BURAK YASİN TAŞ
Ülke genelinde okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan yaklaşık 17 milyon öğrenci karne alarak sömestr tatiline girecek. Karne alan öğrencilere ve ailelerine C.Ü. Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kanak uyarılarda bulundu.
OLUMSUZ GELİŞİME
NEDEN OLABİLİR
Yrd. Doç. Dr. Kanak yaptığı açıklamada, "Karne almak çocuklarda aşırı kaygıya neden olduğu gibi, anne ve babayı da oldukça heyecanlandırır. Şüphesiz her anne-baba çocuğunun başarılı olmasını ister. Ancak beklenmeyen bir karne ile karşılaşınca nasıl tepki verilmeli? Alınan karneye gereğinden fazla anlam yüklenmemesi gerekir, karnesi kötü olan çocuklara aşağılayıcı, kıyaslayıcı ve utandırıcı davranışlar sergilemeyin. Bu davranışlar, çocuklarda olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olabilir. Çocuklar başkaları ile kıyaslandıkça, ailelerine karşı daha agresif ve saldırgan olurlar. Çünkü bu çocuklar, ailelerini hiç memnun edemeyeceklerini düşünürler. Yaşadıkları hayal kırıklıkları kendi kapasitelerini engeller, hayat boyu ailelerini memnun etmeye çalışır ve etraflarını kontrol ederek yoğun bir kaygı yaşarlar. Çocuğun kapasitesinin üstünde beklentilere sahip olmak ve yüksek hedeflere ulaşamadığını görmek, karne döneminde hem aileler hem de çocuklar için baskı ve kaygı oluşturur."diye konuştu.
AMAÇ DEĞİL ARAÇ
Karnenin öğrenciler için yetenekli olduğu konuları ve ilgisinin düşük olduğu yönleri göstermeye yarayan bir araç olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kanak "Karne, öğrencilerin okul hayatının ve derslerdeki durumunun takibi amacıyla verilir. Alınan karneler aileler için çocuğun eğitim hayatındaki gelişmeleri ve değişmeleri, spesifik bir konuya olan ilgisini, sıkıntı yaşadığı alanları gösterir. Ancak buradaki önemli nokta, anne ve babanın karneyi bir övünç veya utanç kaynağı olarak değil, çocuğunun gelişimini takip etmek ve hangi alanlarda desteğe ihtiyacı olduğunu anlamak için kullanabilecekleri bir araç olarak görmeleri gerektiğidir. Karneye olması gerekenden fazla anlam yüklenmemeli. Ulaşılması gereken bir amaç değil, başarıya götürecek bir araç şeklinde yorumlanmalıdır."ifadelerini kullandı.
Çocukları cezalandırmanın o anlık için bir çözüm fakat ilerleyen zamanlarda diğer olumsuzluklara yol açacağını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kanak "Çocuğu cezalandırmak anlık bir çözüm üretebilir fakat uzun süreli çözümler için imkân vermez. Anne ve babanın çocuğu cezalandırmadan önce başarısızlığın altındaki nedenleri iyi araştırması gerekir. Baskıcı tutumları destekleyen cezalar, çocuğu duygusal ve zihinsel olarak olumsuz etkiler" dedi.
ÖDÜLLERDE ABARTIYA
KAÇINMAMALI
Yrd. Doç. Dr. Kanak son olarak karnesi başarılı olan çocukları ödüllendirirken, abartmamaya özen gösterilmemesi gerektiğini belirterek, "Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışması sağlanmalıdır. Ayrıca çocuğa verilecek hediyelerin, okul başarısına ve bireysel gelişimine katkı sağlayacak hediyelerden seçilmesine dikkat edilmelidir. Maddi değeri yüksek hediyeler yerine yaşına uygun, işlevselliği yüksek hediyeler tercih edilmelidir. Hediyelere ek olarak, çocuğa sözel olarak da başarıları hakkında bol geri bildirimlerde bulunulmalıdır" diye konuştu.
Editor : Haberpanelim