PERVİN ERGİN
Bir destandı Çanakkale; şehitlerle gazilerle doluydu. Düşman belliydi. Akif´in deyimiyle;"Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela!" Genci, çocuğu, yaşlısı, kadını, erkeği cepheye yürüdü birlikte? Yoksuldular; yiyecekleri giyecekleri yoktu. Ne silahı ne de düşmanla mücadele edecek mühimmatı vardı? Yılar mıydı vatan aşkıyla yanan yürekler? Hiç bir şeyleri olmasa bile kalplerinde saklı iman güçleri vardı. Canlarını verdiler de namusu saydıkları vatanlarına kıyamadılar. Nene hatun;"Bebem anasız büyür de vatansız büyümez." Diyordu Ruslara yürürken 93 Harbinde?
Gün bugündü. Çanakkale zaferi´ den tam 101 yıl sonra bir tufan koptu Ankara´ da İstanbul´ da. Düşman, batının allayıp pullayıp bize sunduğu bir afetti 15 Temmuz gecesi. İslam´ın silahıyla İslam´ı vurmaya çalıştılar. Düşman kahpeydi, şuh bir kadındı, namert bir erkekti? Tabi bunlara karşı yiğitler vardı; vatan aşkıyla tutuşan namuslu kadınlar, civanmert erkekler... Bunlardan bir tanesi de yiğidin harman olduğu Sivas´tan çıktı. Ankara Gölbaşı´nda 4. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan Münir Murat Ertekin. Evliydi iki çocuk babasıydı. O´nunki Sivas´ta başlayan bir mücadeleydi. Onu okutan büyüten vatanına karşı sorumlulukları olduğuna inanıyordu. Vatan sevgisini, din ahlakını, bayrak kavramının önemi içselleştiren bir vatan evlaydı Gölbaşı Şehidi Münir Murat Ertekin. Vatan bilinci olmayanlara, ihanet şebekelerine, geçit vermemeliydi. Bulunduğu yere, çok sevdiği milleti aşkıyla yanıp tutuştuğu vatanı getirmişti O´nu. Kimseye veremezdi vatanını. Hele ki hainler içimizden çıktıysa? Sırtımızdan vurduysa? Belki de Şehidimizi yaralayan en çokta düşmanın yanında yer alan vatan evladı sandığımız vatansızlardı.
Güneydoğu da göz açtırmazdı teröristlere. Özel hareketçiydi. Şemdinli, Hakkâri, Nusaybin ve birçok bölgede görev yapmıştı. Terörle mücadele etmişti. Şehadet şerbetini içmeden 1 ay önce en son görev yaptığı Nusaybin´de atılan bomba sonucu ayağından yaralanmıştı. Şehit olmadan önce bir gaziydi Murat Ertekin. Tedavi görmek için Ankara´da bulunuyordu. Henüz yarası iyileşmemişti. Düşman bu kez Ankara semalarında boy gösteriyordu. Vatan görev beklerdi. Özel Harekât Daire Başkanlığı herkesi göreve çağırdığı gibi Şehit Murat Ertekin´i de çağırdı. Vatan kutsaldı, ayağındaki yaraya bakmadan çağrıya kulak vermişti Şehidimiz. O´na gazilik gibi büyük bir lütufta bulunan yüce Allah bu kez o´nu şehadetle ödüllendirecekti. Allah´tan gelen her şeye eyvallahı vardı Şehit Erçetin´in. Çağrıya uydu, Gölbaşı´na gitti. Biliyordu hainler, özel harekâtçıların gücünü kuvvetini? İlk oradan başlamalıydılar. Başladılar da? Ve ilk patlamada Emniyet Müdürü Şehit Münir Murat Ertekin 47 yaşında ömrünü adadığı vatanı için geride çok sevdiği ailesini bırakarak emanet-i ruhunu Allah´a teslim etti. Şehadet şerbetini içerek Peygamberimize komşu oldu.
