Deliler Fayı Sivas’ın deprem riskini doğrudan etkiliyor
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Koçbulut, Sivas’ın deprem riski ve fay hatları açısından durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

DELİLER FAYI SİVAS’IN GÜNEYDOĞUSUNDAN UZANIYOR
Sivas’ın hemen güneydoğusundan başlayarak Kayseri yönüne doğru uzanan bir fay hattı bulunduğunu belirten Koçbulut, bu hattın “Deliler Fayı” olarak adlandırıldığını söyledi.
Deliler Fayı’nın kuzeydoğudan güneye doğru çeşitli segmentlerden oluştuğunu aktaran Koçbulut, “En kuzeydoğuda Tecer segmenti yer alıyor. Bunun ardından Dökmetaş segmenti geliyor. Daha güneye doğru Gemerek–Sarıoğlan segmenti ve Kayseri–Bünyan hattı uzanıyor.” dedi.

KUZEY ANADOLU FAYI’NDAKİ BÜYÜK DEPREMLER SİVAS’I SINIRLI ETKİLİYOR
Deliler Fayı ile birlikte Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana gelebilecek depremlerin de Sivas’ı etkileyebileceğini ifade eden Koçbulut, özellikle Kelkit Vadisi’nde meydana gelebilecek 7’nin üzerindeki bir depremin kentte hissedilebileceğini söyledi.
Ancak aradaki dağlık alanların doğal bir bariyer oluşturduğuna dikkati çeken Koçbulut, “Bu nedenle dalgaların Sivas’a gelişi çok şiddetli olmaz.” değerlendirmesinde bulundu.

GÜNEYDEKİ DEPREMLER DAHA FAZLA SARSINTI OLUŞTURABİLİYOR
Koçbulut, güneyde meydana gelen depremlerin Sivas’ta daha fazla hissedildiğini belirterek, 2023 yılında yaşanan büyük depremleri örnek gösterdi.
“Kent olarak daha uzak olmamıza rağmen güneyde meydana gelen büyük depremlerden daha fazla etkilendik.” diyen Koçbulut, Kuzey Anadolu Fay zonunda oluşabilecek depremlerin ilçeleri ve kent merkezini etkileyebileceğini, ancak güneydeki büyük depremler kadar şiddetli etki oluşturmayacağını ifade etti.
YERLEŞİM ALANLARI JEOLOJİK VE JEOFİZİK VERİLERE GÖRE BELİRLENMELİ
Bir yerleşim yerinde depreme karşı alınması gereken önlemlerin en başında doğru alan seçiminin geldiğini vurgulayan Koçbulut, şunları söyledi:
“Şehri kuracağımız alanın jeolojik özelliklerinin, zemin yapısının ve deprem üreten faylara göre durumunun ortaya konulması gerekir. Jeolojik, jeofizik çalışmalar ve fay sakınım bantlarının belirlenmesi büyük önem taşıyor.”

FAYLARIN ETKİNLİĞİ BİLİMSEL OLARAK ORTAYA KONULMALI
İmara açılacak alanlarda fay geçip geçmediğinin mutlaka belirlenmesi gerektiğini ifade eden Koçbulut, bu fayların aktif olup olmadığının, geçmişte kırılıp kırılmadığının ve yeniden kırılma potansiyelinin bilimsel yöntemlerle ortaya konulması gerektiğini söyledi. Koçbulut, bu çalışmaların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yer Bilimsel Etüt Dairesi ekipleri tarafından yürütüldüğünü hatırlattı.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM, MÜHENDİSLİK KURALLARINA UYGUNLUK DEMEKTİR”
Kentsel dönüşümün amacının güvenli yapılar oluşturmak olduğunu belirten Koçbulut, eski ve günümüz şartlarına uygun olmayan yapıların bu nedenle yıkılıp yeniden inşa edildiğini ifade etti.
“Deprem yönetmeliğine ve zemin etüdüne uygun yapılan her bina sağlamdır.” diyen Koçbulut, bina güvenliğinin tek başına yapının yaşıyla değil, mühendislik bütünlüğüyle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Koçbulut, bina güvenliğine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“‘Şu bina sağlamdır, bu bina kötüdür’ diye genelleme yapamayız. Zeminin özelliklerini doğru ortaya koyup buna uygun temel ve statik proje hazırlanırsa, iyi bir mühendislik anlayışıyla yapılan her bina sağlamdır.”
Kaynak:Elif Elmalı

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.