İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Gaziosmanpaşa'da düzenlenen sahur programına katıldı. Programa TOGG ile gelen Bakan Soylu, otomobilden indikten sonra vatandaşlarla selamlaştı. Programa katılan Bakan Soylu, sahur sonrası konuşma yaptı.
Konuşmasına Kadir Gecesi tebriği ile başlayan ve depremzedeler ile ilgili konuşan Bakan Soylu, “Burada bu güzel sahur programını birlikte yaptığımız yarınki tutacağımız oruçların duasını, niyetini, birlikte yapacağımız çok kıymetli hanımefendiler ve beyefendiler. Öncelikle Ramazan ayınızı tebrik ediyorum. Artık bugün oldu. Bu gece İslam alemiyle beraber idrak edeceğimiz Kadir Gecenizi tebrik ediyorum. Allah kendisine yaptığımız duaları kabul etsin. Hem karşı karşıya kalınan bütün zorlukların aşılması, bu zaman dilimi içerisinde 6 Şubat'ta yaşanan depremdeki o afetzede kardeşlerimizin bu gecenin hürmetine en yakın zaman içerisinde başlarını sıcak bir yuvaya sokabilecek bir kolaylık nasip etsin. Yine üzüntülerini travmalarını atlatabilecek şekilde gönüllerine inşirah versin. Duamız budur” diyerek dualarını dile getirdi.
Deprem felaketi hakkında yapılanları aktaran Soylu, “6 Şubat'ta bir büyük afet ve bir büyük depremle karşı karşıya kaldık. 110 bin kilometre kareden fazla 120 bin kilometre kareye yakın bir alanda sadece 26 bin binada enkazda arama ve kurtarma çalışması yapıldı. Dünyada böyle bir rakam yoktur. Bilim insanları şunu söylüyorlar. Burada yedi fay birden kırıldı. Biz buna çalışmadık. Elbette Hollanda'dan büyük bir alanı etkileyen bu deprem bizi hüzne boğdu. Ama şunu ifade edeyim. Bir afet, bir imtihan derken, büyük afet, büyük imtihan derken bir milletin nasıl tek yumruk olduğunu, bir yumak halinde hareket edeceğini. Gidebilenlerin oraya gittiği zaman eliyle oradaki afetzedelerimize dokunduğunu, gidemeyenlerin gönlüyle. Kimisinin duasıyla orada olduğunu her gün hissettik” şeklinde ifade etti.
Deprem bölgesindeki eğitimlerin devam ettiğini belirten Soylu, “Bir taraftan psikososyal destekleri, bir taraftan sağlık çadırları, bir taraftan LGS ve YKS'ye hazırlanan veya destekleme kurslarına hazırlanan çocuklarımızın, gençlerimizin milli eğitimle buradaki gönüllü öğretmenlerle onların buluşturulması. Onunla da yetinmedik hem Mardin'de, hem Malatya'da, hem Adıyaman'da, hem Hatay'da, hem de aynı zamanda Kahramanmaraş'ta şehrin biraz dışında bir mesire alanında LGS ve YKS'ye katılacak gençlerimize özel eğitim kampları, kültür kampları ve spor kampları yaptık. İçerisinde her şey var. Yemeğinden yatağına kadar. Öğretmenler de orada. Sürekli deneme imtihanları yapılıyor” dedi.
Yeni alınan konteynerlerden bahseden Bakan Soylu, “Şimdi köylere konteyner vermeye başladık. Yeni geldi İskenderun Limanı'na indi. Çin'den 65 bin tane katlanabilir konteyner aldık. Fiyatını da söyleyeyim. Fiyatı çadır fiyatı. Çadırı şu anda 20 bin, 21 bin, 22 bine alıyoruz. Çin'den katlanabilir konteynerleri de 22 bin liraya aldık” diyerek alınan konteynerlerin fiyatlarını açıkladı.
Türkiye'nin geçmiş dönemdeki haline kıyasla şu anki halinden bahseden Soylu, “Kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, kıymetli genç arkadaşlarım, ya bu ülkede faiz üç buçuk dört puandı. Bundan 10 yıl evvel ve bu Recep Tayyip Erdoğan'ın başarısı. Dünya patinaj yaparken büyük projelere adım atmıştık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden tutun Marmara'ya, Avrasya'ya kadar, havalimanından tutun Osman Gazisi Köprüsü'ne kadar. Yarınlarda yakın bir zamanda enerjimizin en azından dışarıdan az alınabileceğini temin edecek nükleer santrallere kadar, çok önemli projelere adım attık. Türkiye bu dönemde olduğu kadar hiçbir dönemde özgür ve bağımsız olmamıştır. Bu kadar açık ve net. Türkiye bu dönemde olduğu kadar demokrat olmamıştır. Bu kadar açık ve net. Ben eski Türkiye'nin ne halde olduğunu çok rahat bir şekilde biliyorum. Sevgili gençler elimizde, bizim yerli arabamız niye yoktur, diye birbirimizle yüksek sesle konuşamazdık” şeklinde ifade etti.
Muhalefeti eleştiren Soylu, “Türkiye'de demokrasinin istismarını en iyi yapan o zihnin yani PKK'nın uzantısı olan siyasi partidir. O kadar açık ve net. Çok badirelerden geçirdik. İşte burada bir yıl iftar sahur yapamadık. Anneler çocuklarına pencereden bakmak zorunda kaldılar. Aslında Amerika'nın ve Avrupa'nın gerçek yüzünü gördük. Kemal Kılıçdaroğlu o zaman şöyle diyordu veya başkaları şöyle diyorlardı. Diyorlardı ki, bu şehir hastanelerine gerek yok. Hepiniz duyduk. Peki, şehir hastanelerine gerek var mıymış? Yok muymuş? Bir fikir ortaya koyabilirsiniz. Eleştirebilirsiniz ama bugün geldiğimiz noktada pandemide gördük ki bizim insanlarımız beş yıldızlı şehir hastanelerinde hayatlarını devam ettirdiler” dedi.
Göçmenler ile ilgili konuşan Soylu, “Göç 3 milyon 400 bin, 420 bin Suriyeli göçmen var. Ne yapacaktık? Ne yapmalıydık? Yani Tayyip Erdoğan yüz yıl sonra tarih kitaplarının içerisine Müslüman komşuları PYD, PKK ve DEAŞ tarafından aynı zamanda rejim tarafından katledilirken onları ülkesine almadı, sınırları kapattı mı denecek? Tarihe böyle mi düşecek? Biz bir büyük millet olarak tarihe böyle mi düşmeliyiz?” diyerek düşüncelerini ifade etti.
Başörtüsü hakkında konuşan Bakan Soylu, “Bugün başı açığı da, başı örtülüsü de devlette doktor oluyor. Devlette asker oluyor. Devlette polis oluyor. Devlette jandarma oluyor. Devlette savcı oluyor. Devlette hakim oluyor. Devlette kaymakam oluyor. Devlette vali oluyor. Hatta TBMM'de milletvekili oluyor” dedi.
Cumhurbaşkanı'nın siyasi bilgisinden bahseden Soylu, “Tayyip Erdoğan dünya siyasetini avucunun içi gibi biliyor. Kimin ne oynadığı, kimin ne oyun kurduğunu biliyor. Bugün şunu çok net bir şekilde söylemek isterim. Türkiye bambaşka bir istikamete doğru gidiyor. Bu sınamalardan kurtuldu Türkiye. Ama en önemlisi belki de zihniyet terimi Türkiye'nin altına döşenen fay hatlarından kurtuldu. Kurtuldu fayanslarından. Arabasını yaptıramazlardı” diyerek konuşmasına devam etti.
Cumhurbaşkanı'nın yaşadıklarını anlatan Bakan Soylu, “Cumhurbaşkanı söylemiyordur. Ama bize birkaç kez anlattı. Ben insansız hava araçlarını yaptırmaya çalıştım yıllarca. Orada geçirdim, götürdüm, geçirdim, götürdüm. Ama neticede sabretti ve insansız hava araçları yapıldı. Kato Dağı'nda bugün terörist yoksa insansız hava araçlarıyla elbette ki birebir mücadeleyle oradan alındılar teröristler. Ama insansız hava araçları şu anda oraların her yerinde hava devriyesi atıyor. Kolay değil. Türkiye'de terörist sayısı iki de dün sabah gitti, seksen altıya düştü. Kolay değil bu iş. Bunu buraya yazıyorum. 29 Ekim 2023'te bu ülkenin dağlarında bir tek terörist kalmayacak.” diyerek teröristlerle ilgili açıklamada bulundu.
Aydın Menderes ile konuşmasını anlatan Soylu, “Taksim Camii meselesinin önemini rahmetli Aydın Menderes bana derdi ki, Süleyman derdi, o zaman ben AK Parti'de değildim. Tayyip Erdoğan'ın bu taksici yanında meselesine sahip çıkmak lazım, derdi. Neden mi? Dedi ki, bu sözü unutmayınız. Taksim Camisi bizim bu ülkede iç bağımsızlığımızın sembolüdür. Sultanahmet de bütün dünyadaki dış bağımsızlığımızın sembolüdür. Ayasofya da dış bağımsızlığımızın. Artık biz yapabiliyoruz demektir. Başkalarının tahakkümünde değiliz demektir. Rahmetli Rahman'a kavuştu. Allah rahmet eylesin” dedi.
Yapılacak seçim hakkında konuşan Soylu, “Tayyip Erdoğan gibi liderler yüzyılda bir gelir. Ben sizin kardeşinizim. Yüz yıl. O da gelebilirse. Fırsat verirlerse veya fırsat bulunabilirse. Türkiye, Tayyip Erdoğan fırsatını kaçırmaması gerekir. Çünkü bunu şunun için söylüyorum. Eğer bu fırsatı Türkiye kaçırırsa çok daha geriden başlarız tekrar. Bu seçim önümüzdeki seçim. Bu milletin bir tercihidir. Tercihini ortaya koyacak. Ha biz istiyoruz ki bizi tercih etsinler. Bir selametle bu ülkeyi Türkiye'yi yeni yüz yılına taşıyalım, biz bunu istiyoruz. Ama bu milletin vereceği karardır. Ama şunu söyleyeyim. Ben görüyorum terör devletinin kurulmasını Amerika orada biz gidince ellerini şaklatarak yapacaktır. Bu kadar basit. Yine size bir şey söyleyeyim. Fetö'cüler hapisten çıkacaklardır ve bu devleti idare etmeye başlayacaklardır. Hem de bu sefer daha büyük bir şımarıklıkla beraber. Daha bitmedi. Nasıl Suriye'nin kuzeyinde ve Irak'ın kuzeyinde,şurada Amerikan bayraklı askerler dönüyorsa Türkiye'nin doğusunda ve Güneydoğu'da aynı manzaralar da görmeye başlar” şeklinde konuştu.
Aile yapısının bozulmaya çalışmasıyla ilgili uyarıda bulunan Bakan Soylu, “Hangi birimiz çocuğunun aynı cinsiyle evlenmesini ister ya? Türkiye'de bir siyasi parti bunu önerebilir mi? Önermeli mi? Bu nasıl böyle bir şey? Ama Avrupa dayatırsa önerir. Birçok belediye bunun için bilim açmaya çalıştı. Vallahi Alimallah hiç fırsat vermedim. Kim olursa olsun. Aile yapımızın temelini sarsmaya çalışıyorlar. Buna kimse müsaade etmez. Etmeyiz yani. Millet her şeyi görüyor. Kararı da millet verecek. Biz anlatmakla yükümlüyüz. Önümüze imkan gelirse de çalışmakla yükümlüyüz” dedi.
Esprili bir şekilde konuşmasını bitiren Bakan Soylu, “Yine bu salonda Allah nasip eder yine bir sahurda kimimizin saçı biraz daha dökülmüş, kimimizin saçı biraz daha beyazlamış, bunu kadınlar için söylemiyorum tabii erkekler için söylüyorum. Onun için bir arada olmak nasip olur. Cenabı Allah birbirimizi yine görür, yine birbirimizle halleşiriz. Allah birbirimizin yüzüne bakabilme payı ve selam payı bıraksın inşallah. Amin. Bu vesileyle her birinizi hürmetle selamlıyorum. Sağ olun, var olun” dedi
Bakan Soylu'nun konuşmasının ardından hatıra fotoğrafları çekildi ve program son buldu. /İHA/
Editor : Fatih Tabur