘alın 20-30 kişilik liste…’ Ama bundan önce bizim burada ciddi yatırımlar yapmamız lazım. Üniversitenin içerisinde ya da dışarısında…’
‘42 BİN 500 ÖĞRENCİMİZ VAR’
Öğrenci işlerinden aldıkları son bilgilere göre CÜ’nün 42 bin 500 öğrencisi bulunduğunu belirten CÜ Vakfı Genel Sekreteri Ertan Buyruk, bu öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik gerçekleştirilen yurt çalışmalarından bahsetti.
Buyruk; ‘Buraya gelmeden önce öğrenci işlerinden aldığımız rakamlara göre yaklaşık 42 bin 500 öğrencimiz var ve bu öğrencilerimizin yurt problemleri var. Gelen kız ve erkek çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde barınmaya ihtiyaç var. CÜ içerisindeki yurtların kapasitesinin toplamı da yaklaşık 7 bin kişi. Burada yaklaşık 4 bin 500 kişilik kız yurdumuz, yaklaşık 2 bin 600 kişilik erkek öğrenci yudumuz mevcut. CÜ Vakfı öğrencilerimiz için var. Yani kazandığı parayı öğrencilere harcamak için.
Vakıf, kafelerimizden, kantinlerimizden aldığı gelirlerle ve aynı zamanda bağışlarla elde ettiği gelirlerle ayakta duruyor. O yüzden, biz göreve geldiğimizde en çok önemsediğim sorun öğrencilerimizin yurt sorunu olması hasebiyle şehrimizde bir takım kişilerle bağlantılara geçildi, il dışında bir takım kişilerle bağlantılar yapıldı. Ön sözleşmemizin imzasını attık. Öncelikle Vakıf arazisi üzerine 1000 kişilik öğrenci yurdu yapılması için sözleşme yapıldı. Kısmet olursa Cuma günü nihai sözleşmesini imzalayacağız.
Aynı zamanda bu 1000 kişilik yurt yapmayı taahhüt eden firma bize tamamen bağış olmak üzere 300 kişilik bir konuk evi ve misafirhane yapma taahhüdünde bulundu. Bu firma, bu 1000 kişilik yurdu yaparken, CÜ Vakfı’na belirli bir oranda gelir vermeyi de tabiî ki taahhüt ederek bu sözleşmeyi imzaladı. CÜ Vakfı’nın sürekli gelirinin olacağı bir sistemi burada kurmaya çalıştık. İnşallah bunda başarılı olmaya gayret edeceğiz. Eğer bunda başarılı olursak seneye bir 1000 kişilik yurdun daha temelinin atılmasını sağlayacağız.’
‘VAKIF İKİ ŞİRKETTEN OLUŞUYOR’
CÜ Vakfının yapısı hakkında da bilgi veren Buyruk, geçen yıl 252 öğrenciye aylık 100’er lira burs verdiklerini, bu sayı ve burs rakamını artırmak istediklerini söyledi.
Buyruk; ‘Şuanda CÜ Vakfı iki ana şirketten oluşuyor. Birincisi, CÜ Vakfı İşletmeleri diye geçiyor. Burada dükkânlarımız, Vakıf Çarşımız var. Bu Vakıf Çarşısı’ndan aldığımız gelirlerle öğrencilerimize geçen sene 100’er liralık burs imkânı sağlandı ve 252 öğrenciye aylık 100 lira olmak üzere burs verildi. Bu yeterli değil. Bu sayıyı ve rakamı artırabilirsek esas idarecilik, yani bizim meziyetimiz orada ortaya çıkacak. Aynı zamanda Bilim Aktif Limitet Şirketi diye adlandırdığımız şirketimizde şuanda CÜ bünyesindeki tüm kantin ve kafeleri işletmekte.
Aktif Eğitim Anonim Şirketimiz ise kolejimiz, Anadolu lisemiz ve anaokulumuzun başında. Yani bu okullarımız Anonim Şirketi başlığı altında ve toplamda yaklaşık 290 personel çalıştırıyoruz burada. 78 tane okul çatısı altında çalışan elemanımız var. Bunlardan 32 tane ilköğretim okullarında öğretmenlerimiz, 12 tane lisemiz, 5 tane de Anadolu Lisesi’nde öğretmenlerimiz bulunmakta. Yani burası aslında bacasız bir fabrika ve vakfında yapmış olduğu bu istihdam ile de çok ciddi anlamda ailelere bir olanak sağlamakta.
Cumhuriyet Üniversitesi bizim, hepimizin. Cumhuriyet Üniversitesi ayakta durduğu sürece Sivas’ın çok ciddi anlamda ayakta duracağına inanıyorum. Geçen Pazar saat:09.00’da sinemaya gittim. İnanın koca sinemada sadece ben, eşim ve oğlum vardı. Daha üniversite öğrencileri gelmediği için. Üniversite öğrencileri gelmeye başladığında sinemalar doluyor, restoranlarımız, otellerimiz doluyor. O yüzden, tüm Sivas’ın Cumhuriyet Üniversitesi’ne sahip çıkması lazım.
Yurt için gelecek firma Sivaslı değil. Sivas’tan bir takım arkadaşlarımızla görüştük ama ben kurumumun menfaatlerini düşünmek zorundayım. CÜ Vakfı Yönetim Kurulu’na sunulan teklif cazip olduğu için yurt anlaşması il dışından gelen arkadaşlarımızla yapıldı. Sivaslı olması tabi Sivas’ın kalkınması için önemli ama dışarıdan da bir teklif geldiğinde bizim bunları da değerlendirmemiz, düşünmemiz gerekiyor. Biz CÜ Vakfı olarak eğer bu çarkın dönmesini, her sene doğru bir gelir gelmesini sağlayabilirsek, hiçbir şekilde her sene bir yerlerden para bulalım, bağış bulalım derdine son vererek yaşantımızı sürdürebiliriz’ ifadelerini kullandı.
‘ÖĞRENCİDEN ALDIĞIMIZ PARAYI
ÖĞRENCİYE HARCIYORUZ’
Öğrenciden alınan paranın öğrenciye harcandığı bir yönetim anlayışına sahip olduğunu belirten Buyruk, Vakıf olarak yaptıkları çalışmaları bir ekip olarak gerçekleştirdiklerinin de altını çizdi. Vakıf ve Rektör danışmanlığı görevlerinden ücret almadığını belirten Buyruk, bu çalışmaları gönüllü olarak yaptığını söyledi.
‘Benim yönetim anlayışımda öğrenciden aldığım parayı öğrenciye harcamak var. İktisatlı harcamayabilirim. Sene sonunda belki yönetim kurulu üyeleri, mütevelli heyeti üyeleri bana kızacaklar. Diyecekler ki, ‘niye bu kadar para harcadın?’ Harcadık, sonuçta harcadığımız yerler belirlidir. Öğrencilerimiz için bu para harcanmıştır. O yüzden ben hepinizin huzurunda tüm ekibime çok çok teşekkür ediyorum. Biz burada ekip ruhu ile hareket ediyoruz. Ekip ruhu olmadan benim burada bir şey yapmam mümkün değil. Ben şuanda burada ekibimle, tüm dost ve arkadaşlarımla beraber burada memleketim için çalışıyorum.
Ben Sivas çocuğuyum, Sivas aşığıyım. Birçok dostumuz, arkadaşımız biliyor ama bunu da özellikle belirtmek istiyorum; CÜ Vakfı Genel Sekreterliği görevinden ve aynı zamanda Rektör Danışmanlığı görevinden dolayı herhangi bir ek gelir almıyorum. Yaptığım işleri tamamen gönülden gelerek yapıyorum ve korkunç da büyük zevk alıyorum. Bu da benim mutluluğum herhalde. Onun için bunu söylemeden geçmek istemedim.’
ÇAĞRI MERKEZİNİN KAPASİTESİ
800 KİŞİYE ÇIKACAK
Garanti Bankası Çağrı Merkezi’nin istihdam edilen işçi sayısını 800’e yükselteceğini belirten CÜ Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ertan Buyruk, çağrı merkezinde çalışanların büyük çoğunluğunun öğrencilerden oluştuğunu, bunun da öğrenciler için çok önemli bir gelir olduğunu söyledi.
Öğrencilere sağladıkları burslar için kendilerine destek olan muhtarlara da teşekkür eden Buyruk, şu şekilde konuştu:
‘Garanti Bankası çağrı merkezinin kapasitesinin iki katına çıkarılması ile ilgili bir proje sunuldu ve bu da imzalandı. Yani yaklaşık 400 kişiden, 800 kişi kapasitesine çıkacak bir çağrı merkezi olacak. Burada çalışanların öğrenciler olması hasebiyle onar için çok büyük bir avantaj. Vakıftan öğrenciler için verdiğimiz burs 100 lira. Bunun için inanın belki binlerce öğrenci kuyrukta ama verdiğimiz, 252 kişi. Bu konuda bana destek olan çok dostumuz var ama muhtarlarımız bu konuda bana çok destek oluyor sağ olsunlar. Bağış bulmak için çaba gösteriyorlar. Ben muhtarlarımıza çok teşekkür etmek istiyorum.
Çağrı merkezinin 400 kişiden 800 kişiye çıkması ve çalışanların çoğunlukla öğrenci olması hasebiyle onların aldıkları para çok ciddi anlamda bir gelir olacaktır’
GELİR GETİRİCİ ÇALIŞMALAR
CÜ Vakfına gelir getirecek çalışmalar kapsamında Turkcell ile görüştüklerini ve üniversite kampüsüne reklam için totem yerleştirildiğini, ayrıca otobüs duraklarındaki reklam gelirlerinin de vakfa gelir sağladığını belirten Buyruk, bu gelirlerin öğrencilere yansıdığını söyledi.
Ayrıca teşvik amaçlı öğretim görevlilerine burs verdiklerini de belirten Buyruk, sözlerini şu şekilde noktaladı:
‘Vakfımıza gelir kazandırmak için ne yapabiliriz düşüncesi ile Turkcell ile bir görüşme yapıldı ve renkli bir totem yerleştirildi üniversitemizin merkezine. Buradaki reklam gelirleri de yine Cumhuriyet Üniversitesi Vakfına katkı sağlıyor. Otobüs duraklarındaki reklamlar yine vakfımıza gelir sağlıyor.
Gelen paraların tamamı, zorunlu harcamalarla beraber öğrencilerimize burs olarak gidiyor. Aynı zamanda öğretim üyelerine bilim teşvik ödülü olarak da dağıtımı yapılıyor. Hocalarımız burada yapmış oldukları yayınlardan bir miktar ödül alıyorlar. Aldığımız ödül çok düşük miktar. Ama azda olsa bir teşvik hocalarımıza veriliyor. Bu sene 230 bin lira gibi bir parayı hocalarımıza teşvik ödülü olarak dağıtacağız.’
Konuşmasının ardından basın mensupları ile bir süre sohbet eden buyruk. Vakıf çalışmaları ile ilgili soruları da yanıtladı.
Editor : Haberpanelim