Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AAtölye'deki Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, yeni eğitim öğretim yılına ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.
"Şu anda 68 bin öğretmen ihtiyacımız var"
"Öğretmen ihtiyacı var mı, bu ihtiyaç ne zaman karşılanır?" sorusuna Tekin, Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen ihtiyacına ilişkin net bir rakam vermenin doğru olmadığını, söylenilen rakamların yaklaşık rakamlar olduğunu söyledi.
Bakanlığın her yıl takvim yılının sonunda, her okulda okutulan ders, öğrenci sayısı, şube sayısı üzerinden okulların normunu hesap ettiğini belirten Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda 68 bin öğretmen ihtiyacımız var. Yaklaşık ama bu rakam. Başka parametrelerle birlikte öğretmen ihtiyaç rakamımızı sürekli güncelliyoruz. Çünkü müfredat ve Talim Terbiyeyi Kurulu Başkanlığı sürekli müfredat güncellemesi yaptığı için biz de okullarımızdaki devam, kayıt ve benzeri rakamlar üzerinden sürekli güncelleme yaptığımız için öğretmen ihtiyacımız güncelleniyor."
Bakan Tekin, şu an duyulan 68 bin öğretmen ihtiyacıyla ilgili bir süreç başlatmak istediklerini, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da destek olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığıyla, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile öğretmen ihtiyacı rakamı konusunda konuştuklarını belirten Tekin, "Sayı söyleyemem ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim bahar yarı yılının başında yeni atanan bir grup öğretmen arkadaşımızla eğitim öğretim sürecine başlayacağız. Bunun anlamı şudur; ekim sonu itibarıyla branş bazlı olarak kaç kişi alınacağını ilan edip, şubat ayı yani yeni bahar eğitim öğretim yılı başlarken yeni öğretmen arkadaşlarımızı ailemize dahil etmiş olmayı planlıyoruz." diye konuştu.
Tekin, gelecek dönemde yapacakları yeniliklerle birlikte özellikle yabancı dil eğitimiyle ilgili ihtiyaçlarının yoğun olduğunu, özel eğitim öğretmenliği, sınıf öğretmenliği, okul öncesi öğretmenliği, imam hatip okullarında meslek dersi öğretmenliği gibi alanların temininde güçlük yaşadıklarını ifade etti.
Bu konuda bir tercihte bulunmadıklarını, elektronik ortamda ihtiyacın belli olduğunu belirten Tekin, şunları kaydetti:
"İngilizce öğretmenliğinde, sınıf öğretmenliğinde kaç tane ihtiyacımız var, bize tahsis edilen kadro sayısı kaçsa onu aritmetik olarak bunlara eşit dağıtıyoruz ve tablo kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor. Orada herhangi bir ihtiyacı önceleyip bir başka ihtiyacı ikinci plana atmıyoruz. Otomatik olarak hesap ettiğimiz bir rakam. Tahmin ediyorum ekim içerisinde de bu konuyla ilgili takvimimizi branş dağılımlı olarak kamuoyuyla paylaşmış oluruz."
"Öğretmenler Günü'nde önlük hediye etmeyi planlıyoruz"
Bakan Tekin, "Öğretmenlerin sınıf içerisinde rol model olmasına yönelik önlük giymelerinin teşvik edileceğini açıkladınız. Bu uygulamayı nasıl hayata geçireceksiniz, önlükleri bakanlık mı temin edecek?" sorusu üzerine bu kararı alırken yaklaşık 10 bin öğretmenle sohbet ettiğini söyledi.
Öğretmenlerin şu an çok genç olduğunu, yüzde 70'den fazlasının 2003'ten sonra sisteme dahil edilen öğretmenlerden oluştuğunu dile getiren Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Okula gidildiğinde, öğrenci mi, veli mi, öğretmen mi, ayırt edemiyorlar, böyle bir tablo söz konusu. Öğrenciler fark edemiyorlar yani öğretmeninin öğretmen olduğunu, dersine girmiyorsa büyük okullarda özellikle. Öğretmen arkadaşlar, genel anlamda toplumumuzda, bu anlamdaki uygulamalardan, öğrencilerimizin, çocuklarımızın, gençlerimizin disiplin anlamında istediğimiz gibi yetişmediklerinden çok bu anlamda farklılıklar arz ettiğinden rahatsız olunduğu bize dile getiriliyor. Öğrencilerimize bu anlamda örnek olmak açısından, öğrencilerimizin en çok örnek aldığı kişiler öğretmenleri... Dolayısıyla öğretmen arkadaşlarımıza şunu söyledik, bu konuda bir tavsiye kararı yok zaten. Biz öğretmen arkadaşlarımıza tavsiye kararında bulunduk. Şu an bu bir zorunluluk değil.
Biz 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bir aksilik olmazsa öğretmen arkadaşlarımıza bakanlık olarak bir önlük hediye etmeyi planlıyoruz. Hem bizim olgunlaşmalar hem de üniversitelerdeki moda tasarım bölümlerindeki arkadaşlar bir önlük tasarlıyor şu anda. 24 Kasım'da da arkadaşlarımız önlük giyerlerse mutlu olacağız. Şu an zorunlu değil."
Müfredat güncellenmesi
"Seçmeli dersler konusunda müfredat değişikliğinin detayları ve güncel gelişmelerin müfredata hızlı aktarılması konusunda ne yapmayı planlıyorsunuz?" sorusuna ilişkin Bakan Tekin, müfredatı sürekli güncellediklerini, güncellenmesi için Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının gerekli adımları attığını belirtti.
Bu konuda bazı eleştiriler bulunduğunu dile getiren Tekin, gelişen durumlara dinamik bir yapı olarak gördükleri müfredatın güncellemesine ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Tekin, müfredatı öğrencilerle paylaşan öğretmenlerin geri dönüşlerinin de kendileri için önemli olduğunu, öğretmenlerin görüşlerini sıklıkla aldıklarını vurguladı.
Seçmeli derslerdeki müfredat güncellemesine ilişkin de seçmeli derslerin diğer akademik derslerin devamı niteliğinde olmasının pedagojik anlamı bulunmadığını vurgulayan Tekin, çocukların, sosyal, kültürel veya kişisel gelişimleri açısından kendilerine fayda verecek başka alanlara yönelmeleri için düzenlemeler yaptıklarını ifade etti.
Tekin, "Dersleri 3 kategoriye ayırdık. İlla 'Ben akademik anlamda kendimi eksik duyduğum bir ders var, devamını almak istiyorum' diyen arkadaşımıza sadece bir tanesinin bu şekilde değerlendirebileceğini söyledik. Diğer iki tanesini çocuğun farklı alanlarda gelişebileceği, kendisini geliştirebileceği seçmeli dersleri seçmesini arzu ettiğimiz için bunu yaptık." şeklinde konuştu.
Bu konuda eleştirilerde bulunanlardan da seçmeli derslerin içeriğine bakmalarını isteyen Tekin, seçmeli dersler arasına düşünme eğitimi, metin tahlilleri, bilişim teknolojileri ve yazılım, iklim, çevre ve yenilikçi çözümler, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği, temel hukuk bilgisi, adabımuaşeret, Türk sosyal hayatında aile, Türk kültür ve medeniyet tarihi, sanat ve spor eğitimi konulduğunu bildirdi.
Tekin, bu derslerin kimler tarafından okutulacağının Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının 9 No'lu kararına göre belirleneceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Okullarımızda koyduğumuz bu yeni dersi doğrudan lisans programı itibarıyla okutabilecek arkadaşlarımız varsa bu öğretmenimizin dersi açmasını istiyoruz. Lisans formasyonu olarak bu dersi anlatabilecek arkadaşımız yok ama buna ilgi duyan, bununla ilgili sertifikaları ya da benzeri belgeleri olan arkadaşlarımız var, onlar verebilir. Bunları verebilecek kimse yok o zaman il milli eğitim müdürlüğümüze bu konuda dersi verebilecek dışarıdan, il genelinden, il tarım müdürlüğünden veya bu konuyla ilgili kamu otoritesinden herhangi bir uzmanın bu dersi vermesi için imkan tanıdık. Okul idaresinin, seçilen bu dersleri verebilecek ilinde, ilçesinde uygun formasyona sahip öğretmeni bulabileceği bir imkanı oldu."
Öğretmenlik Meslek Kanunu
"Temmuz ayında Anayasa Mahkemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda 6 madde iptal etmişti. Bu iptal edilen maddelerle ilgili yeni bir çalışmanız var mı?" sorusu üzerine Tekin, Anayasa Mahkemesinin kararını, öğretmenlerin kendilerine ait bir meslek kanunu boyutuyla incelemek gerektiğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi henüz gerekçeli kararı yayımlamadığı için iki versiyon üzerine çalıştıklarını belirten Tekin, "Gerekçeli kararı gördükten sonra eğer bu gerekçeli karar mevcut Öğretmen Meslek Kanunu'nu uygulama kabiliyetini ortadan kaldırabilecek nitelikte ise yeni bir öğretmenlik meslek kanunu çalışmamız var. Ama gerekçeli karar mevcut yasal düzenlemeyi ortadan kaldırabilir veya uygulama kapasitesini ortadan kaldırabilecek şekilde değil de daha farklı çözümlerle yürütebileceğimiz bir gerekçeli karar karşımıza çıkarsa da bu sefer mevcut kanunun üzerinde bu tür revizyonlarla yürüyeceğiz." diye konuştu.
Tekin, kasım ayında yapılması planlanan uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavına ilişkin ise şu bilgileri verdi:
"Biliyorsunuz Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hususlardan bir kısmı bu sınavı uygulayamayacağımız hale getiriyor. Eğer gerekçeli karar kamu otoritesine bu maddelerle ilgili bir süre tanımı yaparsa, yani 'bunu iptal ediyorum ama 9 ay, 6 ay süre veriyoruz' gibi bir süre verebilir. Anayasa Mahkemesinin kararı önümüze geldiğinde, eğer 'şu andan itibaren iptal ettik' dediğinde uzman ve başöğretmenlikle ilgili süreci yürütemeyebiliriz. Böyle bir süre verdiği zaman uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikle ilgili meri mevzuat çerçevesinde sistemimiz yürüyecek. Zaten başvurularımızı aldık, kasım ayı içerisinde, 19 Kasım'da yanlış hatırlamıyorsam sınav var. Ondan sonra da dediğim gibi tamamen Anayasa Mahkemesinin bizi yönlendireceği hukuki sürece göre hareket etmiş olacağız."/AA/
Sivas İrade- Sivas Gündem- Sivas Haberleri- Sivas son dakika
Editor : Elif Elmalı