Gerçek tarihte Deli Lütfi kimdir nereli ne zaman yaşamıştır? İşte eserleri

Gerçek tarihte Deli Lütfi kimdir nereli ne zaman yaşamıştır? İşte eserleri
"Deli Lütfi" lakabıyla tanınan Molla Lutfi'nin hayatı, bilimsel kariyeri ve trajik sonu. Padişah Fatih Sultan Mehmed ile yakın ilişkisi ve eserleri hakkında tüm detaylar.

TRT 1 ekranlarında izleyiciyle buluşan "Mehmed: Fetihler Sultanı" dizisinde "Deli Lütfi" karakterinin ortaya çıkmasıyla birlikte, bu sıra dışı ismin gerçek tarihi kimliği merak konusu oldu. Tarih kaynaklarında Molla Lutfi adıyla geçen bu 15. yüzyıl âlimi, döneminin en parlak zekâlarından biri olmasına rağmen, keskin dili ve kıskançlık kurbanı olmasıyla tarihin trajik figürleri arasına girmiştir.

Gerçek Tarihte Deli Lütfi Kimdir?

gercek-tarihte-deli-lutfi-kimdir-mehmed-fetihler-sultani-dizisinin-yeni-sezonuyla-birlikte-sinan-pasa-tarafindan-sirlari-cozmesi-icin-onerilen-sira-disi-karakter-deli-lutfi-izleyicilerin-dikkati-1.jpg

"Mehmed: Fetihler Sultanı" dizisinin yeni sezonuyla birlikte, Sinan Paşa tarafından sırları çözmesi için önerilen sıra dışı karakter "Deli Lütfi", izleyicilerin dikkatini çekerek gerçek tarihteki karşılığı araştırılmaya başlandı. Tarihi kayıtlarda adı Molla Lutfi olarak geçen bu figür, bilimsel dehası ve keskin zekâsıyla yaşadığı döneme damga vurmuş, ancak trajik bir sonla hayatını kaybetmiştir.

Molla Lutfi (Deli Lütfi) Kimdir ve Ne Zaman Yaşamıştır?

Asıl adı Lutfullah-ı Tokadî olan ve "Deli Lütfi", "Sarı Lütfi" gibi lakaplarla anılan bu şahsiyet, 15. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden biridir. Tokat'ta doğan Molla Lutfi, ilk eğitimini babasından aldıktan sonra İstanbul'a giderek döneminin en büyük hocalarından Sinan Paşa'nın öğrencisi oldu. Hocası aracılığıyla dönemin ünlü matematikçisi Ali Kuşçu'dan da dersler alarak mantık, felsefe, kelam ve matematik gibi birçok alanda kendini yetiştirmiştir.

Fatih Sultan Mehmed'in kütüphanesinde hafızıkütüplük yapan Molla Lutfi, sarayda padişahla şakalaşacak kadar yakın bir ilişki kurmuştur. Ancak bir süre sonra bu görevinden alınmış ve hocası Sinan Paşa'nın sürgüne gönderilmesiyle birlikte ona vefa örneği göstererek sürgün mahalline gitmiştir. Fatih'in vefatından sonra İstanbul'a dönen Molla Lutfi, çeşitli medreselerde müderrislik yaparak ilim hayatını sürdürmüştür.

Molla Lutfi Neden ve Nasıl Öldürüldü?

Molla Lutfi, sahip olduğu keskin eleştiri dili ve diğer âlimlerin eserlerindeki hataları çekinmeden dile getirmesi nedeniyle dönemin uleması arasında kendisine düşmanlar edinmiştir. Hasımları, ondan kurtulmak için bir fırsat kollamış ve bu amaçla ona iftira atmışlardır.

Sözlerinin bağlamından koparılarak yayılan bir dedikodu, onun hayatına mal olmuştur. Molla Lutfi, namazın özünün huşu ve ihlas olduğunu anlatırken, düşmanları onun sözlerini çarpıtarak "Namaz dedikleri kuru bir eğilip doğrulmadır; onun da faydası yoktur" dediği yönünde bir dedikodu yaymıştır. Bu dedikodu, Sultan II. Bayezid'e kadar ulaşmış ve padişahın emriyle bir mahkeme kurulmuştur.

Yaklaşık 200 kişinin aleyhine şahitlik etmesiyle yargılanan Molla Lutfi, tüm inkârlarına rağmen "şahitlerin şehadeti makbuldür" denilerek "zındık ve mülhit" (dinden çıkmış) suçlamasıyla siyaseten idama mahkum edilmiştir. 23 Ocak 1495 tarihinde İstanbul'da infaz edilen Molla Lutfi'nin, öldürülürken dahi Allah'ın birliğine olan inancını dile getirdiği kaynaklarda belirtilir. Dönemin birçok âlimi, onun bir iftira kurbanı olduğunu ve kıskançlık belasına uğradığını savunmuştur.

Molla Lutfi'nin Eserleri Nelerdir?

Molla Lutfi, çok yönlü bir âlim olarak mantık, felsefe, kelam, matematik ve edebiyat gibi birçok alanda eserler vermiştir. Tespit edilen ve kendisine nispet edilen eserleri şunlardır:

  • Hâşiye alâ Hâşiyeti'ş-Şerhi'l-Metâli': Mantıkla ilgili bir eserdir.
  • Hâşiye alâ Evâili Şerhi'l-Mevâkıf: Kelam (İslâm teolojisi) alanındadır.
  • Es-Seb'u'ş-Şidâd: Mantık alanındadır.
  • Harnâme (Uslu Şücâ' Münâzarası): Mizahî bir eserdir.
  • Zübdetü'l-Belâğa: Belagat ilmiyle ilgilidir.
  • Taz'îfü'l-Mezbah: Matematik alanında yazılmıştır.
  • Risâle fî Tahkîki Vücûdi'l-Vâcib: Varlık felsefesine dair bir risaledir.

Bunların yanı sıra, kendisine nispet edilen el-Ferec Ba'de'ş-Şidde Tercümesi gibi hikaye, hadis ve felsefe alanlarında beş farklı eser daha bulunmaktadır.

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.