PERVİN ERGİN
"Myanmar´ın Arakan eyaletinde yaşayan Müslüman azınlık, yıllardır ordunun ve Budist rahiplerin zulmüne maruz kalıyor. Müslüman azınlığa yönelik katliamları lanetliyorum. Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütleri, Arakan´daki katliamları soykırım olarak tanımlıyor. Son günlerde ordu mensuplarının ve Budist rahiplerin yaptıkları saldırılarda maalesef 2 ila 3 bin arası Müslümanın katledildiği haberleri yüreklerimizi dağlamaktadır. Myanmar´ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik devam eden katliamların durdurulması için başta uluslararası toplumu ve İslam ülkelerini sorunun çözülmesi için daha etkin bir tutum sergilemeye davet ediyorum."
Birleşmiş Milletlerin (BM) Arakanlı Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamları durdurması için Myanmar hükümetine çağrıda bulunduğunu belirten Pakoğlu, budist rahipler ve bazı ordu mensuplarının, uluslararası kurumları hiçe sayarak insanlık dışı uygulamalarına devam ettiğini kaydetti.
BEM-BİR-SEN Sivas Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu; Myanmar´ın Arakan eyaletinde bir milyonun üzerinde "Rohingya" Müslümanlarının yaşadığını belirterek koşulların bölgede yaşayan Müslüman azınlık aleyhinde dramatik bir şekilde kötüleştiğini, dayanılmaz bir zulüm ortamının var olduğunu katliamlar, tecavüzler, diri diri yakmalar her gün yaşanan sıradan olaylar olarak tarihe not düşülmektedir. Ancak Burma hükümeti buraya uluslararası gazetecilerin, yardım kuruluşlarının ve BM gözlemcilerinin hatta yerel gazetecilerin bile girmesine izin vermiyor. Myanmar devletinin Müslüman azınlığı vatandaşlık hakkı başta olmak üzere, temel insani haklardan mahrum bıraktığına işaret eden Pakoğlu, "Doğum kontrolü gibi çeşitli yaptırımlarla bu insanların nesillerini devam ettirmesi yasaklanmış, insanlık dışı yöntemlerle doğup büyüdükleri toprakları terk etmeye mecbur bırakılmışlar." şeklinde konuştu.
Pakoğlu, Myanmar ordusunun son günlerde Müslüman sivillere yönelik işlediği vahşete dikkati çekerek, "BEM-BİR-SEN Sivas Şubesi olarak Myanmar devletinin Arakanlı Müslümanlara uyguladığı insanlık dışı şiddet ve baskıları en sert şekilde kınıyoruz." ifadelerini kullandı.
İnsanların doğuştan belli haklara sahip olduklarını vurgulayan Pakoğlu, "Myanmar´da yaşanan zulmü anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldığını belirterek "Arakan´da insanlık onuru ayaklar altında çiğneniyor. Tek suçları Müslüman olmak olan bu insanların maruz kaldıkları zulümden kurtarmak için İslam ülkeleri daha yüksek sesle sorunu dünya gündemine taşımalılar. Arakan´daki bu insanlar, en temel insani haklardan mahrumlar. Bu noktada uluslararası kamuoyuna büyük bir sorumluluk düşüyor. Özellikle İslam ülkeleri daha duyarlı davranarak, BM gibi kurumları harekete geçirip bu insanların korunması için daha fazla çaba sarf etmeliler." diye konuştu.
Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan katliam ve insan hakkı ihlallerini ayrım yapmaksızın kınadığını vurgulayan Pakoğlu, "Barış içinde birlikte yaşamamız için büyük insanlık ailesinin bütün fertleri, zulümlerin ortadan kaldırılması amacıyla birlik ruhuyla hareket etmelidir, bunun aksi herhangi bir alternatif söz konusu olamaz." görüşünü paylaştı.
Özgür ve uygar dünyanın Myanmar´da masum sivillerin kitlesel olarak katledilmesine tanık olduğunu ve bu konuda hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Pakoğlu, "Tüm bu yaşananlar dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor ve dünya bu zulme dur demiyor. Tecavüzü silah olarak kullanıyorlar. Tecavüzler, ölümler, bulunamayan cesetler, kimliksiz insanlar, vatansızlaştırılmaya çalışılan bir toplum, yakılıp yıkılan şehirler, köyler. Eğer müdahale edilmezse bir toplum yok olup gidecek" dedi.
Türkiye´nin bu konuda bir an önce çözüm odaklı bir adım atması gerektiğini belirten Pakoğlu, "Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´dan ve hükümetimizden Myanmar´a bu etnik ve sistematik cinayetleri durdurması için baskı yapmak amacıyla nüfuz ve gücünü kullanmasını, BM, NATO, AB ve diğer uluslararası platformlarda Arakanlı Müslümanlara yapılan zulmün durdurulması için girişimlerde bulunmasını istiyoruz" diye konuştu.
