ERSAN ARSLAN
Zara Ahmet Çuhadaroğlu Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Öğretim Görevlisi Kürşat Özkaynar, öğrencilerinin sınav kâğıtlarına yazdığı ilginç ve komik yazıları gazetemizle paylaştı. Öğrencilerinin sınav kâğıtlarına yazdığı bu tür ifadelerden rahatsız olmadığını belirten Özkaynar, sınav sorularının cevapları dışında yazılan hiçbir güzel söz, mani ya da içeriğin öğrencilerin notlarına olumlu ya da olumsuz yönde etki etmediğini söyledi.
‘ÖĞRENCİLER GENELDE
MAZERETLERİNİ YAZIYOR’
Bu dalganın ilk olarak Amerika’da başladığını ve internet üzerinden dalga dalga yayıldığını belirten Özkaynar, 1,5 yıldır öğretim üyesi olarak görev yaptığını ve elinde bu şekilde 100’e yakın not kâğıdı bulunduğunu söyledi.
Bugüne kadar hiçbir saygısızlıkla karşılaşmadığını da belirten Özkaynar; ‘Bu dalga öncelikle sosyal medya sayesinde Amerika’da başladı. Öğrencilerin hocalarına karşı sınav kâğıtlarına yazdığı notlar internette yayılmaya başladı. Ben öğretim üyesi olarak 1,5 yıldır görev yapıyorum. 100’e yakın bu tip içerisinde not olan, iltifat sözcükleri olan, ‘hocam ders çalışamadım özür dilerim’ diyen. Sınıfta söyleyemeyeceği mazeretini bize bildiren öğrencilerimiz oldu. Tabi öğrencilerimizin adını ve soyadını paylaşmamak kaydıyla, onların da samimiyetine şüphe etmediğim için birkaç tanesini ben de sosyal medyaya ekledim. Öğrencilerimiz arasında memnuniyetle karşılandı. Hatta bunu yazan öğrencilerimiz, ‘bunu yazan bendim’ diye ifade etti.
Sınav kâğıtlarında genelde soruyu yapamayan öğrencinin neden yapamadığına dair mazereti ile karşılaşıyoruz. Bunu genelde espritüel bir dille ifade ediyorlar. Ben bundan çok da mutluyum. Öğrencilerle aramızdaki samimiyetin göstergesidir bence. Çünkü bir öğrenci hocasına sınıfta, arkadaşlarının içinde söyleyemediği bir şeyi sınav kâğıdında paylaşabiliyorsa ne mutlu bize… Çok şükür şuana kadar herhangi bir saygısızlıkla karşılaşmadım. Daha çok espri dolu, mazeret dolu içerikler var. Sınıfa gittiğimizde de isimlerini söylemeden ‘Arkadaşlar, şöyle bir şey yazan olmuş’ dediğimde sınıfta kahkaha tufanı kopuyor ve yazan kişi kendisini hemen söylüyor, ‘hocam bunu ben yazmıştım’ diye.’
‘ALLAH’IM BİLDİKLERİMİ YAPTIR
BİLMEDİKLERİMİ ATTIR ÇOK ÂMİN’
Bazı öğrencilerin sınav kâğıtlarına yazdığı ilginç söz ve tekerlemeleri paylaşan Özkaynar, kimi öğrencinin espri yaptığını, kimi öğrencinin sınav kâğıtlarını okuyup okumadığını kontrol etmek için kendisini sınayan şeyler yazdığını, kimi öğrencinin de mazeret bildirdiğini söyledi.
Bir öğrencinin Sınav kâğıdının üst kısmına yazdığı ‘Allah’ım bildiklerimi yaptır, bilmediklerimi attır, attıklarımı tuttur çok âmin’ ifadelerinin ise kendisini çok güldürdüğünü belirten Özkaynar, şu şekilde konuştu:
‘Mesela, soruları yapıp da 3-5 puana ihtiyacı olup ‘hocam artık benden buraya kadar biraz da siz yardımcı olun’ diyen var. ‘hocam bildiklerimi yaptım, bırakmayın beni ne olur’ diyen var. ‘hocam moralim çok bozuktu ailemle şöyle şöyle sorun yaşadım’ diyen var. ‘hocam çırpına çırpına bu kadar oldu, biliyorum bütünlemeye kalacağım ama söz daha çok çalışacağım, hasta olduğum için pek fazla çalışamadım’ diyen var. ‘Hocam boş kâğıt vermeyi size saygısızlık olarak gördüğüm için bir şeyler sallamaya çalıştım ama bütünlemede görüşmek üzere’ deyip başına geleceği komik bir şekilde dile getirenler var. ‘Hocam teşekkür ederiz, soruları çok kolay sordunuz, Allah razı olsun’ diyen var. ‘Hocam siz bizi yetiştirmeye çalıştınız ama bazı arkadaşlar sizi anlamıyor deyip’ derslerine çalışan ve bunun sorumluluğunda olan öğrenciler var. Sınav kâğıtlarında bunların hepsini görebiliyorsunuz.
Mesela bir öğrencimiz, ‘siz bizim için her türlü kolaylığı sağlıyorsunuz hocam ama bazı arkadaşlar bunun kıymetini bilmiyor, suiistimal ediyor. Siz yine bıkmadan bizim için uğraşıyorsunuz, ben olsam bu kadar sakin olmazdım. Bunları yüzünüze söylemeye utandığım için yazdım. Kusura bakmayın’ yazmış.
Bir de tabi mani kültürü gelişmiş öğrenci arkadaşlarımız da var. Mesela dua niteliğinde, ‘Allah’ım bildiklerimi yaptır, bilmediklerimi attır, attıklarımı tuttur, çok âmin’ yazmış.
Mesela ben küreselleşmeyi sormuşum, öğrenci dalgınlığına gelmiş küresel ısınmayı yazmış. Ben başka bir soru sormuşum. O, sınava çalışan ve çalışmayan öğrenciler arasındaki farklar üzerine bir paragraf yazmış. Bunun gibi farklı konularda yazanlar, değişik konularda paragraflar oluşturanlar, kendi kafasından grafik çizip buna benzer bir şey tutturursam belki hoca not verir diye umutlu olanlar var.’
‘MUHABBETİMİZİN
ARTMASINI SAĞLIYOR’
Sınav kâğıtlarını kontrol edip notlandırdıktan sonra tekrar öğrencilere dağıttığını, öğrencilerin hangi soruya kaç puan aldığını, doğrusunu yanlışını görmesini istediğini belirten Özkaynar, öğrencilerin yazdığı bazı yazılara kendisinin de bazen karşılık yazdığını belirterek, ‘bir nevi öğrencilerimizle bu şekilde mektuplaşıyoruz’ dedi.
Öğrencilerin saygı sınırlarını aşmamak kaydıyla sınav kâğıtlarına bu tür yazılar yazmasına karşı olmadığını belirten Özkaynar, ‘İş tempomuz yoğun tabi ki, sınav kâğıtlarını da okumak çok zahmetli bir iş. Hele ki de benim gibi klasik soru soran, öğrenciyi ezberden uzak tutmaya çalışan hocalar için klasik soru kâğıtlarını okumak çok zor ve zahmetli. Arada böyle esprilerle karşılaşınca açıkçası moral oluyor. Bu öğrenci ile olan sıcak diyalogu korumak için sınıfa gittiğimizde göz göze geldiğimizde öğrenci anlıyor. Ya da ben açıkça söylüyorum. Bu öğrenciyle olan muhabbetimizin artmasını sağlıyor. Birçok öğrenci ilk başlarda notlara etki edip etmediğini merak ediyordu. Ben çoğu zaman bu kâğıtları öğrencilere dağıtıyorum. Her öğrenci kendi sınav kâğıdını alıyor ve hangi soruya kaç puan aldığını görüyor. Hem böylece adaletli de bir sistem oluyor. Çünkü neticede ben de bir insanım. Toplamada, puanlamada hata yapabilirim. O yüzden öğrenciler hem kendilerini görüyorlar, hem de yazdıkları bu tür şeylerin bir puan etmediğini görüyorlar. Bende mesela bazen karşılığını yazıyorum. Birisi dua etmiş, ona da ‘inşallah duan kabul olur fakat şimdilik soruları bilemediğin için sıfır’ yazmıştım. Yani bir nevi sınav kâğıtları üzerinden mektuplaşmış oluyoruz.
Zara MYO’da 600 küsur öğrencimiz var. Ben her dönem 250-300’ünün dersine giriyorum. Saygı konusuna dikkat edenler genelde erkek öğrenciler. ‘Hocam çalışamadım ama size saygısızlık etmemek için bir şeyler yazmaya çalıştım’ diyenler erkekler. Erkek öğrencilerde hala Anadolu kültürü var. Hocaya saygı konusunda çok dikkatliler. Mazeret bildirme, dua etme, dilek ve temenniler konusunda da bayanlar ön planda. Diğer hocalarımızın da karşılaştığı bu tür şeyler vardır.
Ben şahsım olarak saygı sınırlarını aşmamak kaydıyla bu tür şeşlere karşı değilim. Başka hocalar adına konuşmak haddim değil. Kendi adıma söylüyorum bunu. Bu öğrencilerle benim aramdaki diyalogu ölçmenin de aslında bir metresi. Acaba öğrenciler beni ne kadar yakın hissediyor. Dertleşebiliyorlar mı? Çünkü biz ilçede öğretim görevlisiyiz. İlçeye gelen öğrencilerin, maddi, manevi, ekonomik durumu belli… Çok kolay şartlarda gelmiyorlar. Haliyle bazen bizimle ders dışı birçok sırrını da paylaşıyor. Bir ihtiyaçları olduğunda ilk bize geliyorlar. Kâğıtlarda bu tip ifadeleri görünce en azından içimiz rahat oluyor. Demek ki, öğrenci bizi kendisine yakın görüyor ki, bunları yazmış diyoruz. Çok şükür, şuana kadar da saygı sınırını aşan olmadı. Hep böyle sevgi, saygı, muhabbetle ilerliyor. O nedenle ben karşı değilim, mutlu da oluyorum.’
Editor : Haberpanelim