Hayrullah AĞKAŞ
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ?İstiyoruz ki evlatlarımıza yeni bir müfredatla hayatlarında ihtiyacı olan bilgili öğrensinler gereksiz bilgileri öğrenmesinler. Evlatlarımızı bilgi hamalı yapmayalım? dedi.
Bakan Yılmaz, AK Parti Kadın Kolları Teşkilatı tarafından Sandık başkanlarına yönelik düzenlenen programa katıldı. Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezi´nde düzenlenen programa Bakan Yılmaz´ın yanı sıra Belediye Başkanı Sami Aydın ile diğer yetkililer katıldı.
Bakan Yılmaz burada yaptığı konuşmasında Milli Müfredat konusuna değindi. Müfredatın yenilendiğini ifade eden Yılmaz, ?İstiyoruz ki evlatlarımıza yeni bir müfredatla hayatlarında ihtiyacı olan bilgili öğrensinler gereksiz bilgileri öğrenmesinler. Evlatlarımızı bilgi hamalı yapmayalım. Gereksiz bilgileri evlatlarımıza öğrettiğimiz de yarın okulu bitirdiklerinde bu bilgiler onun hayatına ne katkısı olacak. İstiyoruz ki müfredatı gereksiz bilgilerden arındıralım mutlaka bilmesi gereken bilgileri evlatlarımıza verelim? ifadelerini kullandı.
Müfredatı halkın görüşüne açtıklarını söyleyen Bakan Yılmaz, şöyle devam etti:
?Söylenmeyin söyleyin dedik. Hangi bilgiler evlatlarımıza verilmesi gerekiyorsa bize iletin verilmemesi gerekenleri de bize iletin dedik. 200 binin üzerinde görüş geldi. Arkadaşlar üzerinde çalıştılar. 16 Nisan´dan sonra halk oylamasından sonra yeni müfredatı onaylayacağız. Kitap yazımı ardından basımı ile birlikte önümüzdeki dönem 1 - 5 ve 9. sınıflar yeni müfredat kitaplarıyla eğitime başlayacaklar.?
TÜRKİYE´NİN ÖNCELİKLİ
KONUSU EĞİTİM
?Eğitim, Türkiye´nin en önemli konusu. Eğitim, Türkiye´nin en öncelikli konusu. Eğitim´den daha önemli bir konu daha Türkiye´nin gündeminde yoktur? diyen Bakan Yılmaz, ?Hükümet olarak da biz eğitime geçmiş iktidarlar döneminde verilmediği kadar önem verdik. Peki, nereden anlaşılır önem ve destek verdiğimiz? Bunun anlaşılma yolu bütçemizden ayırdığımız payla ilgilidir. 2002´de biz iktidara geldiğimizde eğitime ayrılan miktar 11 milyar lira, toplam bütçe içerisindeki payı yüzde 10? Biz bizim dönemimizde pastayı büyüttük. 122 milyar lira ayırıyoruz. Pay olarak ise yüzde 20´ye çıkarttık. Geçmişte eğitime verilen destekten yüzde yüz daha fazla önem veriyoruz derken somut olarak bu rakamı söylüyoruz. Bu kaynaktan dolayı da biz eğitim de milli savunmanın önündeyiz. Bundan dolayı da biz eğitimde Sağlık Bakanlığının önündeyiz. Diyoruz ki eğitimi çözersen geri kalan sorunlarında çözümünde büyük mesafe almışsın demektir. Ama eğitimi ihmal edersen her konuyu ihmal etmişsin demektir? ifadelerini kullandı.
GEÇMİŞE KIYASLA
İYİ BİR NOKTADAYIZ
Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: ?Biz iktidara geldiğimizde milli gelirimiz 130 milyar dolar, kişi başına düşen miktar 3 bin 500 dolardı, şimdi ise milli gelirimiz 865 milyar dolar, kişi başına düşen miktar ise yaklaşık 11 bin dolara tekabül ediyor. Yani 3 katından fazla yaklaştırdık ve Türkiye´yi zenginleştirdik, büyüttük, kalkındırdık desek doğru bir tespit olur. Yine de giderimiz yüksek. O yüzden ne diyoruz, Allah nasip ederse 2023´te milli geliri 865 milyar dolardan 2 trilyon dolara, kişi başına düşen milli geliri de 11 bin dolardan 25 bin dolara çıkartalım k i Türkiye´nin sorunlarını çözelim. Bizim evlerde yoksulluğu kaldırmamız lazım. Yoksulluğu kaldırmanın yolu da daha çok çalışmak, daha çok üretmek, ülkeyi zengin hale getirmek. Ülkenin temel sorunlarını çözmek, ondan sonra estetik güzelliklere bakmak lazım.?
77 BİN DERSLİĞE
İHTİYACIMIZ VAR
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttıklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, ?4+4+4 olarak, istiyoruz ki daha uzun süreli eğitim verelim. Bu eğitim ile beraber çok yüksek misakı gelişmişlik düzeyini yakalayalım. Bütçede en büyük kaynağı eğitime ayırdık? dedi.
Yılmaz, ?Hemen hemen birçok ilimizde en gösterişli binalar, saray gibi olan binalar, kale gibi binalar eğitim binaları olduğunu görüyoruz. Bizim dönemimizde geçen yıl ile bu yıl arasında 30 binin üzerinde derslik yaptık. Bu şimdiye kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmamıştır. Tabi devlet yapıyor, millette yapıyor. Başbakanımızın talimatı var daha kaliteli bir eğitim vermek lazım. Daha kaliteli bir eğitim için mutlaka ikili eğitimi kaldırmak lazım. Peki, ne kadar dersliğe ihtiyacımız var? 77 bin dersliğe ihtiyacımız var. Bu 77 bin dersliğinde yaklaşık 55 bin dersliği 15 büyük ilde, yani çok göç almış olan, Urfa, Antep, Van, Diyarbakır, Adana, Mersin, kısmen İzmir, Ankara ve İstanbul, Allah nasip ederse 2019 yılı sonuna kadar bu 77 bin dersliği de yapacağız? ifadelerini kullandı.
Derslik başına düşen öğrenci sayısının az olması gerektiğini belirten Yılmaz, ?Bir öğretmen bir sınıfa girdiğinde her bir öğrencisine en az 1 dakika ayırabilsin. İstiyoruz ki derslik başına düşen öğrenci sayısı 30´u geçmesin. 30 idealdir. Sivas bu rakamın altına düştü. Geçmişe kıyasla derslik başına düşen öğrenci sayısını da düşürdük. İyi bir yoldayız. 2019 yılına kadar da bu yolumuza devam edeceğiz? şeklinde konuştu.
NİTELİKLİ ÖĞRETMENLERLE
İYİ EĞİTİM VERECEĞİZ
?Eğitimin en başı öğretmendir? diyen Bakan Yılmaz, ?Öğretmenlerimizin sayısını artırmamız lazım. Kaliteli eğitimi verebilmek için gereken hususlardan bir tanesi de öğretmen başına düşen öğrenci sayısıdır. Bu konu da çok önemli. Bizden önce 30´du. Şimdi 20´ler civarında. Ama bu sayıyı da 20´nin altına düşürmek lazım? dedi.
560 binin üzerinde öğretmen alımı gerçekleştirdiklerini belirten Yılmaz şunları kaydetti:
?Bu çok büyük bir rakam. Şuanda dışarıda gördüğünüz her 3 öğretmenden 2´si bizim dönemimizde atandı. Sadece geçtiğimiz yıl içerisinde 50 bin öğretmeni eğitim ailemizle buluşturduk. 30 binin atamasını Şubat ayında yaptık. 20 bin öğretmenin atamasını da Ekim ayında gerçekleştirmiştik. Bu 50 bin rakamı bazı ülkelerdeki sadece kamu görevlilerinin sayısına eşittir. Bu yıl da 20 bin öğretmen alacağız. Şuanda mülakatları yapılıyor. Allah nasip ederse Ağustos´tan sonra da 10 bin öğretmen alımı daha yapacağız. Geçtiğimiz yıl 50 bin, bu yıl 30 bin. Sadece 2 yılda aldığımız ve alacağımız öğretmen sayısı 80 bin olacak. Dolayısıyla istiyoruz ki daha nitelikli öğretmenlerle, evlatlarımıza daha iyi bir eğitim verelim. Öğretmenlerimizin özlük haklarında da iyileştirmeler yaptık.?
Yılmaz sözlerini şöyle sonlandırdı:
?Eğitimdeki kaliteyi artırmak için Türkiye´nin pastasını büyütmek lazım. Ülkenin milli gelirini artırmak lazım. Milli getiri artırabilmek için de etkin bir yönetime kavuşmak lazım. Mümkün mü? İşte 16 Nisan Referandum yapacağız. Bazıları bana soruyor. Cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse eğitime ne gibi bir katkısı olacak diye. Siz pastayı büyütürseniz, ülkenin milli gelir düzeyini artırırsanız, eğitime ayrılan payda da artış olacaktır.?
