Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) İl Temsilcisi Ahmet Başlan; “Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşları olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır” dedi.
Erdem TAHILLIOĞLU
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) İl Temsilcisi Ahmet Başlan; Kamu Konfederasyonlar Platformu’nun ortak açıklamasını okudu.
Memur maaşlarının az olduğunu öne süren Başlan, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin sefalet artışlarına maruz bırakıldığını dile getirdi.
Başkan Başlan; “Hepinizin bildiği gibi asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz. Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz. 2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı. Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır. 2002 yılında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 53 TL üzerindeyken, yapılan son zamlarla birlikte asgari ücret en düşük emekli aylığının 3 bin TL üzerine çıkmıştır. Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak sefalet artışlarına maruz kalmasıdır. Cumhurbaşkanı’nın önce yüzde 25 olarak açıkladığı sonra danışıklı bir şekilde yandaş konfederasyonun talebiymiş gibi önceden belirlenmiş yüzde 30 oranı, bahşiş dağıtır gibi kamu çalışanlarına müjde olarak sunulmuştur. Yandaş sendikalar her ne kadar ülke şartlarını ve ekonomik krizi görmezden gelip her toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarını masada sattığı gibi, bugün yine kuruluş amacı olan yandaşlığa uygun hareket ederek verilen bu bahşişi utanmadan ayakta alkışlamıştır. Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşları olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır” dedi.
Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarının tüm kamu konfederasyonlarının ortak talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmesi gerektiğini kaydeden Başlan, “Kamu Konfederasyonları Platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz. Kamu çalışanları düşük emekli maaşlarına mahkûm edilmekte, emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız. Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz. En düşük emekli aylığı asgari ücrete eşitlenerek her ay enflasyon farkı seyyanen eklenmeli ve emekli olduğumuz zamanki hayat standartlarımızı kaybetmemek adına emekli olduğumuz zamanki maaşlarımıza yakın bir maaş talep etmekteyiz. Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır. Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacaktır. İkinci altı ayda yüzde 20 vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri ve emekliler için yüzde 15’te sabitlenmelidir. Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır. İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını arttırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 üye barajını kaldıranlar bu defa da kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır. Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajının Danıştay tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, iktidarının bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanın gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır. Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir” ifadelerini kullandı.
Editor : Haberpanelim