Türk-İş 24. Olağan Genel Kurulu, “Ne emekten ne vatandan vazgeçerim” sloganıyla Ankara’da bir otelde başladı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan kongre, maden işçilerinden oluşan koronun konseri ile devam etti. Genel kurulun açılış konuşmasına yapan Türk-İş Genel Genel Başkanı Ergün Atalay, taşeron işçiler, iş kazaları ve asgari ücret hakkında açıklamalarda bulundu. Gerek doğal afetler olsun, gerekse pandemi döneminde olsun Türk-İş’in her zaman Türkiye’nin yanında olduğunu belirten Atalay, konfederasyonun 24’üncü Olağan Genel Kurulu'nun sloganına atıfta bulunarak, “Ne emekten vazgeçeriz ne de vatandan. Vatan yoksa ne parti var, ne sendika var, ne dernek var, ne zengin. ne fakir, hiçbir şey olmaz” dedi.
Atalay, hangi partiye oy verilirse verilsin her zaman ülkeden yana olunması gerektiğini dile getirdi.
“Memur sendikaları çıkıp ‘işçiye fazla verdiniz’ diyor”
Hükümetle işçilerin haklarını savunmak için sözleşmeler yaptıklarını dile getiren Atalay, “Gücümüzün yettiği ve kanunların el verdiği kadar bir gayret sarf ediyoruz. Sözleşme bittikten sonra arka arkaya zamlar gelmeye başlıyor. Zamlara alıştık fakat memur sendikaları çıkıp ‘İşçiye fazla verdiniz’ diyor. Hekimler ve imamlar da aynı şekilde çıkıp işçilere verilenin kendilerine de verilmesini istiyor. Yoksullukta birleşmeyelim, refahta birleşelim. Bu söylemleri doğru bulmuyorum” dedi.
“Taşeron meselesini artık şu ülkenin gündeminden bir çıkarın”
Arslan, taşeron işçilerle ilgili güzel bir düzenleme çıktığını, bu sayede 750 bine yakın işçinin kadrolu olduğunu fakat eksiklerin olduğunu belirterek, “Kış kıyamette elektrik direğinin tepesinde asıl işi yapan kadroya geçmedi. Karayollarındaki işçiler, bana ‘Başkanım aynı araçtayız, aynı kar küreme işini beraber yapıyoruz, aynı asfaltı beraber döküyoruz’ diyorlar. Ama biri 12 bin, diğeri 22 bin alıyor. Biri yemek yiyor, diğeri yemiyor. Birine ikramiye var, birine yok. Bu adil bir sistem değil. Bu konuda bürokratların ve siyasilerin sesleri çıkmıyor. Taşeronların yüzde 90’ı Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda var. Şu taşeron meselesini artık şu ülkenin gündeminden bir çıkarın” ifadelerini kullandı.
Atalay, taşeron işçilerle beraber belediye şirketlerindeki işçilerin de kadro alması gerektiğini, bu yönde çalışmaların başlatılması gerektiğini sözlerine ekledi. 1970-1972 yılları arasında eğitim gördüğü sırada staj eğitimi de aldığını, o günkü hükümetin 2 yıllık stajı sigortasına saydığını fakat bugün staj mağdurlarının olduğunu belirten Atalay, hükümetin staj mağduriyetlerini ortadan kaldırması gerektiğini dile getirdi.
"İş kazası değil, iş cinayeti"
Atalay, her gün ortalama 3 işçinin iş kazaları nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, “Soma, Ermenek, Maraş, Siirt, yakın zamanlarda da Amasra var. Hepsinde A’dan Z’ye neler olduğunu biliyorum. Buradan Anayasa Mahkemesi’ne sesleniyorum. Soma’da 301 tane arkadaşımız iş kazası falan değil, iş cinayeti nedeniyle hayatını kaybetti. 20 yıllık Çin maskesi kullanıyorlardı. Bu dosyada da yer alıyor. Onun için Anayasa Mahkemesi’nin adil bir karar vermesini istiyorum” dedi.
“Asgari ücret zammı hiç olmasın, zam da yapmayın, para da vermeyin"
Aralık ayında belirlenecek olan asgari ücret hakkında konuşan Atalay, “Yıllardır asgari ücret görüşmelerine arkadaşlarımız katıldı. 12 kalemi ilgilendiriyor. Bu ücret başlangıç ücreti. Öyle bir noktaya geldi ki bu ücret geçim ücreti oldu. Bakan bu sene bir defa zam olacak diyor. Hiç olmasın, zam da yapmayın, para da vermeyin. Parayı ver zam yap, neye yarıyor bu” dedi.
“Cambaz olsanız 11 bin 400 lirayla bir hafta geçinemezsiniz"
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda asgari ücretle çalışan 4 işçinin de yer alacağını hatırlatan Atalay, “Bir tane sağlık işçisi, bir tane büro işçisi, bir tane enerji işçisi, bir tane de karayollarında kar temizleme yapan taşeron karayolları işçisi yer alacak. İşçiler bu paralara nasıl geçinemediklerini anlatacaklar. Cambaz olsanız 11 bin 400 lirayla bir hafta geçinemezsiniz ya. Burada ne söylediysem orada da aynısını söylerim. Bu mesele hepimizin meselesi. 8 milyon asgari ücretli var. Bu ülkenin en büyük sözleşmesi. Bizim için fark etmiyor, onlar da komşularımız, arkadaşlarımız. Başlarını aşağı eğme lüksümüz yok" ifadelerini kullandı.
Atalay sözlerine şöyle devam etti:
"Ülkeyi yönetenlere bizi görmemezlikten gelmeyin diyorum. Bizi yok saymayın. 3 gün sonra oturduğunuz koltuklarda işçiler oturur. Bazı bürokratlar ben devletin sahibiyim zannediyor. Herkes için geçici bu iş.”
Konuşmanın ardından oy birliğiyle 24’üncü Olağan Genel Kurulu yönetim kurulu seçildi. Kurula Türk-İş’e bağlı sendika başkanları, il başkanları ve konfederasyon üyeleri katılım sağladı. Genel Kurul, cumartesi günü yapılacak başkanlık seçimiyle son bulacak. /İHA/
Editor : Hayrullah Ağkaş