OĞUZHAN SARZEP
Seçim çalışmaları kapsamında Sivas’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde salon toplantısı yaptı.
Tezahüratlar ve alkışlar eşliğinde salona giren İhsanoğlu hakkında çıkan haberlere yanıt vererek birlik çağrısında bulundu.
Muhsin Yazıcıoğlu’nu unutturmayacaklarını ifade eden İhsanoğlu ‘Gördüğümüz coşkuyu, sokakta gördüğümüz itibarı biz hiçbir zaman unutmayacağız. Cumhurbaşkanı Türkiye’nin aynasıdır, medarı iftiharıdır. Sivas meydandaki Selçuklu abidesi, Çifte minare, Osmanlı camii ve diğer bütün eski medreseler Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet hepsi bir arada yaşadığına göre biz burada ilelebet devletimizi payidar edeceğiz. Bunu herkes bilsin. Bu topraklar Türkiye’de çok iyi insanlar yetiştirdi. Muhsin Yazıcıoğlu bu güzel topraklarda yetişti. Bunu unutturmak isteyenler olabilir ama bu devlet bunu unutturmayacak’
MİLLETİN ADAYI HERKESİN ADAYIDIR
CHP ve MHP’nin ortak adayı olan daha sonra 11 partinin daha destek verdiği İhsanoğlu kendisinin milletin adayı olduğunu söyledi. İhsanoğlu ‘Ben yalnız değilim. Madımak otelinin önüne giderken benim yanımda bana destek veren bütün partilerin hemen hemen hepsinin temsilcisi yanımdaydı. CHP, MHP, BBP, DSP, DP, Bağımsız Türkiye Partisi, Doğruyol partisi vardı. Yani bütün partiler vardı. Bu partiler artık bir bayrağın etrafında toplanmıştır. Milletin adayı herkesin adayıdır. Tek partinin adayı milletin adayı olamaz. Birliğini ve beraberliğini arayan Türkiye budur. Hepimiz bir ve beraberiz. Bazı karanlık güçler araya girmeye çalışıyorlar biz buna müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’yi hiçbir zaman Suriye ve Irak yapmayacağız. Ben Allah’ın izini ve milletimizin emriyle yola çıktım. Ben milletin emriyle yola çıktım. Mecliste 4 parti var. 4 partiden 2’si kendi adaylarını çıkardılar. 2 partide gelip dediler ki biz kendimiz için aday göstermiyoruz. Biz millet için aday gösteriyoruz. Bu 2 parti kendisini düşünmedi milleti düşündü. Milletin gidişatını, yani Türkiye için hazırlanan tuzaklara düşmemesi için böyle bir karar aldı bu 2 parti. Benim adamım, senin adamın demediler. Onlar düşündüler, taşındılar dediler ki biz İhsanoğlu’nu seçtik dediler.
Onlara oy veren vatanperver olacak, ama oy vermeyenler vatan düşmanı, hain olacak böyle siyaset olur mu? Vatandaşın kanunlar karşısında eşittir ve o devlet ona aynı hizmetleri eşit şekilde vermesi lazım. Aynı hakları eşit şekilde dağıtması lazım, yani hiçbir ayrım yapmaması lazım. Bizim hedefimiz Atatürk’ün kurduğu hedeftir’
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇACAK
10 Ağustos’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye’nin önünü açacağını ifade eden Ekmeleddin İhsanoğlu ‘Ortalama gelirimiz halen On bin dolar civarında. Bu On bin dolarda bari eşit olarak dağılsa adil şekilde dağılsa. Yunanistan otuz bin doları geçti. Biz dört beş senedir on bin doların üzerine gidemedik. O da şeklen on bin dolar cismen değil. Bu seçim Türkiye’nin önünü açacaktır. Şimdi kampanya başladı biz gönüllü olarak başladık. Gönüldaşlarımızla, fikirdaşlarımızla, ülküdaşlarımızla birlikte başladık. Dostlarımızın verdikleri arabalarla geziyoruz, araçlarımızı giydiriyoruz ve sizin gösterdiğiniz sevgi ile büyüyoruz. Karşı taraf devletin bütün imkanları, başbakanlığın büyün imkanları, bakanların hepsi bir ağızdan Ekmeleddin İhsanoğlu’na küfür etmekle meşgul, iftira atmakla, yalan söylemekle meşguller ve suç uydurmakla meşguller’
ÖMRÜMÜ FİLİSTİN DAVASINA ADADIM
Hayatının büyük bölümünü Filistin davasına adadığını söyleyen İhsanoğlu ‘Benim en büyük suçlarımdan bir tanesi monşer olmakmış. Türk Ceza Kanunu’nda 5555 maddesinde monşer olmak yasakmış. Monşer olanlar idam olmaya mahkumlar. Böyle bir şey olur mu? Bunun aslı yok. Sonra ben İsrail tarafındaymışım. Ben hayatımı Filistin davasına adamışım. Ben Filistin’in Birleşmiş Milletlere girebilmesi için çalışmış bir insanım. Filistin’de ilk ateşkesi sağlayan bir insanım. Ben bunu söyledikten sonra gittiler sayın Abbas’la beraber beyanat alıyorlar diyorlar ki yok öyle bir şey. Geçen pazartesi günü gazetelerde çıktı. Şimdi de yeni bir şey çıkardılar efendim Birleşmiş Milletler Filistin’i kabul ettiği gün siz neredeydiniz. Alp Dağlarında kayaktaymışım. Böyle saçma bir şey olur mu’
'VESAYETİ KALDIRACAĞIZ DİYORLAR, 12 SENEDİR DEVLETİ KİM İDARE EDİYOR?'
Bu seçim kampanyasında 'iftiraların' yanı sıra bazı iddiaların da bulunduğunu, bir tanesinin de 'Vesayet sistemini sona erdirmek' olduğunu belirten İhsanoğlu, 'Türkiye vesayet sistemi altında inliyor ve Türkiye'yi kurtaracaklar, 'Askeri, bürokratik vesayeti kaldıracağız' Peki, 12 senedir devleti kim idare ediyor. 7 sene Çankaya'da Türk devletinin cumhurbaşkanını kim seçti, hangi partiden? Böyle bir iddia olur mu? Cumhurbaşkanı başka bir yerden gelmiş olur, asker olur, Anayasa Mahkemesinin başkanı olur, şu olur, bu olur, o zaman dersin ki 'Biz bunu istemedik, getirdiler, zorladılar, bu vesayet sisteminin adamıdır.' Ama bu sizin adamınız, partinin kurucusu' diye konuştu.
'Vesayet' denilen, 12 Eylül'ün getirdiği kanunlardan YÖK Kanunu, RTÜK Kanunu, Seçim Kanunu ve Sendikalar Kanunu olmak üzere 4 kanunun kaldığını kaydeden İhsanoğlu, Rabia işaretine atıfta bulunarak şöyle devam etti:
'Peki siz 12 senedir niye bunları değiştirmediniz. İşte bu 4 var ya 4 Ben bunları böyle yapıyorum, 4 12 Eylül'den beri niye 4, niye sıfırlamadınız bunları? Bunları değiştirmek sizin elinizdeydi, çok kanunlar değişti. Ama başka türlü değişti, yeni vesayeti artırmak için değişti. Gidermek için değil. Şimdi 'Vesayet sistemini kaldıracağım' diyenler, kendi vesayet sistemlerini getirecekler. Siz o oyları kendi şahsi emelleriniz için, kendi şahsi gücünüzü artırmak için kullanamazsınız. Yani siz Türkiye'nin rejimini parlamenter rejimden, başkanlık rejimine, bütün güçleri tek bir insanın eline toplama sürecine sokamazsınız. Millet bunu kabul etmiyor. 'Vesayeti kaldıracağız, millet adına getireceğiz' falan Millet sana oy veren 50,1 ve ya 45, 6 değil, milletin adı yüzde 100'dür, 76 milyondur. Seçilecek Cumhurbaşkanı milletin aldığı oy oranı ne olursa olsun, o 76 milyonun hepsinin, birlik ve beraberliğin temsilcisi olmak zorundadır. Öyle olmazsa bu gemi su alır, biz bu geminin su almasını hiç istemiyoruz. Hele bu çalkantılı denizde, bu fırtınalı günlerde, her tarafımızdan rüzgârlar şiddetli bir şekilde eserken, biz istiyoruz ki Türkiye'de istikrarlı bir şekilde, huzur içinde büyüsün.'
'KİME KARŞI CİHAT?'
İhsanoğlu, Ramazan Bayramın'ın ilk gününde IŞİD yanlılarının İstanbul Ömerli'de cihat çağrısında bulunduğu eyleme de değindi. İhsanoğlu, 'Türkiye her gün sabahtan akşama kadar Gazze'deki kardeşlerimiz için dövünüyorsa ve milleti de bu konu etrafından heyecanlandırıyorlarsa, bayramda İstanbul'da tuhaf tuhaf simalı insanlar cihat namazı kıldılar. Ne demek cihat? Kime karşı cihat? Biz bu noktaya mı geleceğiz?' ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE'NİN BİRAZ TÜRKLERLE, TÜRKMENLERLE MEŞGUL OLMASI LAZIM'
Bütün bu 'cihat' diyerek hareket eden teröristlerin hepsinin İslam'ın en büyük düşmanı olduğunu kaydeden İhsanoğlu, şöyle devam etti:
'Biz bunlarla uğraşmayı bıraktık, sabahtan akşama kadar dövünüyoruz, Gazze, Gazze İyi ama Gazze'ye ciddi yardım yapalım, lafla değil. Bu yardımı nasıl göndereceğiz, bütün kapılar kapalı yüzümüze. Büyüklerimiz diyor ki, 'Falan devletin cumhurbaşkanıyla konuşmak istiyoruz, bize telefona çıkmıyor.' Türkiye bu noktalara düşecek ülke mi? Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, başbakanı bir mesele için, herhangi bir devletin başkanıyla konuşmak istediği zaman, karşı taraf bundan kaçınıyorsa çok düşündürücü bir şey, bunu düşünmek lazım. Türkiye'nin bunlardan kurtulması lazım.
Türkiye'nin biraz Türklerle, Türkmenlerle meşgul olması lazım. Dün bir Türkmen ailesini ziyaret ettik. 18 kişi, bir-buçuk odada yaşıyor. Kendilerini zor kurtarmışlar. Arkadaki yüz binler, susuz, gıdasız, barınaksız, korumasız, teröristlerin merhameti altında, kızlarına tecavüz ediyorlar. 12-13 yaşındaki kızlarına ayan beyan, ortalarda tecavüz ediyorlar ve o körpe kızlarımızı elektrik direklerine asıp öldürüyorlar ve biz bunları görmezlikten geliyoruz, varsa yoksa Gazze, İsrail'i kınıyoruz. Peki, bunlarla ilgili acaba kaç devlet başkanıyla, kaç tane dışişleri bakanıyla konuşuldu? Niye bunlar için güvenli bölgeler yaratmıyoruz? Biz 1991 senesinde, Kürt kardeşlerimiz Kuzey Irak'ta kötü muameleye maruz kaldığı zaman onlara topraklarımızı, kucaklarımızı açtık ve onları misafir ettik. Türkmen kardeşlerimize niye yapmıyoruz? Türk oldukları için mi? Siyaset dâhilerimiz Güvenlik Konseyi'nden Türkmenler için karar çıkarsınlar. Hem Gazze için, hem de Türkmen kardeşlerimiz için uğraşalım. Bunlar, millet adına hareket ediyorlar Hangi millet? Ben soruyorum, bu eğer Türk milletiyse, Irak'taki herkesle uğraşıyoruz ama Türkmenlerin feryadını dindirmiyoruz. Onun için 10 Ağustos'ta vereceğiniz oy çok önemlidir. Türkiye'nin önünü ya tıkayacaktır ya açacaktır, bunu böyle bilmek lazım.'
VATANIMIZI ASLA PAYLAŞMAYIZ
Ekmeği paylaşabileceklerini ama vatanı asla paylaşamayacaklarını ifade eden İhsanoğlu ‘Sevgili hemşerilerim, sevgili Sivaslılar, ben Yozgatlıyım onun için hemşerilerim diyorum, bizim davamız koltuk davası değil, bizim davamız mevki davası değil, bizim davamız çok basit bizim davamız ekmek davası. Bu ekmeği büyütmek istiyoruz, huzuru getirmek istiyoruz, Türkiye’nin tekrar ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ülküsüne göre yaşamasını istiyoruz. Biz sevgi tohumlarını, saygı tohumlarını, birlik tohumlarını ekmek istiyoruz, biz bunları ekmek istiyoruz ki ekmeğimiz büyüsün, mutluluğumuz, refahımız artsın ve mutlu yaşalım, çocuklarımızın karnı doysun, biz bu ekmeğimizi hep birlikte paylaşmak istiyoruz. biz ekmeğimizi paylaşmaya hazırız ama toprağımızı, vatanımızı asla paylaşmayız’ dedi.
Editor : Haberpanelim