USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

?Devlet Büyüklerimizden Yardım Bekliyoruz?

?Devlet Büyüklerimizden Yardım Bekliyoruz?

?Devlet Büyüklerimizden Yardım Bekliyoruz?
03-10-2015 09:49
Google News


Irak’ta Şii bir grup tarafından kaçırılan ve 28 günlük esaretin ardından tekrar memleketi Sivas’a dönen Muzaffer Kaya, devlet büyüklerine seslendi. Bir daha aynı korkuyu ailesine yaşatmak istemediğini belirten Kaya, ‘Sayın Valimiz ve Sayın Belediye Başkanımız bana Sivas’ta bir iş imkanı sunarlarsa çok mutlu oluruz. Ben bir daha böyle bir olay yaşamak istemiyorum. Sabah evimden çıkıp işe gidip, akşam tekrar evime gelmek istiyorum. Böyle bir imkan sağlanırsa çok mutlu oluruz. Biz böyle bir korku yaşadık, Allah bir daha hiç kimseye yaşatmasın. Ben bir daha yurt dışına gitmek istemiyorum. Bana Sivas’ta bir iş imkanı sağlanırsa çok müteşekkir olurum’ dedi.

HAYRULLAH AĞKAŞ / ÖZEL HABER

Irak'ta 28 gün alıkonulduktan sonra serbest bırakılan 16 Türk işçi Cumhurbaşkanlığı özel uçağı 'ANA' ile yurda döndü. 16 işçinin arasında bulunan Sivaslı Muzaffer Kaya, serbest bırakılmalarının ardından ilimize gelerek, ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor. Kaya, serbest bırakılmalarının ardından ilk açıklamayı gazetemize yaptı.

1 buçuk yıldır Irak’ın Bağdat kentinde bir stadyum inşaatında çalıştığını belirten Muzaffer Kaya, 28 gün boyunca yaşadıklarını tek tek anlattı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden hiçbir zaman umutlarını kesmediklerini belirten Kaya, bir daha ailesine ve yakınlarına bu korkuyu yaşatmak istemediğini belirtti.

Tekrar Irak’a dönmeyi düşünmediğini vurgulayan Kaya, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmet Yılmaz olmak üzere Sivas Valisi Âlim Barut’a, Sivas Milletvekillerine ve Belediye Başkanı Sami Aydın’a seslenerek yardım talebinde bulundu.

28 gün boyunca kendisinin ve ailesinin çok zor günlerden geçtiğini belirten Kaya, Sivas’ta düzenli bir işe girmek istediğini belirtti. Yetkililerdan bu konuda yardım talep eden Kaya, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Irak Büyükelçisine yaptıkları çalışmalar için teşekkür etti.

‘ARTIK SİVAS’TA

ÇALIŞMAK İSTİYORUM’

Tekrar yurt dışına çıkmak istemediğini ve memleketi Sivas’ta çalışmak istediğini belirten Kaya, ‘Sayın Valimiz ve Sayın Belediye Başkanımız bana Sivas’ta bir iş imkanı sunarlarsa çok mutlu oluruz. Ben bir daha böyle bir olay yaşamak istemiyorum. Aileme ve akrabalarıma da böyle bir durumda bırakmak istemiyorum. Sabah evimden çıkıp işe gidip, akşam tekrar evime gelmek istiyorum. Böyle bir imkan sağlanırsa çok mutlu oluruz. Biz böyle bir korku yaşadık, Allah bir daha hiç kimseye yaşatmasın. Ben bir daha yurt dışına gitmek istemiyorum. Ne eşime ne çocuklarıma nede yakınlarıma bir daha böyle bir korkuyu yaşatmak istemiyorum. Ben burada çalışmak istiyorum. Bana Sivas’ta bir iş imkanı sağlanırsa çok müteşekkir olurum’ ifadelerini kullandı.

‘ŞANTİYEYİ BASIP,

BİZİ KAÇIRDILAR’

Şii bir grubun gece uyurken şantiyeyi basarak, kendilerini zorla alıkoyduklarını belirten Muzaffer Kaya, yaşadığı korku dolu anları gazetemizle paylaştı. Kaya, ‘Son 11 aydır Bağdat’taki şantiyedeydim. Yaklaşık 1 buçuk yıldır da bu firmayla çalışıyordum. 1 ay önce başımıza talihsiz bir olay geldi’ dedi.

Şii milisler tarafından kaçırıldığı anlarda yaşadıklarını gazetemize anlatan Kaya şunları kaydetti:

‘Kaçırılma anında zaten uykudaydık. Gece saat 3 civarındaydı, hepimiz uyuyorduk. Biz şantiyede kalıyorduk. Bu grup şantiyeye girmiş, ve güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirmişler. Konternırların kapılarını kırakak, içeri girdiler. Bizleri uykudan uyandırarak, o anki kılık kıyafetimizle zorla alıkoydular. Ellerimizi kelepçelediler, gözlerimizi bağladılar ve sonrasında da başımıza çuval geçirdiler. Bizleri 18 arkadaşımızla araçlarla bindirerek, yaklaşık 1 buçuk saat yol gittik. Sonra arabadan indirilerek, başka araçlara bindirildik. Bizi kaçırdıklarında yaklaşık 15-16 araç sayabildim, çok kalabalıklardı. Hepsinin yüzleri maskeliydi, hepsi asker üniformalıydı. Bizleri bir eve götürdüler. O evde de çok sayıda asker vardı. Bizi kaçıranlarla o gittiğimiz evdekilerin kamuflajları farklıydı. Yani biz ilk kaçırıldığımız an farkı kişileri gördük, gittiğimiz evde farklı kişileri gördük. İlk 3 gün bir evde tutulduk. Sonra videomuzu yayınladılar. Sonra başka bir eve götürdüler bizi. Oradan da apar topar bizi başka bir eve götürdüler. Bizleri götürürlerken, yine gözlerimizi bağlayıp, ellerimizi kelepçelediler. Bu nakilleri sorduğumuzda da ‘Sizlerin güvenliği için naklediyoruz’ cevabını verdiler. 3 gün de bu evde kaldık, sonra yine bizi naklettiler. Bizleri kimsenin tanımaması için 3. gittiğimiz eve askeri kamuflajlarla götürdüler. O evde de 21 gün falan kaldık. Orası hücrelerle dolu bir evdi. Diğer iki evde aynı odanın içerisinde kaldık ama 3. Evde hücrelerde kaldık. Hücrelerde kameralar vardı. Burda 10 kişi bir alanda kaldı, 3’er kişilik hücreler ve 1’er kişilik hücreler vardı. Bizim aramızdan kişileri sırayla seçerek hücrelere yerleştiriyorlardı. 4 gün boyunca ellerimi kelepçeli kaldık.’

‘6 GÜN BOYUNCA TEK

HÜCREDE KALDIM’

Kendisinin de tek kişilik karanlık bir hücreye konulduğunu ve burada 6 gün bayunca kaldığını belirten Muzaffer Kaya, ‘Ben tek kişilik hücrede 6 gün boyunca kaldım. Hücrelerin hepsi karanlıktı. Zamanı bilmiyorduk. Gelen yelek saatlerine göre zamanı hesaplamaya çalışıyorduk. Kahvaltı türü bir yemek geldiğinde ancak sabah olduğunu anlıyorduk. Çünkü her taraf karanlık hiçbir ışık yok. Adeta dünyayla ilişkimiz kesilmiş gibiydi. 6 gün sonra beni o hücreden çıkarıp, 3 kişilik bir hücreye koydular.9 gün de orada kaldık. Sonra da 11 kişi olarak diğer arkadaşlarla kaldık’ dedi.

Kaya, ‘Biz geleceğimizi bile bilmiyorduk. İlk serbest bırakılan iki kişinin yaşları biraz büyüktü ve bazı rahatsızlıkları vardı. Bu arkadaşlarımız sürekli ilaç kullanmak zorundaydılar. Bir arkadaşımızın kalp yetmezliği vardı. Bu riski alamadıkları için 2 kişiyi önceden serbest bırakmışlar. Ben hücreden çıktığım gün o iki arkadaşımızı askeri kamuflaj giydirip götürmüşlerdi. Ama biz nereye götürdüklerini bilmiyorduk. 10 gün sonra bize o arkadaşlarımızı serbest sıraktıklarını söylediler. O arkadaşlarımızı da Basra yoluna bırakmışlar. ‘Sizi gelip buradan alacak’ demişler. Yol kenarına gözleri bağlı, elleri kelepçeli bir vaziyette bırakmışlar’ ifadelerini kullandı.

‘SİLAHLARLA DÖVDÜLER’

İlk kaçırıldıkları gün şiddete maruz kaldıklarını, kendilerini silahlarla dövdüklerini belirten Kaya, ‘Bizi ilk gün dövdüler. Hepimizi şantiyeden alırken silahlarla dövdüler. İlk kaçırıldığımızda ilk günden sonra 7 kişilik başka bir ekip gelmişti. İçimizdeki tercüman aracılığıyla iletişim kuruyorduk. Yani orda onlana ‘Siz bizim misafirimizsiniz. Sine ne isterseniz yapılacak. Kesinlikle kötü söz yok, kötü muamele yok ama bizim söylediklerimizi de yapacaksınız’ denilmişti’

Tuvalete giderken, ellerinin kelepçelendiğini ve gözlerinin bağlandığını belirten Kaya şöyle devam etti:

‘Canınız ne istiyorlarsa onu getirelim diyorlardı. Birisi vardı ben bugün pazara gideceğim, bir şey istiyor musunuz diye sorardı. Yani bu 28 gün içerisinde bize bakanlarda bizimle birliktelerdi. Tabi hepsinin yüzleri maskeliydi. Gözlerinden tanıyabiliyorduk.  Şimdi yukarıda Allah var, bizlere iyi davrandılar. Hepimiz Elhamdülillah Müslümanız. Öyle bir kötü muameleye falan maruz kalmadık. Ama bizlerde onların kurallarına uyduk. Bizleri iki kez güneşe çıkardılar. Dışarıdan asker sesleri görüyorduk. Askeri bir alandıydık.evlerin üzerinde ağır doçka silahlar vardı. Askerlerin ayak seslerini duyuyorduk. Eğitim seslerini duyuyorduk. Yani bir askeri bölgede tutulduk. Gittiğimiz evlerde öyle çok uzak mesafelerde değildi. Hepsinin arası araçla 10-15 dakikaydı. Tahmini olarak o bölgenin içerisinde tutulduk.ufak tefek dışarıyı görme imkanımız oldu. Etrafı hurma ağaçlarıyla çevrili bir kampın içerisindeydik.’

‘BAĞDAT ORDUSU BİZİ

SORGULAMAK İSTEDİ’

Serbest bırakıldıkları gün Bağdat ordusuyla karşı karşıya geldiklerini ve binlerce askerin kendilerini teslim almak istediklerini belirten Kaya yaşardıklarını şöyle anlattı:

‘Bizi bırakmalarında da en son bir eve götürdüler. Orada banyo yaptık, elbiseler verdiler. Bizi bir yol kenarına bıraktılar. Bize 10 dakika sonra gelip sizi alacaklar dediler. Büyükelçiliği’de yanlış bilgi vermişler. Saatlerce orada bekledik. Yaklaşık 5-6 saat sonra bizi buldular. Büyükelçimiz gelmişti. Çok sayıda Özel Harekatçı vardı. Sonra Bağdat girişinde büyük bir orduyla karşılaştık. Bağdat ordusu bizleri sorgulamak istedi. ‘Önce biz sorgulayıp sonra size vereceğiz’ dediler. Yol üzerinde yaklaşık 1 saat süren bir görüşme yapıldı. Büyükelçimiz ‘Kesinlikle ben işçilerimizi sizlere veremem. Buyrun karargaha gidelim. Çay içelim, orada sorgulayın’ dedi. Büyükelçimiz çok büyük bir çaba gösterdi. Hepimizle ayrı ayrı ilgilendiler. Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Orada etrafımızda bizi almaya gelen binlerce asker vardı ama Büyükelçimiz kesinlikle veremem dedi’ şeklinde konuştu.

Kaya, ‘Sonrasında ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın özel uçağıyla Türkiye’ye geldik. 28 gün çok zor günler geçirdik. Allah kimsenin başına vermesin. Allah’a şükrediyoruz, beterinde beteri vardır. Buraya daha farklı da gelebilirdik. Ama bizler hep birileri bizi kurtaracak diyorduk. Bizlere dua eden herkesten Allah razı olsun’ dedi.

‘BU KABUSU TEKRAR

YAŞAMAK İSTEMİYORUZ’

Kaçırılan işçi Muzaffer Kaya’nın eşi ve çocukları da Sivas’ta bir iş imkanının sunulmasını ve Muzaffer Kaya’nın tekrar yurt dışına çıkmasını istemediklerini belirttiler.

Muzaffer Kaya’nın eşi Marziye Kaya ise eşine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Kaya, ‘Eşime kavuştum. Tekrar böyle bir kabusu yaşamak istemiyorum. Devlet büyüklerimizden eşime bir iş imkanı sağlamalarını istiyoruz. Eşimin Sivas’ta çalışmasını istiyoruz’ dedi.

Kaya’nın kızlarından Melike Kaya ise, ‘Babam bir daha oraya gitmesin. O burada yokken çok üzüldüm. Bir daha oraya gitmesin. Babam artık yanımızda olsun, burada çalışsın’ dedi.

Muzaffer Kaya’nın küçük kızı Hüsne Kaya ise, ‘Babama kavuştuğumuz için çok mutluyum. Babamın bir daha gitmesini istemem. Babama iş versinler. Artık burada çalışsınlar’ şeklinde konuştu.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE
21.11.2024
PUAN DURUMU
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
CİLALI TAŞ!