USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

KANGAL KOYUNUNUN DEĞERİ BİLİNMİYOR

KANGAL KOYUNUNUN DEĞERİ BİLİNMİYOR

KANGAL KOYUNUNUN DEĞERİ BİLİNMİYOR
20-02-2017 07:00
Google News


AHMET TIRPAN

Kangal İlçesi Kuşkayası Köyü/Çalıözü Mezrasında 32 yıldır küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Mustafa Ziya Aktan, ilimizin tarım ve hayvancılık potansiyelini değerlendirdi. Sivas´ın Kangal Köpeği ile adını Dünyaya duyurduğunu, Kangal Koyunu ile de küçükbaş hayvancılık üssü olduğunu belirten Aktan, koyun ırkının geliştirilmesi için ortak besiciler ve akademisyenlerin işbirliği yaparak ortak bir çalışma yürütmesi gerektiğini söyledi. Uzun yıllar besicilik yapan Aktan, Sivas´ın besicilik ve küçükbaş hayvancılık potansiyelini gazetemize değerlendirdi. Önemli konuları ele alan Aktan öncelikle Kangal koyununun geliştirilmesi gerektiğini anlatarak başka tür koyunların ilimiz hayvancılığını geliştirmeyeceğini, Sivas´ın sadece Kangal Koyunuyla önemli bir gelişme yakalayacağını kaydetti.
"BAŞKA TÜR KOYUNLAR
İSTEMİYORUZ"
Hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığı tarafından düzenlenen Genç Çiftçi Projesi ve Halk Elinde Islah Projesi´ne dikkat çeken Aktan, "Genç Çiftçi Projesi kapsamında ilimizde 2 Bin 600 adet koyun dağıtıldı. Bu koyunlar aslında il dışından Akkaraman koyunun alt varyetesi olan şavak koyunu gelecekti. Fakat son anda yapılan değişiklikle dağıtılan koyunlar Ulaş TİGEM´den dağıtıldı. Ve böylelikle çok önemli bir yanlıştan dönülmüş oldu." dedi.
"İL DIŞINDAN GELEN
KOYUNLAR PROJEYE AYKIRI"
Kangal Akkaraman veya Kangal Koyununu ıslah etmek amacıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Halk Elinde Islah Projesi´nin önemli olduğunu, diğer illerden getirilen koyunların bu projenin amacına aykırı olduğunu anlatan Aktan; " Biliyorsunuz Sivas´ta Halk Elinde Islah Projesi başlatıldı. Bunun amacı Kangal Akkaraman veya Kangal Koyununu ıslah etmek, saflığını bozmamak, geliştirmek, daha üst seviyelere taşımaktır. Ben bir yetiştirici olarak bizim ilimize dışarıdan başka bir koyun ırkının girmesine karşıyım. Çünkü Halk Elinde Islah Projesinin amacına uygun değil. Benim yetkililerden ricam o ki, eğer koyun- kuzu ya da koç dağıtılacaksa bunun Sivas genelindeki yetiştiricilerden alınarak başka yetiştiricilere dağıtılması daha uygun olur. Bu sistem aynı zamanda  bir sirkülasyon ve sürü içerisinde kan değişimine de yol açar" ifadele rine yer verdi.
KANGAL KOYUNUNUN ÖZELLİKLERİ
Kangal Koyununun özellikleri hakkında bilgi veren Aktan; "Kangal koyununun değişik özellikleri var. Kangal Koyunu, Akkaraman ırkının bir üst versiyonudur. En belirgin özelliği kafa yapısıdır. Ağzındaki siyah bazı bölgelerde yaşmah, bazı bölgelerde siyah ya da batırım diyenler de oluyor. Biz bu ırkı korumak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşları bu konuya biraz duyarlı olursa seviniriz.Emsal ırkları arasında Kangal Koyununun kaburga sayısı fazladır. Normal koyun ırklarının kaburga sayısı 12´dir. Bizim Kangal Koyununda 13-14 kaburga, bir yetiştiricimiz 16 kaburgadan bahsetti. Bu çok iyi bir rakamdır. Kangal Koyununun kafa yapısı, ağız yapısı, boyun uzunluğu, cidago yüksekliği, omuzla kuyruk arasındaki vücut uzunluğu, tırnaklarındaki şekil yapısı, kuyruk yapısı kendine özgüdür. Kaburga´nın 14 olmasının nedeni vücut uzunluğundan kaynaklanıyor. Kangal Koyunu diğer ırklara onanla et verimi üstün bir ırktır. Süt ve yün verimi o kadar yüksek değildir" şeklinde konuştu.
Kangal Koyunu ve Köpeğinin son dönemlerde ciddi anlamda tanıtıldığını ve bu türlerin korunması gerektiğine dikkat çeten Aktan; "Gerçek anlamda Kangal Koyunu ırkının korunması gerekiyor. Kangal Koyunumuz uzun yıllar sonra yeni yeni Türkiye genelinde tanınmaya başladı. Kangal Köpeğimiz Dünyaca ünlü meşhur bir markamız. Bunu korumak için üstün vasıflı köpeklerimizi ilçemizde tutacağız. Eğer bu işi devletimiz yapamıyorsa ilçemizde hedef işletmeler kurulsun, bu işi yapmak isteyen ciddi insanlar kurulsun ve bu insanlara ciddi anlamda destek verilsin" dedi.
"KANGAL KÖPEĞİNİN EN İYİSİ KANGAL İLÇESİNDE OLUR"
Kangal İlçesinden alıp diğer illere götürülen köpeklerin karakteristik özelliklerinin bozulduğunu Anadolu Aslanının adeta süs köpeğine dönüştürüldüğünü ifade eden Aktan; "Bundan 15 yıl önce Kangal Köpeği Türkiye´nin her yerine dağılmış. Adam başka bir ilden seslenerek ´Kangal Köpeği´nin en güzeli bende´ söylemlerinde bulunuyor. Ama insanlar bilmelidir ki Kangal ırkının damarı Kangal İlçesidir. Bunu yeni yeni Kangal Koyununda da yapmaya başladılar. Bundan kısa süre sonra birileri çıkıp ´Kangal Koyununun en güzeli bizde´ derse inanmayın. Öyle bir şey olamaz. Sivas Kangal Köpeğini Antalya´da ya da sıcak illerde yaşayamaz. Kangal Köpeğini zincire vurup bahçe köpeği gibi değerlendirmeye çalışıyorlar. Oysa Kangal köpeğinin özgürlüğüne düşkün bir yapısı var.   Dağlarda ovalarda, sürüyü çekip çeviren  ve her türlü tehlikeden koruyan Kangal Köpeğini çoban köpekliğinden çıkarıp adeta süs köpeği gibi bahçeye hapsetmek ona yapılacak en büyük eziyettir." ifadelerine yer verdi.
"AKKARAMAN KOYUNU İÇİN ÖNEMLİ ÇALIŞMA"
Halk Elinde Islah projesi kapsamında Akkaraman Koyununun geliştirilmesi için önemli akademik çalışmalar yapıldığını anlatan Aktan; "Sivas´ın 5-6 ilçesinde Halk Elinde Islah projesi kapsamında Kangal Akkaraman Koyununun geliştirilmesi için Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Behiç Coşkun ve ekibi tarafından önemli çalışmalar yapılıyor. Halk Elinde Islah projesi kapsamında koyunların fiziki yapısına bakıyorlar ve ırkın özelliğini taşıyorsa ıslaha alıyorlar. Kuzu doğar doğmaz küpesi takılıyor, tartımı yapılıyor, anne kulak numarası yazılıyor, kuzuya takılan kulak numarası yazılıyor ve kuzu kayıt altına alınıyor. Bu işlemlerin ardından üç aydan sonra kuzu tartılmaya başlıyor. Kuzunun günlük emdiği süt miktarı ve kuzunun günlük kilo artışı hesaplanıyor. Bunlar çok güzel ve önemli çalışmalar. Bu çalışmalarından dolayı ben bir yetiştirici olarak Prof. Dr. Behiç Coşkun ve ekibine, aynı zamanda proje kapsamında sahada çalışan Proje Teknik elemanlarından Proje Yürütücüsü Necip Kılıç başta olmak üzere bütün görevlilere teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların ıslaha ciddi katkıları var" şeklinde konuştu.
"ÜNİVERSİTEDE KANGAL KÖPEĞİ
GELİŞTİRME MERKEZİ KURULMALIDIR"
Sivas´ın Dünya markası Kangal Köpeği´nin geliştirilmesi için Veterinerlik Fakültesi içerisinde bir merkez kurulmasını isteyen Aktan; "Cumhuriyet Üniversitesi Ziraat Fakültesinde de bu gibi çalışmalara yer verilirse seviniriz. Üniversitemizde Veterinerlik Fakültesi var ama Dünya Markamız Kangal Köpeğimizle ilgili neden bir geliştirme birimi yoktur. Biz Kangal Köpeğimizin geliştirilmesi için Veterinerlik Fakültesi içerisinde bir birim oluşturulmasını istiyoruz. Kangal Köpeği araştırılsın ve bunu daha iyi bir noktaya nasıl getirebiliriz düşüncesi ile çalışma yapılsın" dedi.    
Kangal Koyununun 110, koçların ise 140 kiloya kadar çıktığını, bu ağırlıkların Türkiye´de nadir görüldüğünü iddia eden Aktan; "Kangal Koyunu 60 kiloyu geçemez diye söylentiler var. Ben Kangal Koyunu yetiştiricisi olarak Temmuz ayı veya Ağustos ayı sonu itibariyle besi yapılmadan sadece merada 100-110 kilo geldiğini kendim gördüm. Koçların 140 kiloya kadar çıktığını biliyoruz. Bunlar kitap üzerinde olmaz, bunları yaşayanlar besleyenler bilir. Bizim Kangal Koyununun kilosu kitap üzerinde hiç değişmedi. Kangal Akkaraman Irkı veya Kangal Koyununun kilosu kitaplarda 10 yıldır aynı görünüyor. Bunları gerçek anlamda bu işle uğraşanlar bilir. Adana, Mersin, İskenderun gibi illerde ciddi oranda koyun eti tüketiliyor ama Sivas´ta bu konuda insanlar kokuyor diyerek tüketmiyor" ifadelerine yer verdi.
"KOYUN ETİ KOKMAZ"
Kokuyor düşüncesiyle koyun eti yemeyenlere seslenen Aktan; "Türkiye genelinde kuzu veya koyun eti koktuğu için yemeyen insanlar var. Ben diyorum ki kuzu ve koyun eti kokmaz. Kuzu ve Koyun etinin kokusu mera ile alakalıdır. Mera alanları zengin değilse bu hayvan kapalı alanda ekstansif dediğimiz besi yapılıyordur. Merada yayılan hayvanın etinde koku olmaz. Etin ve Sütün kalitesini meranın kalitesi belirler. Onun için en sağlıklı tüketebileceğimiz et merada yayılan küçükbaş koyun etidir" ifadelerine yer verdi.
"KANGAL KOYUNU VE KÖPEĞİ AYRILMAZ BİR ÇİFTTİR"
Merada yayılan hayvanlar için Kangal Köpeğinin önemli bir unsur olduğunu, bu anlamda Kangal Köpeği ve Koyununun ayrılmaz bir çift olduğunu kaydeden Aktan; "Kangal olmazsa merada köpek olmaz, köpek olmazsa da koyun olmaz. Koyun olmadı mı köpek meraya çıkmaz. Onun için Kangal Köpeği ırkını da korumayız. Kangal ilçesinde köpek tesisimiz var. Ben bu işletmenin daha aktif ve belirgin bir hale getirilmesini istiyorum. Kangal koyunu ile kangal köpeği ayrılmaz birer çifttir. Daha önce yapılan Kangal Çoban Köpeği Festivalinin tekrar yapılmasını istiyoruz. Bu festivallerin yarışma amaçlı değil tanıtım amaçlı yapılması gerekiyor. Yarışma amaçlı olduğu zaman bazı tartışmalar çıkıyor. Biz yetiştiriciler olarak eski festivallerimizi yeniden istiyoruz" şeklinde konuştu.
"KANGAL KÖPEĞİ SÜS KÖPEĞİ DEĞİL"
Kangal köpeğini doğasından koparan ve süs amacıyla evinde zincirleyen ya da dövüştürenlere tepki gösteren Aktan; "Bizim Kangal Köpeğimiz süs köpeği değil, sosyete köpeği değil, ev içi köpeği değil, bahçe köpeği değil, bizim Kangal Çoban Koyun Köpeğimiz sürü köpeğidir. Bu köpekler bizim sürümüzün bekçisidir. Biz köpeklerimizin zincirlere vurulmasını, barınaklarda beslenmesini ve boğuşturulmasını istemiyoruz. İnternette video yayınlanıyor, burada kaçak köpek dövüşlerini izliyoruz. Yetkililerden bu konuda ciddi bir çalışma yapmasını istiyoruz. Özellikle Kangal Köpeği ve Malaklı boğuşturuluyor. Bizim köpeğimizi boğuşturmasınlar, biz köpeklerimizi sürüde istiyoruz. Köpek boğuşturanlara en ağır cezalar verilerek kesin çözüm üretilmelidir" dedi.
"KANGAL KÖPEĞİNİN DOĞASINDA ÖZGÜRLÜK VARDIR"
Kangal Köpeğinin özünde ve doğasında özgürlük olduğunu anlatan Aktan; "Kangal Köpeği merada, arazide olacak, koşacak o doğanın tadını çıkaracak. Kangal Köpeği merada da kavga ediyor ama bu doğanın gereğidir. Bizim sürümüzü koyunumuzu Kangal köpeği koruyor, nerede nasıl refleks göstereceğini çok iyi biliyor. Kangal Köpeğinin en büyük özelliklerinden biri de sürüye dışarıdan gelebilecek kurt, ayı, domuz hatta insan olsun ne amaçla yaklaştığını anlar ve müdahale eder. Bu özellikle Kangal Köpeğimiz Dünyanın en nadir ırklarından bir tanesidir. Biz yetiştiriciler olarak Sivas Valimiz Davut Gül´den, Kangal Kaymakamlığımızdan ve Kangal Belediyemizden köpeklerimizin ve ilçede bulunan tesislerin geliştirilmesini istiyoruz" ifadelerine yer verdi.
"İTHAL ÇOBANLAR İŞ BAŞINDA"
İç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçan Afgan ve Suriyelilerin çoban açığını kapattığını kaydeden Aktan; "Yüksek maaş veriyoruz ama çoban bulamıyoruz´ diyenler yalan söylüyor. Küçükbaşın en büyük sorunlarından bir tanesi çoban meselesi deniyor ama şu anda ithal çoban dediğimiz özellikle Afgan çobanlar var. Bu çobanlar Türkiye´nin her yerinde çalışmaya başladı. Afganlar 1200 lira ile 1700 lira arasında maaşla çobanlık yapıyorlar. Afganlı çobanlar gerçekten geldikleri yerde de bu işi yapmışlar, konularında uzmanlar. Yerli çobanı aratmayacak kadar bilgileri var ve bu işi severek yapıyorlar. Bu nedenle çoban sıkıntısı fazla kalmadı. Az da olsa Suriyeli çobanları da meralarda görüyoruz. Bu ithal çobanların özellikle küçükbaş hayvancılığa önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
"STK´LAR NE İŞ YAPAR"
Çiftçinin ve besicinin yanında olmayan, sadece aidat toplamak amacıyla çiftçiyi arayan sendikalara tepki gösteren Aktan; "Biz sendikamıza sahip çıkmak zorundayız. Bu sendikaların ya da birliklerin ayakta durabilmesi için tabii ki de aidat ödenmesi gerekiyor. Ama Türkiye genelinde insanlarda ´Sivil Toplum Örgütleri ne işe yarıyor´ düşüncesi var. Ziraat Odaları şu anda bir tek Çiftçi Belgesi veriyor. Ziraat Odaları sahada sürekli eleman bulundursa çok daha aktif olarak çalışır.  Bizler Ziraat Odasından özellikle çiftçilerin en hassas dönemi olan hasat döneminde tane kaybını önlemek için biçer kontrollerinin düzenli yapılmasını istiyoruz. Hiç değilse o dönemde Kangal Ziraat Odası 10-20 tane mühendisle bir aylığına işbirliği yapsa sahada çalışma yapsa ve biçerleri kontrol etse çiftçiler önemli kazançlar elde edebilir. Bir tane buğday çok zor imkânlarla yetişiyor. Aksi taktirde çiftçinin emeği zayi oluyor. Böyle çalışan Ziraat Odalarına sözümüz yok" ifadelerine yer verdi.  
"KOLTUKTA OTURAN BAŞKAN ANCAK BÜRO BAŞKANI OLUR"
"Başkan sahada koyuncunun yetiştiricinin yanındaysa, merada çobanın yanındaysa, saha elemanlarının yanında aşıya, tartıma, iğneye, kırkıma, koç katımına katılıyorsa, sürekli ziyaret edip sahada yetiştiricileri inceliyorsa ben ona birlik başkanı derim" diyerek Birlik Başkanlarının görevlerine dikkat çeken Aktan; "Türkiye Genelindeki Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği yöneticilerine sesleniyorum. Koltukta oturan başkan olmasınlar. Koltukta oturan başkan ancak büro başkanı olur. Birlik Başkanı gezmiyorsa sahaya çıkmıyorsa birlik başkanı başkanlık yapmıyor demektir. Biran önce koltuğu bırakacak çıkıp gidecek. Herkes oturduğu koltuğun hakkını verecek vermiyorsa bırakıp gidecek. Yetiştiriciler yalnız değil, elbet o koltuğa bir yetiştirici gelir ve çok güzel bir yönetimle bu işi geliştirir" dedi.
"BİRLİKLER SADECE AİDAT İÇİN DEĞİL HİZMET İÇİNDİR"
Sivas´ın koyunculuğun üssü olduğunu belirterek bunun daha da geliştirilmesi için Birliklerin besicileri desteklemesi gerektiğini ifade eden Aktan; "Birlikler sadece aidat toplayan yerler değil, hizmet veren yerlerdir. Özellikle Sivas Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği için söylüyorum, biz artık koyunculuğun üssü olduk. Şu anda Kangal Koyunumuz müthiş tanıtıldı. Sivas´ın her bölgesinde başta Kangal, Ulaş, Gürün olmak üzere damızlık koç, damızlık koçluk kuzu adayı, damızlık dişi kuzu, damızlık koyun için Türkiye´nin her yerinden talep ver. Bir koyun fiyatı 1350 lira, toklu fiyatı 600-700 lira, koçluk kuzu (toklu) 1500 ila 2500 lira arasında, Koçlar 3 Bin liradan 8 bin liraya kadar satılıyor. Bu da demek oluyor ki bizim elimizde güzel bir koyun ırkı var. Onun için biz Sivaslı yetiştiriciler olarak koyunumuza sahip çıkmak zorundayız. Birliklerin de bu aşamada yanımızda olması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"ET VE SÜT KURUMU NEDEN ÇALIŞMIYOR?"
Sivas´ta Kovalı Köyü Mevkiinde açılan Et ve Süt Kurumunda kesim yapılmadığını iddia eden Aktan, yetkililerden bu kurumun çalıştırılmasını istedi. Et ve Süt Kurumunun çalıştırılması durumunda Sivas ekonomisine ciddi katkılar sağlayacağını sözlerine ekleyen Aktan; "Sivas´ta Kovalı Köyü Mevkiinde açılan Et ve Süt Kurumu biz besicileri çok sevindirdi. Sağ olsun Tarım Bakanımız ve Milli Eğitim Bakanımız gelip açılışı yaptılar ama şu anda bu kurum aktif bir şekilde çalışmıyor. Kesim yapılmadığını da biliyorum. Ben bir yetiştirici olarak diyorum ki; bu tesiste kesim yapılmayacaksa, işletilmeyecekse neden açıldı. Çalışsa ilimiz için çok iyi olur. En azından bölgeye bir canlılık getirir. Sadece Sivas için değil, buraya çevre illerden de kesim için hayvanlar gelecektir. Bu durum şehrimizin ekonomisine de önemli katkılar sağlayacak. Umuyoruz ki ilerleyen dönemlerde çalıştırılıp ilimize katkı sağlar. Ben Et ve Süt Kurumunun düzgün ve sağlıklı bir şekilde çalıştırılacağını düşünmüyorum ama umuyorum ki sağlıklı çalıştırılarak bizlere katkı sağlar. Kesim zamanı geçti, bundan sonra kesim olmaz çünkü küçükbaş doğuma geçti. Bu tarihten sonra küçükbaş kesimi hayvan yok. Haziran ayından sonra kesim için hayvanlar olabilir. Dışarıdan da kesime hayvan gelmediği için bu kurum şu anda sadece yatırım amaçlı kaldı orada" ifadelerine yer verdi. 


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE
25.11.2024
PUAN DURUMU
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
CİLALI TAŞ!