USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Arı Varsa Hayat Var

Arı Varsa Hayat Var

Arı Varsa Hayat Var
29-05-2014 17:49
Google News


Sivas Valisi Alim Barut, ‘Sivas’ın sahip olduğu bitki örtüsü arıcılık için çok uygundur. Sivas yerli arıcılığın yanı sıra ülkemizde birçok gezginci arıcımıza da ev sahipliği yapmaktadır. İlimizde 2013 yılı verileri göre kayıtlı 190 bin 290 adet arılı kovan bulunmakta, 3 bin 309 ton bal üretilmektedir. Bu veriler ülke üretimi bakımından il olarak üst sıralarda yer aldığımızı göstermektedir.’

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, ‘Sivaslı arı üreticisine 5 milyon TL, oradan 1,2 milyon TL’de kovan başına destekle 6,2 milyon TL destek verdik.

Bugün Sivas, bundan 10-12 yıl önce 1,2 milyar TL dolayında bir hasıla değeri üretirken, şimdi 4 milyar TL’nin üzerinde hasıla değeri üretmeye başladı.’

ERSAN ARSLAN

5. Dünya Arı Günü Kutlama Programı Sivas’ta gerçekleştirildi.  Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi Bahçesinde gerçekleştirilen programa Sivas Valisi Alim Barut, Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, Belediye Başkan Vekili Erdal Karaca, Türkiye Arıcılar Birliği Merkez Başkanı Bahri Yılmaz, il protokolünün önde gelen isimleri ve arıcılar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programda, Sivas Arı Yetiştiricileri Birliği 2. Başkanı Turan Ceylan, Türkiye Arıcılar Birliği Merkez Başkanı Bahri Yılmaz ve İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü İhsan Arslan kısa birer selamlama konuşması yaptı.

‘SİVAS, ARICILIK İÇİN ÇOK UYGUN’

Daha sonra konuşan Sivas Valisi Âlim Barut, Sivas’ın arıcılık için çok uygun bir konumda olduğunu belirterek, kentin yerli arıcıların yanı sıra gezginci arıcılara da ev sahipliği yaptığını söyledi.

‘Bir önceki Arıcılar Gününü Niğde Valisi olarak Niğde’de kutlamıştım. Bu senekini Sivas Valisi olarak burada kutluyorum, diyen Vali Barut Arıcılar Birliği Başkanı Yılmaz’a seslenerek ‘Bahri Bey gelecek sene neredeyiz’ diye espri yaptı.

Vali Barut, şu şekilde konuştu:

’Dünya Arı Günü etkinlikleri 2008-2009 yılında Amerika’da başlayıp dünyaya yayılan, toplu arı ölümleri nedeniyle insanlar üzerinde farkındalığı artırıp arıların ekolojik denge üzerindeki önemine dikkat çekilmek amacıyla kutlanmaya başladı ve daha sonra Arı Günü olarak ilan edildi.

Arıcılığın tarımsal bir faaliyet olması sonucu, doğrudan ve sosyoekonomik bir konu olması, gerekse bitkisel üretime katkısı nedeniyle dolaylı olarak ülke ekonomisine katkı sağlamıştır. Arıcılık toprağa bağımlı olmayıp, topraksız veya az topraklı aileler için dahi tek başına geçim kaynağı olabilmektedir. Aynı zamanda en ucuz ve en kolay istihdam oluşturan tek tarımsal faaliyettir. Ayrıca arıcılığın çevreye ve tabiata doğrudan ve dolaylı hiçbir zararlı etkisi görülmemiştir, yoktur. Daha da önemlisi doğal denge için mutlak suretli arılara ve arıcılığa ihtiyaç vardır. Ülkemizde çok geniş alanlarda arı tozlaşmasına ihtiyaç duyulan ürünler yetiştirilmekte ve arıcılıktan bu yönde faydalanılmaktadır. Çoğu kişilerce fark edilmeyen bu katkı ürünler üzerinde daha da fazladır.

Sivas’ın sahip olduğu bitki örtüsü arıcılık için çok uygundur. Sivas yerli arıcılığın yanı sıra ülkemizde birçok gezginci arıcımıza da ev sahipliği yapmaktadır. İlimizde 2013 yılı verileri göre kayıtlı 190 bin 290 adet arılı kovan bulunmakta, 3 bin 309 ton bal üretilmektedir. Bu veriler ülke üretimi bakımından il olarak üst sıralarda yer aldığımı göstermektedir.’

‘ÇİFÇİMİZ AVRUPA BİRİNCİSİ OLDU’

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ise konuşmasında bakanlığın çiftçiye verdiği destekler, gerçekleştirilen reform ve kanun uygulamaları ile çiftçinin elde ettiği başarılara değindi.

Mirmahmutoğulları, ‘2008’deki dünya gıda krizinden sonra gıda güvenliği, bütün ülkelerin yöneticilerinin birinci derecede önceliğini teşkil etmeye başladı. Çok ciddi yatırımlar yapılmaya başladı tarımla ilgili olarak. Gelişmiş ülkeler, 3. Dünya ülkelerinden çok geniş arazileri kapatmaya başladılar. Türkiye olarak da, tarımla ilgili olarak hayati projeleri uygulamaya başladık. Türkiye 2002 yılında ürettiği tarımsal hasıla değeri 23 milyar dolardı. Şimdi Türkiye ürettiği hasıla değeriyle Avrupa’nın birincisi. Daha önce Avrupa 4.’sü iken, dünyanın da 11’incisi iken, dünyanın 7’incisi olarak bu rakamı 62 milyar Dolara çıkardı.

O dönemde, Türkiye’nin nüfusu 9 milyon daha az, turist sayısı da 20 milyon daha azdı. Tarımsal ihracatı 4 milyar dolardı. Şimdi Türkiye’nin bu ilave nüfus ve bu ilave turisti besledikten sonra tarımsal ihracatı yüzde 450 daha artarak 18 milyar dolara çıktı. Avrupa Birliği ile ilgili bir mukayese yapacak olursak, AB’nin son on yılda gelişiminin 11 katı daha fazla gelişti Türk tarımı. Bu, tabi tesadüfî olmadı. Sayın bakanla göreve başladığımızda bu kurumun ilk önce bir derinlik analizini yaptırdık.

Bu derinlik analizinin altında bir sıvat analizi vardı, bir de paydaşların görüş ve önerileri vardı. Paydaşların görüş ve önerilerini alabilmek için 55 bin kişi ile anket yaptık. Yani, ben yaptım oldu şeklinde bir devlet ve sektör yönetimi yerine bütün fikri olanların görüş ve önerilerini alarak onu da projelendirerek hayata geçirmeye başladık. Bu verilere dayanarak bir stratejik plan hazırladık ve bunun altında da bir değişim ve dönüşüm programı hazırladık. Bu değişim ve dönüşüm programını 3 sacayağına oturttuk. Bunlardan birisi kanunlardı. ‘Türkiye bir tarım ülkesi’ derler, ben 1975’te fakülteyi bitirdiğimde hep öyle derlerdi. Ama Türkiye’nin tarım kanunu yoktu. 17 tane temel kanunu çıkararak devlet olarak sektörün hizmetine sunduk. Bunun ikinci ayağı ise desteklerdi. Daha önceleri ister ek, ister ekme tapunuz var ise doğrudan gelir desteğinden yararlanıyordunuz. Arıcılığa destek vermek kimsenin aklında değildi. Destekleri üretim şartına, o da yetmez, kalite, verimlilik esasına bağladık. 2000 yılında tarıma verilen destek 344 milyon TL iken, 2001’de 596 milyon TL, 2002’de 1.8 milyar TL iken, şimdi tarıma verilen destek doğrudan çiftçinin cebine girecek para olarak 9,7 milyar TL destek verdik. 1,5 milyar bankadan aldığı kredinin faizini sübvanse ettik ve 1 milyar TL’de dünya fiyatlarından daha yüksek fiyatlarla TMO’ya 1 milyar TL’de fiyat desteği vererek çiftçimizi destekledik. O çiftçilerimiz, Türkiye’nin dünya sıralamasındaki 11’inci yerini 7’ye çıkardı, AB’nin dördüncüsü iken İspanya’yı, İtalya’yı ve Fransayı’da geride bırakarak birinci oldu’ ifadelerini kullandı.

‘ARI VARSA HAYAT VAR’

Arıların tüm dünya ve insanlık için büyük önem taşıdığını ve polinasyon olarak Türkiye için büyük önem taşıdığını belirten Mirmahmutoğulları, bu konuda bir slogan kullanılacaksa bunun ‘Arı varsa hayat var’ şeklinde olması gerektiğini söyledi.

Arıcılara verilen destek, arı üretiminde Türkiye’nin durumu ve rakamsal veriler hakkında da bilgiler veren Mirmahmutoğulları, şu ifadeleri kullandı:

‘Sırf bal üretiminden elde edilen hasıla değeri 600 milyon TL. Esasında, aklı başında olan bir çiftçi, aklı başında olan bir yönetici, aklı başında olan devleti idare edenler arıyı bal üreten olarak görmüyor. Biz de öyle görmüyoruz. Arı polinasyon olarak bu ülke için gerekli. Bir slogan gerekiyorsa ‘arı varsa hayat var’ demek lazım. Çünkü arı varsa meyve var, arı varsa döllenme var. Biliyorsunuz iki türlü döllenme oluyor, ya rüzgârlarla, ya da arılarla. Amerika sırf arıya polinasyon yaptırdıkları için arı üreticilerine yılda 250 milyon dolar destek veriyor. Biz de tarım bakanlığı olarak arıcılarımıza çok ciddi destekler vermeye başladık.

Ülkemiz aynı zamanda arıların gen kaynağı. Hele hele, seralarda hormon kullanımını baypas eden bombus arılarının gen kaynağı Türkiye. Bunu Türkiye’den Hollanda’ya, Belçika’ya kaçırmışlardı bunu suçüstü yakalattık. Ben o zaman daire başkanıydım. Fakat mahkeme 2 sene sonra suçlu suç olduğunu bilmiyordu diye beraat verdi. Yılmadık, arkadaşlarımıza yakalattık. Onları yakalattık ve onların Türkiye’ye koloni ithal etmesini yasakladık. Yani ana arıyı Türkiye’den götürüyorlar, koloniye çeviriyorlardı ve tekrar hem Türkiye’ye hem dünyaya satıyorlardı. Ne için? Seralardaki döllenmeyi doğal yollardan sağlamak için. Buna yasak getirince şart koştuk. Teknolojiyi Türkiye’ye getirirseniz size ithalat müsaadesi vereceğiz dedik ve 4 firma ile dünyanın en son teknolojisini Türkiye’ye getirttik ve bombus arısını da destekleme kapsamına aldık. Çok da ciddi oranda, koloni başına 60 TL destek veriyoruz.

Bal üretiminde de çok ciddi destek veriyoruz. Geçen sene verdiğimiz koloni desteğinin miktarı 44 milyon TL idi. Bu sırf tarım bakanlığının transfer harcamalarından bütçesinde. Sivas’a Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu tarafından yani AB’nin hibe kaynakları tarafından verilen destek, çok daha büyük bir destek olmaya başladı. Yine bu da Tarım Bakanlığının desteği olarak hayata geçiriliyor.

Sivas’ta 10 bin kovanı sırf bu destekle destekledik. Sivaslı arı üreticisine 5 milyon TL, oradan 1,2 milyon TL’de kovan başına destekle 6,2 milyon TL destek verdik. Bugün Sivas, bundan 10-12 yıl önce 1,2 milyar TL dolayında bir hasıla değeri üretirken, şimdi 4 milyar TL’nin üzerinde hasıla değeri üretmeye başladı.’

Konuşmaların Ardından Vali Barut ve Müsteşar Mirmahmutoğulları, Organik Arıcılık Projesi Kapsamında arı üreticilerine kovan dağıtımı yaptı.

Vali Barut, beraberindeki konuklar ve il protokolü daha sonra Kongre Müzesi Bahçesi’nde kurulan arıcılık ürünleri stantlarının açılışını yaptı. Vali Barut ve beraberindekiler tek tek stantları gezerek üreticilerden bilgi aldı. Vali Barut ve Müsteşar Mirmahmutoğulları stantlarda kendilerine ikram edilen ballardan tattı.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE
21.11.2024
PUAN DURUMU
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
CİLALI TAŞ!