MERYEM ALAKIR
Çocuk gelişiminin önemli dönemlerinden biri de 4-6 yaş grubudur. Çocuğumuz artık materyal oyuncaklar ve eğitim dönemindedir. Bu dönemde yeni arkadaşlar edinecek duygularını ifade edecek ve somut olarak eğitim - öğretim dönemi başlayacaktır.
Anne ve babalar bu dönemde
çocuğu için en ideal eğitim şeklini
ve en ideal öğretmeni seçmelidir.
4-6 yaş arası dönem bir çocuğun psikomotor, özbeceri, sosyal duygusal gelişim, bilişsel gelişim, dil gelişimi açısından çok önemli bir evredir. Bu dönemde çocuğun sorumluluk almaya başlayacak ve duygularını ifade edecektir. 4-5 yaşında öğrenilmeye başlayan hareketler ve duygular, sağlıklı bir sosyal gelişim için çok önemlidir. Çocuğumuz bu duygularını geliştirirken onu ciddiyetle dinlemedi, ifade etmeye çalıştığı duygularla alaycı bir dille konuşulmamalıdır. Çünkü ona karşı tutumumuz doğrudan özgüvenini etkileyecektir.
Psikomotor gelişim, çocuğun el, kol, ayak ve bacak gelişimi ile ilgilidir. Başlama ve durma komutlarına uyarak tempolu yürüme yapabilir. Tek ayaküstünde 8-10 sn kalabilir. Ritmik olarak sekebilir. Kendi başına ip atlayabilir ve kendi etrafında dönebilir. Ayak değiştirerek merdivenlerden inebilir. Ayak ucunda yürüyebilir ve koşabilir. Dikdörtgen, üçgen, daire ve kare gibi şekilleri çizebilir. Aynı zamanda hamurla da bu şekilleri oluşturabilir. Yatay, dikey çizgiler çizerek bir şekil oluşturabilir. Eksik çizilmiş bir insan vücudunu tamamlayabilir. Yetişkin bir birey gibi kalemi tutar. İşaret parmağı ile diğer parmaklarını sayabilir. Kendi adını ve 1-5 arası rakamları bakarak yazabilir. Basit şekilleri çizebilir. Orta boy topu birkaç kere sektirebilir ve uzağa fırlatabilir. Bilişsel gelişim, çocuğun zihin gelişimi ile ilgilidir. Organ adlarını bilir duruma gelir ve bedenin parçalarını kendi üzerinde adlandırarak dile getir. Aynı zamanda resimde de eşleştirebilir. 10-25 parçalık yapbozu keyifle yapar. İki üçgeni birleştirerek kare şeklinin oluşacağını kavrar ve bunu yapar. Sıralanan nesne sayısı 1-10 arası ise, kolaylıkla kaç nesne olduğunu söyleyebilir. Bu nesneleri kullanarak çıkarma ve toplama yapabilir. 20´ye kadar atlama yapmadan sayabilir. Dün - bugün - yarın kavramları gelişmiştir, bunlarla ilgili konuşabilir. Nesneyi, rengine, şekline ve boyutuna göre ayırabilir. Sağ ve sol kavramı oluşur. Bazen karıştırsa da zihinde oturmaya başlar. İki benzer resim gösterildiğinde aradaki farkı bulabilir. Günlük yaşamda kullanılan sembolleri tanır ve kullanmaya başlar. Haftanın günlerini sırasıyla sayabilir.
Özbakım becerisi, çocuğun tamamen kendi bakımı ile ilgilidir. Elini, yüzünü yıkamayı ve kurulamayı öğrenir. Kendi kendine giyinmeyi ve soyunmayı gerçekleştirir. Yemek yerken, ne zaman çatal, ne zaman bıçak, ne zaman kaşık kullanması gerektiğini bilir. Dişlerini fırçalar ve saçlarını tarar. Bıçakla yumuşak nesneleri kesebilir, sürme peynir gibi yumuşak nesneleri ekmeğe sürebilir. Ayakkabılarını kendi başına bağlayabilir. Duruma ve hava şartlarına göre nasıl giyinmesi gerektiğini bilir ve ona göre kıyafet seçer. Tuvalet ihtiyacını, kendi başına karşılamayı öğrenir. Sosyal-duygusal gelişim, toplumda kendisinden beklenen uygun davranışları göstermesi ile ilgilidir. Kızgınlık ve mutluluk gibi duyguları belli edebilir ve karşısındaki kişinin de bu duygularını anlar. Oyunu kuralına göre oynar ve bilmeyen kişiye anlatabilir. Özgüven duygusu gelişir. Kendi arkadaşlarını, kendisi seçer. Aile hakkında bilgi istendiğinde kolaylıkla söyleyebilir. Telefon numarası ve adresini ezberleyebilir ve sorulduğunda kolaylıkla söyler. Kendi cinsiyeti için memnuniyet duyar.
Dil gelişimi, çocuğun konuşma becerisi ile ilgilidir. Gün içinde yaşadığı olayları rahatlıkla anlatabilir. Üç tane verilen komutu, sırasıyla yerine getirebilir. Tekil ve çoğul kavramı oturduğu için, bunu dile getirebilir. Bazı sözcüklerin eş ve zıt anlamlarını bilir. Olayları oluş sırasına göre anlatır. İsteklerine uygun cümleler kurar. Soru zarflarını, bağlaçları, birleşik tümceleri rahatlıkla kullanabilir. Basit şakalar yapabilir. Bu şakaları yadırgamamak ve gülümsemek gerekir. Soyut ifadeleri de anlar duruma gelir.
Sorumluluk, bireyin kendisinden beklenen görevleri yüklenebilmesi, yerine getirebilmesi ve olumlu ya da olumsuz sonuçlara katlanabilmesidir. Giyinme, oda toplama ve ders çalışmak gibi çocuğun kendine aıt sorumluluğu, ona bakan bireyin söylemeden 4-5 yaşında öğrenmesi ve uygulaması gerekir. Bu duygu, bireyde kendi kendine gelişmez. Bu yüzden, çocukların sorumluluk duygusu kazanması için, anneye ve babaya çok önemli görevler düşmektedir. Çocuk, anne ve babasını model alarak sorumluluk duygusunu öğrenir. Çocuklar, anne ve babalarının sorumluluklarını yerine getirip getirmediğini, bu sorumlulukla ilgili ilişkilerini gözlemleyerek bu duyguyu tanır. İlk sorumluluk, "anne" ve "baba" olarak yapılması gerekenleri, "karı" ve "koca" olarak yapılması gerekenleri içerir. Bunlar da gözlemlenerek çocuk tarafından benimsenir.
ÇOCUKLARIN ROLMODELİ
ANNE VE BABADIR
4-6 yaş döneminde çocuk, erişkin bireylerin yaşam tarzlarını daha fazla algılamaya, anlamlandırmaya başlar. Bahçe, sokak, anaokulu gibi yeni yaşam alanlarının içine dahil olmaya başlar. Anne ve babanın istekleri/beklentileri farklı olabilir, bu durumda çocuk kendi sınırlarını anlar. Sınırlar ve özgürlükler, haklar ve sorumluluklar ile ifade edilir. Hem kendisine hem de karşıdakine karşı sorumluluğunu yerine getirmek, birey olmanın kaçınılmaz bir yoludur. Ancak, bu durum belli bir süreç ister. İki farklı aile yapısı, çocukta sorumluluk duygusunun gelişimini etkiler. Bunlardan biri esnek olmayan, katı bir yapıya sahip olan ailedir. Çocukların belli bir süreç içinde becerilerinin gelişmesine izin vermezler. Onların hata yapmasına müsaade vermemek için oluşabilecek olumlu sonuçlar da engellenmektedir. Bu da özgüven gelişimini olumsuz yönde etkiler. Sorumluluk alamazlar ve güven mekanizması gerektiği gibi gelişmez. Diğer aile yapısı ise, kontrolcü ve kuralcıdır. Hak ve sorumluluklar net değildir. Hiçbir sınırlamanın ve kuralın işlev görmediği, kendi hak ve sorumluluklarının farkında olmayan, sadece kendi isteklerinin gerçekleşmesi üzerine oluşan bir çocuk yapısı meydana gelir. Sorumluluk duygusu, çocuğun gelişimini farkında olan, uygulayabileceği uygun sorumlulukları veren ve sorumluluğun gelişimi için destek verecek ailelerde, çocuk, anne ve babasını model alarak erişebilir.
Çocuğa sorumluluk kazandırmanın
dört aşaması vardır:
Birinci aşama; anne-baba çocuğu dikkatlice gözlemleyerek, hangi davranışı sergileyebileceğini bilmeli, yaşına ve gelişimine uygun sorumlulukları saptamalı ve ona göre davranmalıdır. Ayakkabısını bağlayabilen bir çocuğa, kendi başına bağlama sorumluluğunun verilmesi gibi.
İkinci aşama; çocuğun yapabileceği sorumluluk hakkında onu bilgilendirmemiz gerekiyor. Eğer verilen sorumluluğu gerçekleştirmezse, nasıl bir problemle karşılaşacağını anlatmamız gerekir. Bu durumda, en iyi yöntem çocuğumuza cesaret vermemizdir. Kıyafetlerini kendi başına giyebilmesi için, "bunu yapabilecek kadar büyüdün, yapabilirsin, başarabilirsin" gibi cümleler kurmalıyız.
Üçüncü aşama; çocuğumuza bir sorumluluk verince de onu gözlemleyip gerekli kısımlarda da yardım ederek öğrenmesini sağlamalıyız. Eğer, sorumluluğunu başarıyla uygulamış ise, doğru yaptığını söyleyerek bu davranışını pekiştirilmeliyiz.
Dördüncü aşama; eğer gerekli sorumluluk yapılamıyorsa, ilk aşamaya geri dönmeli ve bütün aşamaları sakinlikle tekrarlamak gerekir. Kişinin günlük işlerini ve sorumluluklarını yerine getirmeyi aksatması ve kendine zarar verecek boyuta gelmesiyle, bu davranış alışkanlıktan çıkıp bağımlılık haline gelmiştir. Sebebi ne olursa olsun, kişinin kendi isteği ve bilinci dışında gelişen bir davranış olduğu için olumsuz etkileri mevcuttur. Örnek olarak; televizyon bağımlılığın önüne geçilmesi iyice zorlaşmıştır. Bu durum, çocukların oyun, hareket, katılım, beceri, konuşma ve düşünme etkinliklerini azaltıyor. Bu yüzden, buna benzer bağımlılıkların önlenmesi için tedbir almalıyız.
ÇOCUKLARINIZI TELEVİZYONA
TESLİM ETMEYİN
Anne-baba kendisini televizyon izlerken, bunu çocuğunun yapmamasını öğütlemek gereksiz bir davranış olacaktır; çünkü 4-6 yaş grubuna mensup çocuk, gördüğü davranış biçimini uygular. Bunun için, televizyonun kapatılıp, çocuğun zihinsel gelişimini sağlayacak daha yararlı aktivitelerin birlikte yapılması, çocuğu bağımlılıktan kurtarabilir. Tamamen yasaklamak da, baskıcı bir tutum olacaktır ve bu yaştaki çocuklarda "inat etme" kavramı olduğu için, bu yasaklamaya karşı bu davranışı gösterirler.
Hülasa çocuğumuzun algısının en açık olduğu dönemde anne babalar çocukları için iyi bir eğitim istiyorsa bunun temellerini atmak için 4-6 yaş çok geç değildir. Özellikle Kuran-ı Kerim eğitimi için bu yaş aralığı tam zamanıdır. Dil gelişimi yeni başladığı için kolayca yeni dil öğrenmeye adapte olur.
Fakat yine dikkat edilmelidir ki kaldırabileceğinden fazla ve yaş seviyesinin çok üzerinde bilgiler verilmemeli ve gelişmeler aşama aşama kaydedilmelidir.
Anneler ve
babalar!
Unutmayın, elinizde yetiştirebileceğiniz bir fidan var. Siz evladınızın ilk öğretmeni ve onun yolunu ışıklandıracak olanlarsınız. Bu süreçte çocuğunuza destek olursanız ömrünüz boyunca size, çevrenize ve vatana hizmet edecek bir neslin başı olabilirsiniz.
Editor : Haberpanelim