Çevrimiçi sözlükler daha geniş ve erişilebilir "dil belleği" haline geliyor

Çevrimiçi sözlükler daha geniş ve erişilebilir "dil belleği" haline geliyor
Sosyal medya platformlarıyla kullanımı yaygınlaşan "skibidi", "delulu" "broligarcy" ve "lewk" kelimelerinin de aralarında bulunduğu 6 binden fazla yeni sözcüğün, İngiltere merkezli Cambridge Sözlüğü'ne eklendiği duyuruldu.

Bireysel ve toplumsal deneyimin parçası haline gelen sosyal medya, yeni kelimelerin türetilerek resmiyet kazanmasında belirleyici rol oynarken basılı sözlüklerin yerine çoğunlukla dijital ortamlarda arşivlenen yeni sözcükler, daha kapsamlı ve erişilebilir "dil belleği" oluşturuyor.

Ses ve kelime oyunlarının birleşimiyle oluşan bu terimler, çoğunlukla bir anlam ifade etmese de dijital trendlerin ve internet kültürünün dili nasıl dönüştürdüğünün göstergesi haline gelerek tartışmalara yol açtı.

Cambridge Sözlüğüne göre, "delusional" kelimesinden türetilen "delulu", "hayal dünyasında yaşayan, sanrı içinde olan" kimseler için kullanılırken "bro" ve "oligarcy" kelimelerinden oluşan "broligarcy" ise özellikle "teknoloji sektörüne hakim, siyasi nüfuza sahip zengin erkeklerden oluşan küçük bir grubu" tanımlıyor.

Öte yandan, "look" kelimesinden türeyen "lewk","özgün, dikkat çekici, alışılmışın dışında ve etkileyici tarz, kıyafet veya görünüm" olarak tanımlanıyor.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'in mart ayında parlamentodaki hitabında "They are delulu with no solulu" ifadesini kullanması, özellikle Z kuşağı arasında yaygın olan bu tür ifadelerin siyasiler tarafından da benimsendiğini gösteriyor.

Cambridge Sözlük Programı Yöneticisi Colin McIntosh, yaptığı açıklamada, internet kültürünün İngilizceyi değiştirdiğini belirterek, şu ifadeleri kaydetti:

"'Skibidi' ve 'delulu' gibi kelimelerin Cambridge Sözlüğü'ne girmesine her gün tanık olmuyorsunuz. Yalnızca kalıcı olacaklarını düşündüğümüz kelimeleri ekliyoruz. İnternet kültürü, İngilizceyi değiştiriyor ve bu etkiyi gözlemlemek, yakalamak gerçekten büyüleyici."

"O.K.", ABD'den tüm dünyaya yayıldı

Sosyal etkileşimlerin ve deneyimlerin ürünü olarak ortaya çıkan kelimeler, genellikle belli topluluklarda doğsa da benimsendiği coğrafyanın sınırlarını aşarak daha geniş kitlelerce yaygın kullanıma ulaşabiliyor.

Genellikle kontrol edilen şeyin tümünün hatasız olduğunu vurgulamak için kullanılan "O.K. (all correct)" kısaltması, ABD'deki Boston Morning Post gazetesi editörleri tarafından 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya atılsa da zamanla küresel çapta benimsendi.

"Old Kinderhook (O.K)" lakaplı ABD'nin 8. Başkanı Martin Van Buren'in seçim kampanyası döneminde yaygınlık kazanan ifade, önce ülke genelinde popülerlik kazandı.

On yıl içinde insanlar, belgeleri "OK" şeklinde işaretlemeye ve her şeyin yolunda olduğunu belirtmek için telgrafta "OK" kısaltmasını kullanmaya başladı.

Böylelikle, kolayca söylenip yazılabilen ve yeteri kadar ayırt edici algılanan "OK" ifadesi, evrensel dilde yer bulan ifade haline geldi.

Cambridge, sık aranan ancak bünyesinde bulunmayan sözcükleri takip ediyor

Cambridge Sözlüğü Yayın Müdürü Wendalyn Nichols, AA muhabirine, kelimelerin sözlüğe eklenme ölçütlerine ve izledikleri aşamalara ilişkin açıklamada bulundu.

Dillerdeki değişimin kaçınılmazlığına dikkati çeken Nichols, sözlük bilimcisinin görevinin, dilin geçirdiği değişimi ve gelişim sürecini kayıt altına almak olduğunu ifade etti.

Nichols, Cambridge Sözlüğü'nün İngilizce öğrenenler için dünyanın en büyük çevrim içi sözlüğü olduğunu vurgulayarak, kullanıcıların aradıkları terimlerin hem anlaşılır tanımlarla açıklanmasının hem de bu terimlerin doğru kullanımını gösteren örneklerle desteklenmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

Karar aşamasına ilişkin Nichols, "Cambridge Sözlüğü editörleri, hangi terimleri tanımlayacağına karar verirken sitenin yılda kaydettiği 2,74 milyar aramadan elde edilen verilerle işe başlar. Sık aranan ancak sözlüğümüzde bulunmayan kelimeleri takip ederiz. 'Skibidi' ve 'delulu' buna en iyi örnekler." ifadelerini kullandı.

Dijital sözlüklerin daha büyük ve ulaşılabilir dil arşivine katkısı

Covid-19'un tanımlanmasından 37 gün sonra Cambridge'e eklendiği bilgisini paylaşan Nichols, bazı terimlerin sözlüğe alınma sürecinin bazen yıllar, bazen de günler aldığını belirtti.

Nichols, bir terimin güncel olup olmadığını ve bu güncelliğin yalnızca belli bir kesim içinde kalıp kalmadığını izlediklerini, "delulu" sözcüğünün, K-pop severleri tarafından ortaya atılarak zamanla daha geniş kitlelere ulaşmasıyla dolaşımının arttığını söyledi.

İngiliz edebiyatına ve diline yön veren William Shakespeare'in katkılarıyla İngilizceye kazandırılan bazı sözcüklere dikkati çeken Nichols, yeni türetilen bir kelimenin kalıcı olup olmayacağının kesinlik barındırmadığını vurguladı.

Nichols, sözlük bilimcilerin dijital ortamlar ortaya çıkmadan önce basılı sözlüklere yeni kelime ekleyebilmek için mevcut bazı kelimeleri çıkarmak zorunda kaldıklarına dikkati çekerek, "Günümüzde boyut, çevrim içi sözlükler için bir avantaj çünkü eklenenler sözlükte genelde kalıcıdır." dedi.

"Sürekli yeni kelimeler üretmemiz, dilin oldukça doğal bir örüntüsü"

Edinburgh Üniversitesi Dil Bilim ve İngiliz Dili Bölümü Öğretim Görevlisi Christian Ilbury, dijital çağdaki etkileşimlerin sonucu olarak yeni kelimelerin türemesine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Eklenen yeni sözcüklerin etimolojik derinlik ve anlamsal netlikten uzak olmasına ilişkin Ilbury, bunun İngilizceye ya da herhangi bir dilin yapısal bütünlüğüne tehdit oluşturmadığını ve dilsel yozlaşmaya yol açmadığını savundu.

Ilbury, "Dilin değiştiğini, her zaman yeni kelimelerin ortaya çıktığını ve şu anda baktığımız şeyin bir dizi yeni kelime olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor." görüşünü paylaşarak, "delulu" kelimesinin yararlı bir kısaltma olduğunu ve bu sözcüğün oldukça standart kelime oluşum kalıbından türediğini belirtti.

Eklenen yeni kelimelerin bazılarının anlamsal açıdan belirsiz olmasına veya derinlik taşımamasına çok fazla odaklanılmaması gerektiğine işaret eden Ilbury, "Sürekli yeni kelimeler üretmemiz, dilin oldukça doğal bir örüntüsü." dedi.

Sosyal medya, kelimelerin dolaşımını ve görünürlüğünü artırıyor

Ilbury, bu sözcüklerin bazılarının kalıcı, bazılarının ise geçici olabileceğine dikkati çekerek, yaygınlık kazanmalarında sosyal medyanın rolüne işaret etti.

Çevrim içi sözlüklerin kalıcı insan deneyimlerinden ziyade geçici dijital trendleri yansıtmaya başladığında dillerin kültürel derinliğini koruyup koruyamayacağına yönelik endişelere ilişkin Ilbury, sosyal medya ve teknolojinin de artık deneyim haline geldiğini söyledi.

Ilbury, "delulu" teriminin 10 yıldır dolaşımda olduğunu ancak sosyal medya aracılığıyla rağbet görmeye başladığını dile getirerek, "Teknolojinin ve sosyal medyanın toplum veya dil üzerindeki etkilerini abartmamak önemli çünkü bu kelimelerin çoğunun, insanların farkında olduğundan çok daha uzun geçmişi var." dedi.

Bu sözcüklerin "sığ" olduğu fikrine şüpheyle yaklaştığını belirten Ilbury, "Bir kelimeyi anlamlı bir şeyi ifade etmek için kullanabiliyorsanız o zaman bu, yararlı bir dil. 'Skibidi' gibi, anlamı oldukça belirsiz olduğu düşünülen bir kelime bile gençler ve onu kullanan kişilerce kendilerine bir anlam ifade edecek şekilde kullanılıyor. Bu yüzden bence bu yararlı." değerlendirmesinde bulundu.

Ilbury, sosyal medya mecralarının kelimelerin dolaşımını ve görünürlüğünü artırdığını, bunların çoğunun sosyal medyada dolaşıma girmeden önce toplumda kullanılmış olması ihtimalini yüksek gördüğünü sözlerine ekledi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.