Arkasından da ‘AK Parti hükümeti kurmadı’ diyerek veryansın ediyorsunuz. Hükümeti kurmayan muhalefettir.’ Dedi.
ERSAN ARSLAN
AK Parti İl Başkanı Av. Ziya Şahin, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 7 Haziran seçimlerinden sonraki süreçte yaşananları değerlendiren Şahin, yüzde 41’lik oy oranı, 258 milletvekili ile iktidar olmak için 18 milletvekili eksik olan AK Parti’nin milletin verdiği mesaj doğrultusunda hareket ederek, koalisyon kurabilmek için büyük çaba sarf ettiğini ancak karşılık bulamadığını söyledi. Muhalefet partilerinin AK Parti’yi koalisyon kurmak istememekle suçladıklarını ancak, koalisyon olmaması için asıl çabayı muhalefet partilerinin sergilediğini belirten Şahin, CHP’nin 14, MHP’nin ise 4 şart ile ‘koalisyon kurmak istemiyoruz’ dediğini savundu.
7 Haziran’dan sonra yaşanan süreci kısaca özetleyen Şahin, şu ifadeleri kullandı:
‘7 Haziran 25. Dönem Milletvekilliği genel seçimleri neticelendikten sonra ortaya tek başına iktidar tablosu çıkmadı. AK Parti 258 milletvekili, yüzde 41 oy ile birinci parti çıktı, CHP yüzde 25 oy 132 milletvekili ile ikinci parti, MHP ve HDP ise 80’er milletvekili ile parlamento da yer aldılar. 9 Temmuz’da görev verilmeden önce öncelikle 1 Temmuz’da TBMM Başkanlığı seçimi oldu. Meclis Başkanlığı mecliste iktidarın oluşması, partilerin bir araya gelmesi açısından önemli bir işaret olacaktı. Meclis Başkanlığı için partiler adaylarını gösterdi ve 4. Turda da AK Parti Sivas Milletvekilimiz eski Milli Savunma Bakanımız İsmet Yılmaz TBMM Başkanı seçildi. Biz Sivaslılar olarak gurur duyduk. Sivas, tarihinde ilk kez TBMM Başkanı çıkarmış oldu. Bunun için de sevinçliyiz, gururluyuz. Arkasından da 9 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız, Başbakanımıza hükümeti kurma görevini verdi. Başbakanımız ve Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu, hükümet kurma çalışmaları çerçevesinde hem CHP hem MHP hem de HDP’yi ayrı ayrı ziyaret etti ve hepsinin liderleri ile görüştü. Ayrıca iki heyet oluşturuldu. Ömer Çelik Başkanlığı’ndaki heyet CHP ile Faruk Çelik Başkanlığındaki heyet de MHP ile görüşmeler yaptı. Tabi ikinci sırada çıkan parti CHP olduğu için öncelikle o görüşmelere ağırlık verildi. Diğer taraftan da MHP; CHP ile görüşmelerin yapılmasını istedi, MHP Lideri Devlet Bahçeli, ilk günden itibaren muhalefeti tercih ettiğini belirtti. CHP ile de 40 saatin üzerinde süren görüşmeler yapıldı. Geçtiğimiz hafta Perşembe günü genel başkanlar toplantılarını yaptılar ama bir koalisyon hükümeti çıkmadı. AK Parti, hem CHP, hem MHP’ye giderken hiçbir şart öne sürmedi. Milletin, ülkenin menfaatine olan asgari müştereklerde birleşmek ve uzlaşmak üzere gitti. Ama CHP 14 şart öne sürdü ve bu şartlar yerine gelmediği takdirde koalisyon olmayacağını belirtti. Yapılan koalisyon görüşmeleri neticesinde de koalisyon çıkmadı. Zira şartlarla yaklaşmışlardı. Daha sonra MHP ile görüşmeler oldu. MHP’de 4 şart öne sürdü. O şartlar da kabul edilemez, uzlaşılamaz, yani; ‘koalisyon kurmak istemiyoruz’ anlamındaki şartlardı bunlar. Dolayısıyla böyle bir durum oldu ve bu şekliyle koalisyon hükümeti çıkmadı…
Tabi, HDP ile de herhangi bir koalisyon görüşmemiz sök konusu değil. Çünkü HDP silahların gölgesinde siyaset yapıyor ve ‘falan, filan terör örgütleri arkamızda’ diyerek açıkça beyanat veriyorlar. Seçimlerden sonra da PKK terör örgütü, DHKP-C, IŞİD ve aynı şekilde paralel yapı ülkeyi bir terör ortamına, kaos ortamına sokmak istedi. Operasyonlar başlayana kadar seçimlerden sonraki süreçte tam 281 terör eylemi gerçekleştirildi. Dolayısıyla HDP, terörle, terörizm ile PKK ile arasına bir engel koymadığı, ilişkisini kesmediği, duvar örmediği sürece, ‘ben meclisteyim, demokrasi tarafındayım, artık terörle işimiz yok, teröristler silahını bıraksın’ demediği sürece HDP ile hükümet kurma görüşmesi yapmamız söz konusu değil. Teröre karşı açık tavrını alması gerekiyor. Dolayısıyla HDP bu süreçte dışarıda kalmış durumda. MHP ile de bu şartlar sebebiyle koalisyon hükümeti kurulamamıştır.’
‘HÜKÜMETİ KURMAYAN
MUHALEFETTİR’
Geçmiş dönemlerde kurulan koalisyonları örnek göstererek, ‘Türkiye’de bir koalisyon kültürü vardır’ diyen Şahin, o dönemde koalisyonu kuran partilerin birbirlerine hiçbir şart koşmadıklarını söyledi. Şimdiki tabloya bakıldığında ise muhalefet partilerinin aşılmaz duvarlar ördüğünü, ortak müştereklerde buluşup, koalisyon kurmak yerine kabul edilemez şartlar öne sürerek AK Parti’yi koalisyon kurmamakla suçladıklarını belirtti.
‘Hükümeti kurmayan muhalefettir’ diyen Şahin, şu ifadeleri kullandı:
‘1971’den 1980’e kadar ülkemizde 9 senede tam 10 tane koalisyon hükümeti kurulmuştur. Aynı şekilde1991’den 2002’ye kadar Türkiye koalisyonlarla yönetilmiştir. Türkiye’de bir koalisyon kültürü vardır ve bu koalisyon kültüründe de kimin ne yapacağı belirlidir. Büyük partinin ne yapacağı, küçük bir partinin ne yapacağı belirlidir. Koalisyonda hiçbir parti hiçbir partiye şart koymaz. Asgari müşterekler ele alınır, ortak noktalar tespit edilir, müzakere edilmesi gereken noktalar, farklılıklar tespit edilir. Dolayısıyla AK Parti komisyonları da bunları yaptı ve bu noktalar çerçevesinde hareket edildi. Ama diğer partiler, asgari müşterekler ve müzakere edilecek noktaları tespit etmek yerine farklılıkları şart olarak ortaya koydular ve bu farklılıkların kendileri lehine düzelmesi adına şartlar ortaya koydular. Bu farklılıkların kendileri lehine düzelmesi anlamında şartlar öne sürdüler. Zaten farklılıklar olmasa tek parti olur, ayrı ayrı partiler olmaz. Dolayısıyla bir başka partinin farklılıkları ile ilgili ‘siz bunları ortadan kaldırın, bizim partimize gelin’ türünde öne sürülen hususlar oldu. Bunların kabul edilmesi ve müzakere edilmesi de söz konusu olmaz. Nasıl ki tek başına iktidar olması için 18 milletvekili eksik olan büyük parti 258 milletvekili ile hiçbir şart sunmadan size geliyor, sizin AK Parti’den başka bir parti ile koalisyon kurma ihtimaliniz yok, siz şartlar öne sürüyor, eşikler koyuyorsunuz ve iktidarı zora sokuyorsunuz. Ondan sonra da ‘AK Parti koalisyon hükümeti kurmadı’ diyorsunuz. AK Parti, gayet iyi niyetle hem CHP, hem de MHP’ye koalisyon hükümetini kurmak üzere şartsız gitmiş, kapılarını çalmış, görüşmüş ve tekliflerde bulunmuştur.
Ülkede zaten yasalar ve yürüyen bir düzen vardır. Bu düzende sizin sayınız belirlidir, AK Parti’nin sayısı belirlidir. Buna göre, bakanlıklar üzerinde konuşulur, dersiniz ki benim şu alanda şöyle bir projem var. Makul karşılanırsa öyle olur. Dolayısıyla konuşulması gereken şeyler bunlardır. Bunun haricindeki şeylerin konuşulmaması gerekir. Ortak noktalar, istişare edilerek, uzlaşılacak noktalar üzerinde konuşmak gerekir. Uzlaşamayacağımız nokta çok ise o zaman da bir seçim tarihi belirlersiniz, ‘o zamana kadar hükümet edelim ve ülkeyi seçime götürelim’ der, seçim tarihi belirli bir koalisyon hükümeti kurarsınız. ‘Bu meseleleri de millete götürelim, millet yeniden sandıktan iktidar çıkarsın’ dersiniz. Koalisyon bu şekilde yapılır. Nitekim geçmiş dönemlerde böyle yapılmıştır.
Biz şunu çok garipsedik. CHP, 1973’de diyelim ki Milli Selamet Partisi ile koalisyon yaparken ne şart öne sürdü? Diyelim ki 1991’de SHP, DYP ile koalisyon yaparken ne şart öne sürdü? Daha sonra DSP, ANAP ve MHP ile koalisyon yaparken ne şart öne sürdü? MHP, yine aynı şekilde milliyetçi cephe hükümetlerinde 1980’den önce ne şart öne sürdü. Geldik, 1999’dan sonra Ecevit’le, Mesut Yılmaz ile koalisyon yaparken şart mı öne sürdü? Hayır… Yani geçmişte koalisyon yapmış partiler bunlar. Orada hiçbir şart öne sürmedi. Birinci parti olduğu zaman da küçük parti olduğu zamanda şart öne sürmedi. Şimdi gelindi yüzde 41’lik bir oy var ki, bu ülkede yüzde 34’lerle tek başına iktidar olundu. Şimdi yüzde 41’lik bir oy, 258 milletvekili var ve 14 tane şart var. Diğerinde ise 4 tane şart var.
Ülkede bir taraftan teröre karşı tarihin en büyük operasyonları yapılırken, her ine, hücreye, mağaraya girilirken siz; ülkenin bu zor döneminde koalisyon hükümetine girmemek için şartlar öne koyuyor, aşılmaz duvarlar örüyorsunuz. Arkasından da ‘AK Parti hükümeti kurmadı’ diyerek veryansın ediyorsunuz. Hükümeti kurmayan muhalefettir. AK Parti 258 milletvekili ile gitmiş, ‘ülkenin selameti açısından biz milletin iradesine saygı gösteriyoruz. Millet bize, (bir partiyi yanınıza alın hükümet kurun) dedi. Biz de geldik beraber kuralım, beraber devam edelim’ demiştir.
AK Parti’yi koalisyon kurmak için görüşmemekle itham ediyorlar. Hayır, koalisyon görüşmeleri oldu, bunun için komisyonlar kuruldu ve arkasından sen benim bu şartlarımı kabul etmezsen ben seninle hükümet kurmam’ denildi. Ben sana ön şart sunmuyorum da sen nasıl sunuyorsun? Dolayısıyla bunlar iyi niyetli değillerdi, koalisyon hükümeti kurma hesabında değillerdi, ülkeyi tekrar seçime götürme hesabındalardı. Seçimlerden kendileri için bir beklenti içerisinde olabilirler ama milletimiz cereyan eden her şeyi görüyor, olayları açıklıkla görüyor.’
‘SİLAHLI SİYASET OLMAZ’
HDP’ye yönelik sert eleştirilerde de bulunan AK Parti İl Başkanı Av. Ziya Şahin, HDP’nin terörle arasına mesafe koymadıkça, milletten kabul görmesinin mümkün olmadığını söyledi. Hem siyaset yapmanın, hem de terörden güç almanın mümkün olmadığını belirten Şahin, seçimden sonraki süreçte sabırları taşıran teröre karşı devletin gereken mücadeleyi başlattığını söyledi.
Şahin, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
‘Terör örgütleri seçimden sonraki süreçte muhalefet partilerinin uzlaşmaz, anlaşılmaz tutumlarını da dikkate alarak ‘nasıl olsa bu işten bir hükümet çıkmaz’ dedi ve şiddet olaylarına başladılar. İstanbul sokaklarında silahlarla yürümeler, araç yakmalar, yol kesmeler, askerlerimizi, polislerimizi şehit etmeler, vatandaşlarımızı, korucularımızı şehit etmeler başladı ve devletimiz de teröre karşı topyekûn mücadele başlattı. Çözüm süreci noktasında devletimizin, milletimizin şimdiye kadarki iyi niyetli davranışlarını terör örgütleri suiistimal ettiler. Bu nokta artık dayanılmaz bir aşamaya geldi ve devletimiz, ‘siz çizmeyi çok aştınız, sizin başınızı ezeceğim’ dedi. Şuanda kandil dâhil bütün terör yuvalarına giriliyor ve terör yuvaları bir bir dağıtılıyor.
2013 nevruzunda HDP bir bildiri açıkladı. ‘PKK Silah bırakacak, siyaset yapılacak, demokrasi yolu ile bu iş çözülecek’ dedi. İşte, yüzde 13 oy aldınız ve 80 milletvekili ile meclise girdiniz. 80 milletvekili ile meclise girdikten sonra hem Türk milleti hem de bütün dünya ne bekliyor? HDP Gelsin ne diyorsa desin mecliste. Meclis kürsüsüne çıkıp konuşuyorlar mı? Konuşuyorlar, ne istiyorsa söylüyor. Türkiye’nin partisi olsun diyor mu millet? Diyor. Bu beklenirken, meclise girmekle birlikte bir de silaha başvuruluyor. Hem gelip mecliste siyaset yapacaksın bir de dağda silah, arkanda da terör örgütleri, ‘ben silahın gölgesinde siyaset yapacağım’ diyeceksin. Böyle bir şey var mı? Demokratik yoldan siyaset yapacaksın. Silahlı siyaset diye bir şey yok. Dolayısıyla bu ülkede sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin silahlı kuvvetleri, güvenlik güçleri silah taşır. Devletimiz de ciddiyetle bu işin üzerine gitti, şuanda ülkenin her tarafında birer birer toplanıyorlar. Tabi bu süreçte şehitlerimiz de oluyor. Ben tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, aziz milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralılarımıza, gazilerimize, acil şifalar diliyorum. Zor bir süreçten geçiyoruz ama şuana kadar tarihin en büyük terör operasyonunu yapıyoruz ve bu defa terörün belinin kırılacağını umuyor, bekliyor istiyoruz. İnşallah bundan sonra akıllarını başlarına alırlar, siyaset yapacaklarsa ülkede siyaset için her ortam müsait. Terörden vazgeçecekler, siyaset yapacaklar. Terör yapacaklarsa da siyasetten vazgeçecekler. Devletin kudretine karşı kelmişlerse bunun cezasını çekecekler. Şuanda da o cezayı çekiyorlar. HDP terörü kınamadıkça, terörle bağlantısını kesmedikçe, teröre ‘silah bırakın’ demedikçe siyaset yapma imkânı da yok, milletimizden kabul görme imkânı da yok, AK Parti ile hiçbir şekilde çalışma imkânı da yok. Terörden emir almayı kesecekler. Sandığa, seçime gidiyorlar ise kendi iradeleri kendi ellerinde olacak. Siyasi parti bu demektir. Başkasının, hele de bir terör örgütünün partisi olmaz. Ülke böyle yönetilmez. Bunun için de devletimiz tedbirlerini alır, kararlılığını şuanda göstermekte ve terörün sonu gelene kadar da bu operasyonlar sürecek.’
Editor : Haberpanelim