AHMET TIRPAN
Cumhuriyet Üniversitesi Arkeoloji Kulübü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Rektörlüğün destekleriyle Altınyayla ilçesine bağlı, Başören köyünün 4 kilometre doğusunda bulunan Sarissa´ya gezi düzenledi.
Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Ümit Çayır´ın rehberliğinde gerçekleştirilen geziye Altınyayla Kaymakamı Halil Dalak, Altınyayla Belediye Başkanı Sinan Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Teoman Karaca ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Gezi esnasında Sarissa hakkında bilgiler veren Cumhuriyet Üniversitesi Arkeoloji Kulüp Başkanı Mücahit Enes Kaya, ?Sivas´ın 52 kilometre güneybatısında, Altınyayla ilçesine bağlı, Başören köyünün 4 kilometre doğusunda bulunan Sarissa´da, 1992-2004 tarihleri arasında Andreas Müller-Karpe tarafından kazılar gerçekleştirilmiş ve Hititlere ait yeni ve önemli verilere ulaşılarak Hitit tarihine önemli katkılar sağlanmıştır. Yerleşimi çevreleyen sur sisteminin görünür olmasından dolayı yöre halkı tarafından Kuşaklı olarak adlandırılmıştır. Kuşaklı´da ele geçen Hititçe yazılmış kil tabletler ve mühür baskılarında geçen ifadelerden kentin Hitit Dönemindeki adı ?Sarissa´ olarak kabul edilmektedir. Boğazköy ? Hattuşa´daki tabletlerden ve Mısır-Karnak´ta Amun tapınağındaki Kadeş anlaşmasının anlatıldığı yazıtta da Sarissa adı bulunmaktadır. Bu yazılı belgelerde kent, genellikle ?Fırtına Tanrısının kenti, Sarissa´ ifadesiyle geçmektedir. Ele geçen yazılı belgeler ve arkeolojik kalıntılar Kuşaklı´nın önemli bir kült merkezi olduğunu göstermektedir? dedi.
Kuşaklı´nın Hititler tarafından M.Ö. 1600´lerde kurulmuş orta büyüklükte bir kent olduğunun altını çizen Kulüp Başkanı Kaya, ?Yerleşimde tespit edilen yapıların çoğu Hitit imparatorluk dönemine aittir. M.Ö. 1400´lerde yakılıp yıkılarak işgal edilmiş ancak sonrasında tekrar kurulmuştur. M.Ö. 1200´lerde Hitit İmparatorluğunun çöküşüyle yerleşim bir yangınla yıkılmıştır. Oval bir görünüme sahip kent bir sur duvarı ile çevrelenmiş olup 4 girişi bulunmaktadır. Sur kapılarının önünde yerleşimin su ihtiyacını karşılamak için baraj göletleri görülmektedir ve bu göletlerden yerleşimin çeşitli mekanlarına ulaşan pişmiş topraktan su boruları döşenmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu baraj göletlerinden güneybatı kapısında yer alan şu ana kadar tespit edilmiş en eski baraj yapısıdır. Akropol kesiminde tapınakların, depoların, atölyelerin ve idari yapıların bulunduğu 6 ayrı mimari birim tespit edilmiştir. Bu yapılardan en önemlisi C yapısı olarak adlandırılan Fırtına Tanrısı için yapılmış Hitit yerleşimleri arasında tespit edilmiş en büyük tapınak yapısıdır. Yapının içerisinde ana kült odası, depo ve bira imalathanesi birimleri bulunmaktadır. Bira imalathanesinde çok sayıda çanak çömlek ele geçmiş ve bu kapların içinde kömürleşmiş arpa taneleri tespit edilmiştir. Bunlardan bir kısmının çimlendirilmiş olması bira üretimi için kullanıldıklarını göstermektedir. Tapınakta ele geçen buluntular arasında fırtına tanrısını kutsal hayvanı iki boğa figürin ele geçmiştir? açıklamasında bulundu.
Kulüp Başkanı Kaya, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: ?Akropoldeki önemli yapılardan bir diğeri olan A binasında, konusu dini içerikli 51 tabletten oluşan arşiv ele geçmiştir. Bu yapıda bulunmuş çivi yazılı kil tablet parçalarından birinde, her ilkbaharda kutlanan bayram törenlerinden bahsedilmektedir. Bu törene katılmak ve çeşitli kült işlemlerini yerine getirebilmek için Büyük Kral´ın başkentten buraya gelerek hazır bulunduğu anlatılmaktadır. Yerleşimin batı yamacında metal atölyesi olarak kullanıldığı düşünülen mimari kalıntılar saptanmıştır. Kuşaklı kentinin güney tepesinde 700 ton tahıl saklanabilen bir depo açığa çıkartılmış ve ele geçen malzemeler üzerinde arkeobotanik çalışmalarda beş buğday çeşidinin yanı sıra arpa ve buğday depoladıkları belirlenmiştir. Kent dışı kutsal alanlar da açığa çıkarılmıştır. Bu kutsal alanlar Kulmaç dağının yüksek kesiminde bulunmaktadır. İlimiz açısından son derece önemli olan bu tarihi alanın ziyaret edilerek biz Arkeoloji öğrencilerinin uygulamada eğitimlerinin desteklenmesi çok değerlidir. Burada binlerce yıl önce yaşamış medeniyetin bugün araştırılarak gün yüzüne çıkması ve tarihin gizli kalan unsurlarının aydınlatılması bizleri mutlu edecektir.?
Editor : Haberpanelim