Hayrullah AĞKAŞ
Sivas Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Özlem Aldemir, yeni tip koronavirüs enfeksiyonu ile kış aylarının gelmesi ile birlikte ortaya çıkan grip enfeksiyonu arasındaki farka ilişkin açıklamalarda bulundu.
Grip, nezle ve koronavirüsün sıkça karıştırılan ve aslında belirtilerinin birbirine çok benzeyen 3 farklı hastalık olduğunu ifade eden Aldemir, nezlenin soğuk algınlığı olarak da bilindiğini, burun tıkanıklığı/burun akıntısı, geniz akıntısı ve boğazda yanma ile kendini gösterebilen bir hastalık olduğunu belirtti. Ateşin bekledikleri bir semptom olmadığını vurgulayan Aldemir, nezlenin günlük aktiviteleri pek etkilemediğini, özel bir tedavisinin olmadığını, birkaç günde kendiliğinden geçebileceğini dile getirdi.
Gribin soğuk algınlığına göre daha ağır seyrettiğini söyleyen Dr. Aldemir, nezleye göre komplikasyon açısından daha ciddi sorunlara yol açabildiğini belirtirken, grip enfeksiyonunda hastalarda yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı olabildiğine ,bununla birlikte belirgin olan semptomun kas ve eklem ağrıları olduğuna değindi. Genellikle akciğere kadar inmediği, üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olduğunu ifade etti.
Koronavirüs enfeksiyonu ve gribi ayırt etmeninin zor olduğunu belirten Aldemir, ?Koronavirüs enfeksiyonunda , grip enfeksiyonunda olduğu gibi yüksek ateş, öksürük, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları gözükmektedir. Fakat nefes darlığı ve solunum sıkıntı koronavirus enfeksiyonunda daha çok beklediğimiz semptomlardır. Hastalarımızda iki taraflı akciğer tutulumu bu tabloda daha sık gözükmektedir? dedi.
Grip aşısının koronavirüs üzerinde etkisi olup olmadığı sorusuna Uzm. Dr. Aldemir, ?Grip aşısının kovid-19 enfeksiyonu üzerinde bir koruyuculuğu yoktur, koronavirüse yakalanma riskini de düşürmez. Fakat şu var ki influenza aşısı yaptıran hastalarda koronavirüs enfeksiyonu daha hafif seyredebilir? ifadelerini kullandı.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için nasıl beslenilmesi gerektiğine de değinen Aldemir, ? Dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenmek hayatımızın her anında önemlidir. Bol sıvı tüketilmeli, günde 10-12 bardak su içilmelidir. Bununla beraber antioksidanlardan zengin portakal, mandalina, greyfurt, kivi, kırmızı biber, yeşil yapraklı sebzeler tüketilmelidir. Çinko, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek,enfeksiyonlardan korunmak için önemli minerallerden biridir . Kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişleri tüketmek çinko miktarımızı arttırarak bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye katkıda bulunacaktır. Vücudumuzun en önemli yapı taşlarından birinin protein olması sebebi ile bu dönemde yağsız et, balık, az yağlı peynir, az yağlı süt, yoğurt, kefir ve kurubaklagiller gibi kaliteli proteinler tüketmeye özen gösterilmelidir. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ile beraber her gün egzersiz yapılması gerekmekte ve hayatımızın merkezinde maske, mesafe ve hijyen olması gerekmektedir´´ ifadelerine yer verdi.
Editor : Haberpanelim