RÖPORTAJ: HAYRULLAH AĞKAŞ
12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden tam 37 yıl geçti. Türkiye 12 Eylül´de güne tank sesleriyle uyandı. Seçimle iktidara gelen hükümet devrilmiş, sokaklarda postal sesleri yankılanıyordu. Türkiye´yi ve Türk halkını hedef alanlar 12 Eylül´de yapmış oldukları askeri darbeyle siyasi iradenin yerine geçtiler.
Darbeler, üst aklın, küresel güçlerin, Türkiye´yi istedikleri kalıba sokmalarının en büyük aracıydı... Sıkıştıklarında darbeye sarılıyorlardı. Bu gelenek 15 Temmuz´a kadar devam etti. Türkiye Cumhuriyeti tarihine altın harflerle yazılan bir destanla 15 Temmuz´da halk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde darbeye direnerek, tarihe geçti.
DARBEYİ BİZZAT YAŞADIK
Geçtiğimiz hafta 12 Eylül askeri darbesinin 37. yıldönümünü geride bıraktık. İlimizdeki siyasi parti il başkanlarından 37 yıl önce yaşananlarla ilgili düşüncelerini sorduk. 12 Eylül darbesiyle ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan AK Parti İl Başkanı Ziya Şahin, 12 Eylül darbesini bizzat yaşayanlardan birisi olduğunu söyledi.
Şahin, "Darbenin ne demek olduğunu bizzat yaşadık. Ve onun son olmasını diledik. Maalesef 37 yıl aradan sonra 15 Temmuz´da bu tekrar nüksetti. Fakat farklı bir yolla FETÖ terör örgütü yoluyla. Askeriye eliyle olan bir darbe değildi. Fakat zihniyet hep aynıydı. Kafada darbe yapmak için yetiştirildikleri için de insanı öldürmekte meclisi bombalamakta bir mahsur görmediler. Acımadan 250 insanımızı şehit ettiler ama millet olarak bu hain darbeye karşı koyduk. Darbeciler bugün mahkemelerde hesap veriyorlar" dedi.
12 EYLÜL´E NATO DESTEK VERDİ
12 Eylül askeri darbesinin NATO ve Amerika´dan destek alarak yapılan bir darbe olduğunu belirten Şahin, "Bu darbeyi yapan Kenan Evren, Tahsin Şahinkaya ve o zaman ki Milli Güvenlik Konseyi 2007 yılında sorgulanmaya çalıştılarsa da yaş hadleri sebebiyle gereken ceza uygulanamadı ve 12 Eylül´ün hesabı görülememiş oldu. Ama millet tarafından cezaları kesildi. Dolayısıyla darbenin her türlüsü kötüdür. Cuntanın her türlüsü kötüdür. Doğru olan, iyi olan millet iradesidir. Millet iradesine olan her tehdit illegaldir, yasa dışıdır, yargılanmalıdır, hesabı sorulmalıdır" ifadelerini kullandı.
12 Eylül darbesinde ülkemizin en kötü günlerini yaşadığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
"Bu darbe Türkiye´yi inkıta´a uğratmıştır. Demokrasiyi inkıta´a uğratmıştır. 1980´de kapatılan partileri açmak, demokrasiyi tesis etmek onlarca yıl almıştır. Bugün bile o zamanın çalkantıları zaman zaman hissedilmektedir. Dolayısıyla demokrasi 12 Eylül öncesinde olduğu gibi rayına oturmayabilir ama millet seçimde bunu rayına oturtur. Bunu rahmetli Özal´ın başbakan olarak çıktığı 1983 seçimleri göstermiştir. Yine 2002 seçimlerinde AK Parti´nin kurulup bir yılda iktidar olduğu zaman göstermiştir. 2005 seçimleri göstermiştir. Yani siyasette çalkantı var ise millete gidilir, millet doğru kararı sandıkta verir ve demokrasiyi rayına oturtur. Askeri güçler veya başka dış güçler bunu rayına oturtamaz. Oradaki asıl yanlış mantık; askeriyenin demokrasiyi rayına oturtma isteğiydi. Burada asıl olan askeriyenin hükümet kurmaya çalışması ve NATO´nun askeriye üzerinden Türkiye´yi yönetmeye kalkmasıdır. NATO´nun patronu da Amerika´dır. Ve nitekim 70´li yıllarda anlaşıldı ki NATO´dan çıkmış olan Yunanistan´ın tekrar NATO´ya girmesi için Türkiye´de terör olayları tırmandı ve askeriye başa getirildi. Türkiye Yunanistan´ın NATO´ya girmesine rıza gösterdi ve Yunanistan NATO´ya girdi. Buradan anlaşılıyor ki emellerine ulaşmak için her türlü karışıklığı ve kargaşayı ülkemiz üzerinde yaptılar. Dolayısıyla Türkiye dışarıdan yönetilmek, taşeron ülke olmak konusunda çok acılar çekmiştir. AK Parti hükümeti sonrasında dışa boyun eğen, dışarıdan yönetilen ülke olmaya son vermiştir. Artık Türkiye kendi politikalarını üretmektedir. Buna da böyle devam edecektir. Dünya´nın terör örgütlerinin ve diğer dış güçlerin üzerimize gelmesi bize vız gelir. Türkiye bütün bunlara rağmen ilerlemeye devam edecektir."
12 EYLÜL´DE SİVAS´TAKİ
SÜREÇ NASIL OLDU?
İlimizde yaşanan olaylarla ilgili bilgi veren AK Parti İl Başkanı Şahin, "Tüm ülkede sıkıyönetim ilan edildi. 90 günlük sıkıyönetim mahkemeleri kuruldu. O zamanlar ilimiz Erzincan sıkıyönetim mahkemesine bağlıydı. O dönem 3. Ordu Komutanlığı da Erzincan´daydı. Sivas´ta asıllı asılsız ihbarlarla alınan herkes askeri kamyonlarla Erzincan´a götürüldü. 90 gün hiç hâkim karşısına çıkmadan zindanlarda perişan bir şekilde üst üste balık istifi tutuldu. 90 gün sonra ancak hâkim karşısına çıkabildiler. İşte darbeler böyle masum halkı da mağdur eden olaylara sebep olmuştur. O sebeple 16 Nisan´da yapılan anayasa değişikliğiyle sıkıyönetim anayasadan çıkarıldı. Yanlış bir sistemdi. Milletimizin desteğiyle bunu ortadan kaldırdık" diye konuştu.
12 EYLÜL´ÜN BİLANÇOSU
Gözaltına alınanlar : 650.000
Fişlenenler : 1.683.000
Açılan dava sayısı : 210.000
Sıkıyönetim mahkemelerinde
yargılananlar : 230.000
Yargılanan "örgüt üyesi" : 98.404
Hüküm giyen "örgüt üyesi" : 21.764
Vatandaşlıktan çıkarılanlar : 14.000
Toplam ölü (eceliyle) : 229
Kuşkulu ölüm : 144
"Çatışma"da öldürülenler : 74
Doğal ölüm raporu verilenler : 73
"İntihar" ettiği bildirilenler : 43
İşkence sonucu öldürülenler : 171
Açılan işkence soruşturma
veya davası : 9.962(1982-1988)
Haklarında idam cezası
istenenler : 7.000
Ölüm cezası verilenler : 517
Askeri Yargıtay´ın onayladığı
idam cezası : 124
İnfaz edilen idam cezası : 50
Editor : Haberpanelim