KİLİSE YA DA ŞAPEL’DEN ALINDI
Sivas’ta, Çifte Minareli Medrese’nin duvarında yer alan ve üzerinde haç sembolü bulunan taşın, Osmanlı’nın son döneminde minareler ve bitişiğindeki duvarların yıkılmasını önlemek için yapılan çalışmalar kapsamında esere nakledildiği öğrenildi. Bu alanda benzer nitelikte taşların bulunduğu ancak işlemeli kısımlarının içe dönük olarak yerleştirilmiş olabileceği belirtiliyor. Nereye ait olduğu tam olarak bilinmeyen haç işlemeli taşın bir kilise ya da şapele ait olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
1271 yılında inşa edilen Sivas’ın sembol tarihi eserlerinden Çifte Minareli Medrese’nin duvarında yer alan ‘Malta Haçı’nın Osmanlı’nın son yıllarında tarihi medresede gerçekleştirilen onarım çalışmaları sırasında yerleştirildiği ortaya çıktı. Gazetemizin ‘Çifte Minareli Medrese’de haç şoku’ haberi üzerine inceleme yapan Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü uzmanları, çeşitli yazılı kaynakları da baz alarak yaptığı araştırmada üzerinde Malta Haçı bulunan taşın 1880’li yıllarda minareleri koruma amaçlı yapılan eklentilerle esere nakledildiği bilgisine ulaştı.
KİLİSE YA DA ŞAPELE AİT OLABİLİR…
Kurumda görevli uzmanlardan edinilen bilgilere göre, Tarihi Çifte Minareli Medrese’nin harap olan eyvan kısmındaki taşlar, kent meydanında bulunan şimdiki Atatürk Anıtının bulunduğu bölgede 1817 yılında inşa edilen İzzet Paşa Camii’nin (Saray Camii) 1853 yılındaki onarımında kullanıldı.
1882 yılında Çifte Minareli Medrese’nin şuan halen ayakta olan bölümü de yıkılmak istendi ancak müze görevlisi Halil Bey tarafından bu önlendi ve arka kısımlarına şuandaki merdiven, payanda ve duvarlar yapıldı.
Yapılan bu ön araştırmaya göre payandalarda kullanılan taşların, devşirme ve ocaktan çıkan taşlar olduğu tespit edildi. Uzmanlar, bu dönemde oluşturulan merdivenlerin alt kısmında yer alan haç işlemeli taşın da o yıllarda yıkılan bir kilise ya da şapele ait olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Bu taşların tam olarak nereden getirildiğine dair ise net bir bilgi bulunmuyor. Tarihi medreseyi ayakta tutmak için sonradan yapılan payanda ve basamakların bulunduğu alanda yine aynı şekilde farklı yapılara ait işlemeli taşların olabileceği, bu taşların içe dönük olarak kullanılmış olabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, ‘o dönemde yıkılan kilise ya da şapellerden alındığı ihtimali yüksek olan taşın, Çifte Minareli Medrese’nin oranım çalışmasında görev yapan bir gayrimüslim tarafından bilinçli bir şekilde dışa dönük yerleştirmiş olabileceği’ yönündeki söylentilerin somut bir bilgiye dayanmadığını ancak böyle bir ihtimalin de olduğunu belirtiyor.
KALDIRILMASI MÜMKÜN DEĞİL…
Edinilen bilgiye göre, Çifte Minareli Medrese 1977 yılında tescil edildiği için 1880’li yıllarda gerçekleştirilen çalışmalarla esere nakledilen haç işlemeli taşların kaldırılması mümkün değil. Çünkü eser tescil tarihi itibariyle koruma altında bulunuyor.
Kurumda görevli uzmanlara göre, burada yer alan bu taş aynı zamanda yapıldığı döneme de ışık tutuyor. Bu taşın bir dönem eklentisi olduğu ve merdivenin tarihine ışık tutan bir niteliğinin bulunduğu, taşın bilinçli mi bilinçsiz mi yerleştirildiğine dair bir bilginin de bulunmadığı belirtildi.
Edinilen bilgiye göre, Çifte Minareli Medrese’nin günümüzde çay bahçesi olarak kullanılan Dar’ül Hadis (eyvan) kısmına o dönemdeki yıkımın ardından bir hastane binası yapılmış. Bu bina daha sonra okula dönüştürülmüş. 1899 yılında Sivas Askeri Rüştiyesi bu binaya nakledilmiş. Bina daha sonraki dönemde de İsmet Paşa İlkokulu olarak kullanılmış. Bina Cumhuriyet döneminde yıkılmış.
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE…
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ait www.sivaskulturenvanteri.com sitesindeki verilere göre, 1271 yılında İlhanlı Baş Veziri Şemsettin Mehmet Cüveyni tarafından yaptırılan medrese bugüne kadar birçok onarım gördü. 1882 yılında hücre birimleri yıkılan yapının ön cephe kısmına arkadan destek verilerek tamamen yıkılması önlendi. 1946 yılında minare şerefeleri restore edilen eserin, 1972 yılında yıldırım düşmesi sonucu gövdesi çatlayan minareleri ise Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarıldı. 1965-1971 yılları arasında yapılan kazıyla medresenin temelleri ortaya çıkarıldı. Yapı ayrıca 2002 ve 2008 yıllarında onarım gördü. 2009-2010 yıllarında yapılan restorasyonda ise cephe ve minareler onarılarak çiniler tamamlanıp, cephe temizliği yapıldı. Ayrıca temel kalıntıları 1 metre yükseltilerek belirgin hale getirildi.
Editor : Haberpanelim