Gençler evlilikten uzaklaşıyor, 1+1 evler çoğalıyor

Gençler evlilikten uzaklaşıyor, 1+1 evler çoğalıyor
Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vehbi Ünal, sanayileşme, bireyciliğin yükselişi ve ekonomik sorunların aile yapısını zayıflattığını belirterek, çekirdek ailenin küçüldüğünü ve bireylerin giderek yalnız yaşamayı tercih ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Vehbi Ünal sanayileşme, bireyciliğin yükselişi ve ekonomik zorlukların aile yapısını zayıflattığını söyleyerek, çekirdek ailenin de küçüldüğünü ve insanların giderek tek başına yaşamayı tercih ettiğini ifade etti.
Türkiye'de son yıllarda aile yapısında belirgin bir değişim yaşanıyor. Çekirdek aile yapısının giderek küçüldüğü, hatta birçok bireyin evlilik yerine tek başına yaşamayı tercih ettiği gözlemleniyor. Sanayileşme ile birlikte tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş, kırsal alandan kentlere yoğun göç ve şehir yaşamının getirdiği yeni alışkanlıklar, aile yapısının dönüşümünde etkili oluyor.
Bireyciliğin yükselişi, bürokratik yaşamın günlük hayata hâkim olması ve konfor alanını genişletme isteği, geniş aileden çekirdek aileye geçişi hızlandıran unsurlar arasında yer alıyor. Aile içi ilişkilerin zayıflaması, paylaşma ve dayanışma kültürünün gerilemesi de bu süreci derinleştiriyor. Aşırı bireyselcilik, aile içi iletişimin gevşemesine neden oluyor. Boşanma oranlarındaki artış, nikâhsız birlikteliklerin yaygınlaşması ve evlilik dışı ilişkilerin normalleşmesi, evliliğe bakışı ise olumsuz yönde etkiliyor.

aw601559-06.jpg

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Vehbi Ünal, sanayileşme, bireyciliğin yükselişi, ekonomik zorluklar ve değer kaybının aile yapısını olumsuz etkilediğini belirterek, "Bunun dışında ekonomik sorunlar, büyük aileyi geçindirme zorunluluğu, ailenin kaldıramayacağı külfetler gibi etkenler ve yine aile içi ilişkilerin zayıflaması bu anlamda bireyciliğe, aşırı vurgu aile içi iletişimi de ciddi anlamda gevşetmiştir" dedi.
Ünal, aile kavramının kutsallığının dejenere olduğunu vurgulayarak, "Sözde aile baskısından uzaklaşma gibi bu tür etkenler aileden insanları, gençlerimizi maalesef evlilikten de uzaklaştırmaktadır. Günümüzde 1+1 tarzında ufak evlerinde artışın ise bunun en somut göstergesi olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

"Küçülmeye neden oluyor"
Tarım toplumundan sanayi topluma geçişin ailelerin küçülmesine neden olduğunu belirten Vehbi Ünal, "Sanayileşme ile birlikte tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş oldu ve bu ailelerin küçülmesini beraberinde getirdi. Kırsal alandan şehirlere göç yine bu anlamda aileyi küçülttü. Zihniyet değişimi yine aileyi küçülten diğer bir etkendir. Özellikle bireyciliğin yükselişi, bürokratik yapıların hayata egemen olması gibi bu tür etkenlerde yine bu anlamda aileyi daraltan diğer etkenlerdir. Konfor alanını da genişletme arzusu da yine geniş aileden çekirdek aileye geçişinin etken olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi ekonomik nedenlerdir. Evlilik masraflarının artması, düğün, çeyiz, takı, gibi etkenler evliliği zorlaştıran faktörlerdir. Konut edinme zorunluluğu, evlilikle birlikte mesken ihtiyacını doğurmaktadır. Bu durum evlilik bir ev almayı yüksek kiraları beraberinde getirecektir. Ev almanın zorlaşması, yoksulluk, gelecek kaygısı, kalıcı iş bulamama gibi etkenler bu anlamda ekonomik yetersizlik olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

"Değer kaybı var"
Evliliği olumsuz etkileyen faktörlere değinen Ünal, "Bunun dışında evlilik kurumunun zayıflaması ki evliliğe güven giderek sarsılmakta. Boşanma oranlarının artması, nikahsız birliktelik evlilik dışı gibi etkenler evliliğe güveni azaltan etkenlerdir. Eskiden insanlar evlendiği zaman bir ömür boyu evleniyorken şimdi ise gittiği yere kadar anlayışının ortaya çıktığını görüyoruz. Bu anlamda bu da evliliği olumsuz etkileyen faktör olarak söyleyebiliriz. Bunun dışında değerlerin aşınması da yine bu konuyu etkileyen diğer bir faktör olarak söyleyebiliriz. Özellikle ülkemizde diğer alanlarda olduğu gibi ciddi anlamda değer kaybının söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Aile değerleri, sevgi, saygı, paylaşma ve fedakarlık üzerine kuruludur ve bu değerler yer almadığı zaman aile birlikteliği de uzun sürmüyor. Bireyselliğe aşırı vurgu insanları bencilleştirmiştir. Sekülerleşme, hayatın sadece bu dünyayla sınırlı olması anlayışı, aileyi sekürize etme çabaları ailenin kutsallığını da bu konuda dejenere ettiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"Gençler evlilikten uzaklaşıyorlar"
Filmlerde, dizilerde ve sosyal medyada bu yaşam tarzının model olarak sunulduğunu ifade eden Ünal, "Gençler evlilikten uzaklaşmaktalar. Gençlerde anlık haz anlayışı olduğu için uzun vadeli bağlılıktan kaçıyorlar. Yine eğlence odaklı yaşam, aileden uzak durmayı beraberinde getiriyor. İnsanoğlunun varoluş düzende üstlendiği sorumluluğu unutması, hayatı anlamlandırmada yaşadığı kafa karışıklığı asıl sebeplerinden biri olduğunu ifade edebiliriz. Bunun dışında batılı yaşam tarzının model olarak sunulması da bunu etkileyen diğer bir faktördür. Filmlerde, dizilerde, sosyal medyada bu yaşam tarzı model olarak sunulmakta. Bireysel yaşam, bağımsızlık vurgusu, özgürlük söylemi tüketim kültürü, sözde aile baskısından uzaklaşma gibi bu tür etkenler aileden insanları, gençlerimizi maalesef evlilikten de uzaklaştırmaktadır. Günümüzde 1+1 tarzında ufak evlerin de artışı ise bunun en somut göstergesi olduğunu söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.

Kaynak:İhlas Haber Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.