USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Devletimizden Destek Bekliyoruz

Kam-Mer Maden Dış Ticaret İnşaat İzolasyon Ltd. Şti. Sahibi Abdulkadir Demirel, mermer firmalarının zor günlerden geçtiğini söyledi. Yaşadıkları sorunlar hakkında bilgi veren Demirel, devletten destek beklediklerini belirterek “Çünkü bize destek verilirse biz üretiyoruz. Biz memleketin taşını alıp onu bir değer haline getirip ihraç ediyoruz. İhracat sonucu memleketimize dolar kazandırıyoruz. Doğrudan bir ihracat yapmış oluyoruz” dedi.

Devletimizden Destek Bekliyoruz
10-03-2023 15:15
SİVAS
Google News

Oğuzhan SARZEP

Sivas’ın ihracatının ciddi bir bölümünü yapan mermer firmaları zor günlerden geçiyor. Pandemi sonrasında yaşanan sektördeki daralma artarak devam ediyor.

PANDEMİYLE BİRLİKTE SEKTÖRÜMÜZDE DARALMALAR YAŞANDI

Kam-Mer Maden Dış Ticaret İnşaat İzolasyon Ltd. Şti. sahibi Abdulkadir Demirel, Sivas’ta 13 mermer firmasının bulunduğunu ve Organize Sanayi’de çalışanların yaklaşık yüzde 30’unun mermer firmalarında çalıştığının altını çizerek, “Sivas biliyorsunuz bir mermer şehri. Sivas'ta yaklaşık 13 tane mermer firmamız var. Organize Sanayimizde de zaten mermer firmalarımızın faaliyetleri ortada. Organize Sanayi’de çalışanların yüzde 30’una yakını mermer firmalarında bulunuyor. Mermer sektörü olarak sadece bu yıla has değil, yaklaşık olarak 3,5-4 yıldır bir sıkıntı yaşıyoruz. Tabii bu sıkıntının ana nedeni pandemi ve pandemi sonrasındaki gelişen olaylar. Pandemiyle birlikte biliyorsunuz dünya ticaretinde genel olarak bir daralma, sıkıntı oldu. Bu daralmayla birlikte konteyner fiyatlarında çok ciddi manada artışlar oldu. Tabii bizim şimdi ihracatını yaptığımız ülkeler genel olarak doğu ülkeleri, Çin, Endonezya, Hindistan gibi ülkeler. Tabii buralar olunca konteyner fiyatlarındaki yaklaşık olarak yüzde iki 200, yüzde 300 oranında artışlar maliyetleri etkiledi. Tabii bu maliyetler sonrasında da ister istemez müşterilerimiz farklı pazarlara kaymaya başladılar. Aynı zamanda tabii tedarik konusunda da bazı sıkıntılarımız oldu. Tedarik konusundan kastettiğim şey nedir? Pandemiyle birlikte çalışma saatleri değişti. İş yerlerinde, fabrikalarda çalışanların sayıları değişti. Dolayısıyla bu da üretim noktasında bizi daralttı fakat daha sonraki yıllarda mermer sektörü bu konuya ve açıkçası biraz hızlı bir reaksiyon göstererek toparlanma sürecinin içerisine girdi” dedi.

Mermer sektöründe yaşanan sorunları özetleyen Demirel, madenlerin bittiğini ve bittiğinde yeni ocaklar açılması gerektiğini ancak son 10 yıldır ÇED davaları ve bu süreçlerde büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu:

“Bizim asıl sorunlarımızdan bir tanesi de şu. Bir tanesi değil aslında en büyük sorunlarımızdan başında geliyor. Mermer sonuçta tükenen bir ürün. Bir doğal ürün. Bu tükendiği zaman yeni mermer ocakları açmamız gerekiyor, ham maddeyi sağlayabilmemiz için. Fakat yeni ocakların açılmasıyla alakalı olarak maalesef son 10 yıldır ÇED davalarında, ÇED süreçlerinde çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Vatandaşımızın mermer ocaklarına ve madenlere karşı aslında bir bilinçsizliği söz konusu. Ve kanundaki bazı eksik ya da yarım kalan konulardan veya noktalardan dolayı bunu art niyetli olarak kullanmak isteyen kişiler oldukça fazla. Oysaki madencilik aslında doğaya vermiş olduğu zarar bir tarıma göre çok çok az bir şey. Yani bunu şöyle örnekleyebiliriz. Örneğin insanların tarım arazileri açmak üzere ne kadar orman yok ettiğine baktığımızda 2B yasasını biliyorsunuz; tarım ormanlardaki mahvedilen tarım arazilerinin tekrardan tarım arazisi vasfına katılmasıyla alakalı olarak. Madenciler öyle değil. Madenciler bir yerden bir ürünü aldıklarında orayı tekrardan rehabilite edip ağaçlandırıyor. Bunun en güzel örneğini bizim Kangal Termik Santralinde görebiliriz. Kangal Termik Santrali’nde bizler oradan kömürü aldık aldıktan sonra orayı rehabilite ettik ve şu anda orada bir orman var. Etyemez Köyüne eğer gittiyseniz orayı bir gezin. Yani jeolojik olarak son 50 ya da 100 bin yıldır ağaç olmayan bir noktaya madenciler oradaki kömürü aldıktan sonra, orayı orman haline getirdiler. Kömürü aldık, o kömürle santral kurduk. O santralle oradan Sivas'ta yüzlerce kişi, binlerce kişi ekmek yedi. Daha sonrasında da işte o kişilerle beraber elektrik ürettik. Bu memleketin elektriğine katkıda bulundu maden sektörü. Onunla sanayimiz kalkındı ve daha sonra işi biten noktayı da ağaçlandırdık. Şimdi burada ÇED davalarının bu kadar uzun sürmesi her türlü işte vatandaşın itirazı sonrasında ruhsatların iptal edilmesi, ruhsatların durması ister istemez maden sektöründe yeni ham maddeye ulaşmayı bizleri zorluyor. Ulaşamıyoruz artık. Ve bu da İster istemez şuna yansıyor. Elimizde hep aynı ürünleri üretmeye daraldığımız için aynı ürünlerle müşterilerimizin karşısına çıktığımız için yeni ürünlerle çıkamıyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz de bizim müşterilerimizden kast ettiğimiz işte dünyadaki bütün inşaat sektörüyle uğraşan kişiler farklı ülkelere gidiyorlar. İşte son dönemde Şili, Arjantin gibi ülkelere müşterilerimiz gitmeye başladı.”

DEVLETTEN DESTEK BEKLİYORUZ

 “Burada üç ana başlıktı aslında bu daralmayı özetleyebiliriz” diyen Demirel, “Birincisi pandemi ve pandeminin etkileri ama artık bundan bir şekilde çıktık. Çünkü 2023 senesinin ilk aylarında Çin artık salgın ile alakalı olan durumu belli bir noktada kapatacağını söyledi. İkincisi nedir? İkincisi maden sektörü üzerindeki özellikle çevresel etki değerlendirme raporlarıyla beraber çıkan kanunların baskısı, bunun azaltılması gerekiyor. Üçüncüsü ise ne? Maden sektörünün aslında diğer sektörlere göre biraz daha devlet tarafından desteğini biz rica ediyoruz. Çünkü bize destek verilirse biz üretiyoruz. Başarıyoruz ki bunun işte Sivas, Afyon, Bursa en güzel örneği. Biz memleketin taşını alıp onu bir değer haline getirip ihraç ediyoruz. İhracat sonuçları memleketimize dolar kazandırıyoruz. Bu da ülkenin genel olarak gelişmesinde çok büyük yerleri var. Doğrudan bir ihracat yapmış oluyoruz. Bu konuda da biz özellikle kanun koyuculardan, milletvekillerimizden, bakanlarımızdan buna özel dikkat edilmesini istiyoruz. İnşallah ilerleyen zamanlarda ilerleyen günlerde ben eminim ki maden sektörünün daha ileriye gideceğini düşünüyorum. Bugün dünyadaki bütün gelişmiş ülkelere baktığınızda Kanada bir maden ülkesidir. Gayrisafi milli hasılasına baktığınızda çok yüksektir. Almanya yine hakeza Almanya'daki kömür madenlerinin Türkiye'den fazla olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazladır ama onlar hem doğayla hem de vatandaşın kabulüyle yan yana gelerekten madencilik işi yapmasını bir kültür haline getirmişler. Yani hem doğaya saygılı hem insana saygılı madencilik. Biz Türkiye'de elhamdülillah bunu artık başarıyoruz, bunu yapabiliyoruz. Türk insanı bu güce sahip. Bu potansiyele sahip. Bu bilgi birikimine sahip ki Sivas'ta işte bunun şu anda örneğini veriyor” şeklinde konuştu.

HER YIL MERMERCİLER VE MADENCİLERLE KURULTAY YAPILARAK BİRLİKTE SESİMİZİ DUYURABİLİRİZ

Yaşanan sorunları çözümleri noktasında da konuşan Demirel, “Şu anda ciddi manada ihracat yapan firmalarımız var. Bunlar Sivas Organize Sanayi'nde şu an aktif halde çalışıyor. Sivas'ın bu sorunu çözmede belki şunu yapabiliriz ilerleyen yıllarda. Sivas Mermerciler ve Doğal Taş Derneği olarak çevre illerdeki diğer mermer ve madenle uğraşan kişilerle beraber her yıl düzenli olarak eğer bir maden kurultayı, şurası gibi bir düzenlemeler yapıp yani bir araya gelip birlikte sesimizi duyurabilir, insanlarımıza madenler hakkında bilgiler verir. Aslında o söylenilen, anlatılan şeylerin doğru olmadığını, birebir canlı örnekleriyle anlatabilirsek eğer biz maden sektörünün önündeki bu engelleri kaldırmış oluruz diye düşünüyorum.  Sağ olsunlar bizim milletvekillerimiz nezdinde işte İsmet Bey, Habib Bey Semiha Hanım, Ahmet Bey. Onlar zaten bu konuda bize ellerinden gelen yardımı yapıyorlar. Sivas'ta bu bununla alakalı da olarak sektördeki bütün temsilcileri kendileri tanıdıkları için yardım konusunda hiçbir şekilde bir esirgemeleri yok. Destek noktasında aslında şöyle: Madenlere karşı insanların bir ön yargısı olduğundan bahsettim ya. O ön yargının kırılmasıyla alakalı olarak bir toplumsal mutabakat, bir toplumsal anlatıya ihtiyacımız olduğunu aslında destekten benim kastettiğim şey o. Bir de maden kanunu içerisindeki gerekli düzenlemelerde bu işi bilen kişilerle birlikte yan yana gelerek, oradan çıkacak olan fikirler üzerine kanunların düzenlenmesinin ben daha doğru olacağını düşünüyorum. Yani son dönemde bu çevresel etki raporlarındaki şeylerde mahkemeler tarafından aslında biz sürekli engelleniyoruz. Yani mahkemenin bir tanesinde atıyorum, biz haklı bulunurken bir sonrasında hiç o köyle o yaşam yerleşim yeriyle alakalı olmayan birinin itirazı sonrasında bir maden durdurulabiliyor maalesef. Yani bu şekilde olmamalı diyoruz biz. Yardım desteği istediğimiz nokta o. Yani bunun bir toplumsal mutabakatta bir adı konmalı. Madenlerin aslında doğaya zararlı değil. Tam tersine az önceki söylediğim gibi Kanada, Almanya örneğini verdiğim gibi, İtalya örneğindeki gibi Oradaki madenciliği bizim yapabilecek güce sahip olduğumuzu, hem onlardan alacağımız bilgiler hem de kendi bilgim birikimimizi har harmanlayıp ortaya yeni bir maden kanunu modeli çıkartılması gerektiği konusunda söylemlerimiz var. Burada onlar bize anlık olarak problemlerimizde çözümler sunuyorlar. Doğru vekillerimiz Allah razı olsun. Yardım ediyorlar. Ama onların da mecliste bunları dile getirmesi gerektiğini düşünüyorum ben. Çünkü maden gerçeği ortada. Çalışan insanlarımız ortada kazanılan paralar, yapılan ihracatlar ortada. Memlekete faydası ortada. Bu biraz daha dillendirilir, halk nezdinde biraz daha anlatılırsa sanki bunu kıracağız gibi.”


Editor : Fatih Tabur
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE
21.11.2024
PUAN DURUMU
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
CİLALI TAŞ!