Sivas-İ Olalım

Konuşmasında, ‘Yunus Emre, Mevlana, Mehmet Akif Ersoy ve Şems-i Sivasi’yi işaret eden Çınar, ‘bize örnek olacak hocalarımızı ve büyüklerimizi ziyaret etmekten onları onurlandırmaktan, onların fikirlerini sürekli almaktan, onların eserlerini okumaktan lütfen geri durmayalım’ dedi. Çınar, Sivasi’nin her bir harfine yüklediği anlamları eğitimcilerle paylaşarak, ‘Sivasi olalım’ mesajı verdi.

ERSAN ARSLAN

Sivas İl Zümre Başkanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Fidan Yazıcıoğlu Hanımlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı Maarif Müfettişi İbrahim Uslu, İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, Sivas Maarif Müfettişleri Başkanı Cengiz Atalay, Milli Eğitim Müdür Yardımcıları ve okul zümre başkanları katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bir konuşma yapan İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, öğretmenlerden Şems-i Sivas-i’yi model almalarını istedi. Birlikte hareket etmenin ve ortak adımlar atmanın önemine değinen Çınar, ‘Güçlerimizi birleştirerek başarabiliriz’ dedi.

‘GELİN SİVASİ OLALIM’

Eğitimcilere, topluma yön veren tıpkı kendileri gibi öğretmenlik yaparak topluma faydalı insanlar yetiştiren önemli kişileri örnek veren Çınar, Sivas’ın önemli değerlerinden Şems-i Sivasi’nin öğretileri ile ismine yüklediği anlam ve verdiği mesajlarla adeta büyüledi.

Öğretmenler, Çınar’ın yaklaşık 40 dakika süren konuşmasını büyük bir dikkat içinde dinledi. Sivasi’nin her bir harfine önemli anlamlar yükleyerek eğitimcilerle paylaşan Çınar, şu ifadeleri kullandı:

‘Bu toplumda her zaman Mefkûre Muhacirleri dediğimiz insanlar olmuştur. Yunus gibi, Mevlana gibi, Mehmet Akif gibi, Şems-i Sivasi gibi… Bunların hepsinin temeline bakarsanız sevgi yatıyor, ilim yatıyor, irfan yatıyor. Zaferler kazanılırken tek kişi kazanmıyor. Fatih İstanbul’u fethederken yanında kim vardı? Akşemsettin vardı… Süleyman zaferden zafere koşarken yanında her fetih yerine imza atan Mimar Sinan’ı vardı. Öyleyse bize örnek olacak hocalarımızı ve büyüklerimizi ziyaret etmekten onları onurlandırmaktan, onların fikirlerini sürekli almaktan, onların eserlerini okumaktan lütfen geri durmayalım.

Şems-i Sivasi bir eğitimcidir. Şairdir, mutasavvıftır. Burada binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Bizler de aynı mesleği icra ediyoruz. Farklı bir şey yapmıyoruz. Bizler de başarabiliriz onların yaptıklarını. Başarmalıyız da.  Burada Sivas-i deyince aklıma şu geldi. Bazen bazı kavramlara farklı anlamlar yükleriz. Mesela Fatih Projesi diyoruz. Öğrencime, öğretmenime soruyorum diyor ki ‘tablet, akıllı tahta’ Bunun açılımı ne Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi. O zaman sadece akıllı tahta, tablet değil. Fırsatları artırıyoruz.

Gelin Sivas-i olmayı da beraber yazalım. Sivas-i olmak sizce nedir? Eğer Şems-i Sivas’i bizim için bir model olacaksa Sivas-i Olmayı da biz açalım. Harfleri alalım; ‘S’, Sevgiyi ve saygıyı esas almak. Küçüklerimize ve büyüklerimize sevgi ve saygı… Değerlerimize ve evrensel değerlerimize sevgi ve saygı, farklılıklarımıza, paydalarımıza sevgi ve saygı… ‘İ’, İlim irfan ve irade üçlüsünü işlerimizde bir arada tutabilmeliyiz. ‘V’, Vefa… Zamana, insana, kültüre vefa... Bu kavramlara çok ihtiyacımız var. Bu kavramları yerinde kullanmıyoruz. Bazen kullanmaktan bile çekiniyoruz. ‘Hala daha bizim yıla gelemedi diyecekler’ diye bu kelimeleri bile kullanmaktan kaçınıyoruz. Hayır, en modern dünyanın bu kavramlara ihtiyacı var. Bugün, sıkıntılar ve sorunlar, dünya genelinde insan onuruna yakışmayan davranışlar varsa bu kavramların unutulmasından kaynaklanan nedenlerdir. Bunun için vefa göstermeliyiz. Şu toprakların her zerresini kazsak şehit kanı çıkar. Selçuklu’dan, Osmanlı’dan günümüze kadar biz bunun bedelini kanlarımızla ödedik. Şehitlerimiz niçin kanlarını feda ettiler, hangi değerler için canlarını feda ettiler? Niçin cennet ile müjdelendiklerini düşündüler? Biz o şehitlerimizin şahadetlerine vefa göstermezsek, o uğurda çocuklarımıza bir şeyler aktarmazsak bence bu vefa konusunda borçlu kalırız.

Sivas-i’nin A’sı… Ahlak ve maneviyat ile adaletli davranabilmek. ‘S’, sanat ve zanaat sahibi bireyler yetiştirelim ki kimseye muhtaç olmasınlar. Duygularını kendileri ifade etsinler. Zekâlarını kendileri kullansınlar. Kendi duygularını, düşüncelerini, akıllarını kullanamayıp başkalarının akıllarını paylaşıp, retweetleyip, beğeniler yaparak hayatlarını geçirmesinler. Kendi duygularına kendileri kelime üretsinler. Bunu yapalım. Son, İ’ye geldik. İhsan… İnsan nedir? Başkasına iyilik etmektir, yaptığı işi güzel yapabilmektir. Yaptıktan sonra da bedelini yaratandan istemektir. İşte bu açılımı yaparak inşallah haddimi aşmış olmam Şems-i Sivasi Hazretlerine karşı. Gelin biz de bunu ilkeleştirelim. Sivasi olalım değerli arkadaşlarım.

Gittiğiniz zaman bütün arkadaşlarınıza bizlerden selam götürün. Bu tanışmanın güzelliklere vesile olmasına dua ettiğimizi söyleyin. Söylediklerimizden aktarmanız gerekenleri o arkadaşlarımıza lütfen zümre toplantılarında aktarın ve ondan sonra güzel bir rüzgâr oluşturalım Sivas’ımız için. Ülke genelinde de memleketimiz için bir rüzgâr oluşturarak yeni bir döneme başlayalım. Yeni dönemimiz yeni ufuklar oluştursun bize. Yeni dönemimiz çocuklarımızda yeni heyecanlara neden olsun. Bunları da biz yapalım beraber yapalım, yerinde yapalım.’

‘TEK BAŞIMIZA BAŞARAMAYIZ’

Başarının tek başına gelmeyeceğine dikkat çeken İl Milli Eğitim Müdürü Çınar, birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaptı. Hedefe ulaşırken birtakım zorlukların çıkabileceğini belirten Çınar, hedefe kilitlenmenin çok önemli olduğunu söyledi.

Türk toplumunda liderin çok önemli olduğunu belirten Çınar, bir öğretmenin bir okulu değiştirebileceğini belirterek, kimsenin ‘bir kişiden ne olur’ diye düşünmemesi istedi. Eğer bir kişi kendisine insanları inandırırsa arkasında kendiliğinden ordular oluşabileceğini belirten Çınar, şu ifadeleri kullandı:

‘Tek başımıza başaramayız. Güçlerimizi birleştirirsek başarabiliriz. Güçlü olmamız için hep birlikte biz diyebilmenin gururunu yaşamanın hep beraber kararını almalıyız bu toplantılarda. Birlikte yola çıkmak ve birlikte yola devam etmek önemlidir. Bazen yola çıkarken hedeflerimizi iyi koyabilir, çevremizin ihtiyaçlarını iyi belirleyebilir ve buna inanarak yola çıkarsak heyecanımız çok yüksek oranda olur ve o heyecanımızla yüksek idealler ve hedefler uğruna güzel çalışmalar başlatabiliriz. Ancak yola çıktıktan sonra fırtınalar eser, önümüze taşlar çıkar, ayağımıza dikenler batar ve heyecanımız yavaş yavaş düşmeye başlar. Ama hedefine kilitlenen, yapacakları konusunda kendisinden emin olan insanlar bu engelleri kendisi için vazgeçme unsuru değil, kendisini hırslandıran, daha da bilevleyen birer faktör olarak algılar. Bazen, şunu söylüyoruz; yalnız kalmamak için, yorulup erken yoldan ayrılmamak için beraber yola çıktığımız arkadaşlarımızı ara sıra kontrol edelim. Ara sıra onlarla sohbet edelim. Bakalım bizim yanımızdalar mı değiller mi diyerek onlarla beraber oturup yeniden, bıkmadan toplantılar yapalım.

Bir öğretmenin bile bir okulun iklimini nasıl değiştirdiğine şahit olmuşumdur. Bir kişi, bir okulun hareketliliğini ya bitirir ya da yükseltir. Yani bir kişi ile ne olacak demeyin. Hele hele bizim toplumumuzda lider çok önemlidir. Eğer bir işe inanırsanız, eğer o kişinin samimiyetine inanırsanız o zaman onun arkasında kendiliğinden bir ordu oluşabilir.’

Okullardaki devamsızlık sorununa da değinen İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, devamsızlıkların büyük çoğunluğunun derslerin boş geçmesi nedeniyle ortaya çıktığını söyledi.

Çınar, ‘Biz okul idarecilerimize de bunu söyleyeceğiz. Dersler boş olsa dahi bunun diğer etkinliklerle doldurulması gerekir’ ifadelerini kullandı.

Eğitim çalışmalarında Osmanlı’nın kuruluş felsefesini ve yönetim anlayışını şekillendiren Yunus’lar, Mevlana’lar ve Hacı Bayram Veli’lerin unutulmamasını isteyen Çınar, konuşmasını Osman Gazi’ye 1299 yılında Şeyh Edebali’nin nasihatini hatırlatarak noktaladı.

Çınar’ın ardından Milli Eğitim Bakanlığı Maarif Müfettişi İbrahim Uslu’da bir konuşma yaptı.