RUHİ DEMİR
Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlayan programa İlçe Kaymakamı Sinan Aşcı, Garnizon Komutanı Can Sercan Altay, Belediye Başkanı Mehmet Öztürk, okul müdürleri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan okul müdürü Recep Basmacı, yapmış oldukları programla tarihin yazdığı en gerçek ve en şerefli kahramanlar olan Çanakkale şehitlerini bir kez daha hayırla yad etmek istediklerini ifade etti.
Çanakkale Savaşlarının insanlık tarihinin en büyük savaşlarından birisi olduğunu söyleyen Basmacı, ?Birinci Dünya Savaşı´nı galip bitirmek isteyen itilaf devletleri, gemileriyle Çanakkale Boğazını geçip İstanbul´u almak istiyorlardı. Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı´nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır. 253.000 askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin kahraman Türk ordusu karşında ağır yenilgi alarak geri çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, her 18 Mart gününde, Çanakkale zaferini ve şehitlerimizi anmaktayız.? Dedi.
Çanakkale´yi ?geldiler, gördüler ve döndüler..? şeklinde üç kelimeyle özetlenebileceğini belirten Basmacı, konuşmasının devamında şunları kaydetti.
?Evet, geldiler 1915 yılında, 1.Dünya savaşı, Osmanlı devleti dünyanın en büyük devletleriyle mücadele ediyor. İngiltere, Fransa, Avustralya ve Rusya ve de beraberinde getirdikleri binlerce sömürge askeri, Osmanlının kalbine giden boğaz yoluna pençelerini sarkıttı.
Çünkü; Amaçları İstanbul´du. Başkent İstanbul alınırsa Osmanlı tarihe karışacak ve en büyük hedefleri olan Türk milletini bu topraklardan atılacaktı.
Evet, geldiler, geldiler ama bu iş o kadar kolay değildi, bunu da pek ala gördüler.
Çanakkale´yi Çanakkale yapan gelenler değil.!. Onlar 1071´den beri geliyorlar. Bin yıldır bu milleti bu topraklardan atmak için geliyorlar. Ha, bu sefer farklıydı çünkü bu defa top yekün geldiler. Gemileriyle, toplarıyla tüfekleriyle geldiler.
Çanakkale´yi, Çanakkale yapan gelenler değil..! Çanakkale´yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki, çelik ve barut; inancın, imanın ve azmin karşısında yenik düşmüştür. O öyle bir ruhtur ki, ben esir yaşamaktansa, özgür ölmeyi yeğlerim diyen insanların ruhudur. Çünkü davaları büyüktü, vatan davasıydı.
Ve döndüler diyorum. Çanakkale öyle bir yer ki, yokluk varlığı yenmiştir, maneviyat maddiyatı yenmiştir. ve, özgürlük sömürgeyi yenmiştir. Esaretin zincirini kırmıştır. Ve o gidenler, o yüz binler , canlarını hiç düşünmeden bu toprağa verenler için yüce Allah buyuruyor ki ?Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler? ve biz biliyoruz ki, şu an bizi izliyorlar ve buradalar, yanımızdalar ve onların taşıdığı o asil ruh, bizim damarlarımızda gezmektedir.
Evet, Çanakkale´den döndüler ama hiçbir zaman emellerinden asla vaz geçmediler buldukları her fırsatta vatanımızı, özgürlüğümüzü, hürriyetimizi, elimizden almak için tür türlü oyunlar tezgahlamaktan geri kalmadılar. Bu oyunlar kimi zaman eline silah alarak dağa çıkan terör grupları eliyle, kimi zaman evimize, sokaklarımıza, okullarımıza, emniyetimize, ordumuza kısacası devletimizin her kademesine sızmış bizler gibi yaşayan, bizler gibi düşünen, bizler gibi giyinen bizler gibi inanıyormuş gibi yapan kısacası hayatın her anında bizlerin yaşantısına paralellik arz eden ihanet grupları aracılığıyla saldırılarını gerçekleştirdiler. Bu oyunların tarihte birçok benzeri mevcuttur ki; bunlara Selçuklu Döneminde Haşhaşiler, Osmanlı döneminde lavrensler en bariz örneklerdir. Bu oyunların devamı niteliğinde ise Devletimiz ve milletimiz, 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ mensuplarının saldırısına maruz kalmıştır. Bu tarihi ihaneti yaşayarak görerek tecrübe etmiş nesiller olarak şer odaklarının hangi silahları kullanarak, kimler üzerinden oyunlar tezgahlayabileceklerini iyi idrak etmek zorundayız. Gerek cephelerdeki büyük savaşlar, gerekse bütün bu hain saldırılar hamd olsun ki yüce milletimizce hep püskürtülmüş zaferlerle sonuçlanmıştır. Gelecekte de bu ve bunlara benzer saldırılara daima hazırlıklı bulunmak kirli oyunları bertaraf etmek için uyanık olmak hepimizin en kutsal vazifesi olduğunu bir an bile aklımızdan çıkartmamalıyız. Hazırlıklı bulunamamanın ve en ufak bir zafiyetin, rehavetin çok büyük bedeller ödetebileceği asla unutulmamalıdır.?
Okul müdürü Recep Basmacı, konuşmasını kendi yazmış olduğu şiir okuyarak tamamladı.
15 TEMMUZ
Günlerden cuma, on beş temmuz iki bin on altı,
Milletimin tarihinde, ne kötü bir bahttı,
Tam, kırk yıl devletimin bağrında yattı,
Tarihte görülmemiş en büyük ihaneti yaşattı.
Saat yirmi bir otuz, gökyüzünde sanki bir şimşek çaktı
O, gördüğün şimşek değil, ihanetin uşağı, meclisime bomba bıraktı.
Yediden yetmişe bütün ahali meydanlara iman ile aktı
Devletimin bağrından, ihaneti şafakla söküp attı.
Hani, hani güneş batıdan doğacaktı,
Bir ömür, bu hikayelerle insanımı aldattı
Kah Vatikan kah İsrail, hep conilerle yatıp kalktı
Çağımın gördüğü en büyük münafıktı.
Şanlı ordumun içine yuvalanmak ister, küçücük bir kılçık,
Pensilvanya´da oturmuş akıldan noksan, izandan kaçık
Peygamber Mehmet´ime rehber olmuş, bütün yollar açık,
Ey! Kahpe düşman artık nereden çıkarsan çık.
Recep BASMACI
Konuşmanın ardından günün anlam ve önemine dair oratoryo sunumu, okunan şiirler, söylenen türkülerin yanı sıra emek verildiği belli olan dört perdelik ?Çanakkale Geçilmez´ piyesinin başarılı bir şekilde sahnelenmesi katılımcılardan yoğun alkış aldı.
Program bitiminde katılımcılara Çanakkale savaşlarında askerin bir öğünlük yiyeceği olan üzüm hoşafı ve ekmek ikram edildi. Üzüm hoşafına öğrencilere birlikte protokol üyeleri de büyük bir iştahla kaşık salladı.
Editor : Haberpanelim