AHMET TIRPAN ?Muhtar´ın Yeri? köşemizin ilk haftasında, Sivas Muhtarlar Derneği Başkanı ve Alibaba Mahallesi Muhtarı Duran Koç ile bir mülakat gerçekleştirdik. Muhtar Koç, Alibaba Mahallesi ve derneğin yürüttüğü çalışmalarla ilgili sorularımızı cevapladı. Her hafta bir mahalle ve muhtarımızı tanıtacağımız bu yazı dizisinin ilkini siz okuyucularımızı baş başa bırakıyoruz. - Öncelikle Kendinizi ve mahallenizi kısaca tanıtırmısınız? -1958 Sivas doğumluyum. 2 kız 2 erkek dört çocuk babasıyım. İmam hatip emeklisiyim. Emekli olduktan sonra da görev yaptığım mahallede 3 dönemdir muhtarlık yapıyorum. Muhtarlığımın yanısıra ilimizde faliyet gösteren birçok vakıf ve sendikalarda da görevlerim var. Alibaba Mahallesi 1430´larda kurulmuş, Sivas´ın en eski mahallesidir. O dönemlerde Horasan´dan gelen Ali Baba ismindeki şahsın, Sivas´a yapmış olduğu hizmetlerden dolayı, Mahallede bulunan camiye ve o mahalleye ismi verilmiştir. Mahallenin resmi olarak 13 bin nüfusu var fakat gayrı resmi olarak, bizdeki kayıtlarda da 14-15 bin civarı nüfus görünmektedir. Bunun nedeni ise büyük şehirlerden, köylerden ve kasabalardan gelenlerin kayıtsız olarak ikamet etmeleri. Seçmen sayısı 10 bin kişi civarında. Alibaba, yüz ölçümü açısından Sivas´ın en büyük mahallelerinden birisi ve dağınık bir yapıya sahip. Ayrıca 78´lerde, 93´lerde ve buna benzer zamanlarda provokatörlerin geldiği, senaryoların çizildiği, saf oyuncuların bulunduğu ve kardeşi kardeşe kırdırdıkları, insanları iki zıt gruba ayırdıkları, çekip gittikten sonra da bizleri bu sorunlarla baş başa bıraktıkları bir yer olmuştur Alibaba. Bundan dolayı Alibaba´nın imajı zedelenmiş ve mahallemize yıllarca yatırımlar yapılmamış, resmi daireler gelmemiştir. Biz bu imajı silmek için elimizden geleni yapıyoruz, İnşallah başaracağız ve Alibaba´nın birlik ve beraberliğin sağlandığı bir yer olduğunu herkese duyuracağız. -Şu ana kadar mahalleniz için ne gibi çalışmalar yaptınız, sizce mahallenin en büyük sorunu nedir? -Mahallemizde okullar noktasında eksiklikler vardı, 3 tane okul yapıldı, 3 tane cami yapıldı. Belediye tarafından zaman zaman park ve bahçe çalışmaları hala devam etmektedir. Mahallenin en büyük sorunu ise kamulaştırma konusunda. Geçmişteki belediyelerimizin gecekondu önleme bölgesi çalışmalarına Alibaba da dahil edilmişti. Bu proje fakir fukaranın yüzünü güldürmüşse de, geniş alanlara farklı ve düzensiz konutlar yapılmasına neden oldu. Bu nedenle de Alibaba mahallesinin acil olarak kentsel dönüşüm ve TOKİ projesine ihtiyacı var. Alibaba´ya kentsel dönüşüm ve TOKİ porjelerinin gelmemesi durumunda mahalle gelişmeyecektir. Ayrıca devlet dairelerinin olmaması Alibaba´yı gelişim açısında olumsuz etkiliyor. Örneğin yeni hastane, Alibaba´da bulunan Seyrantepe bölgesine yapılsaydı daha faydalı olabilirdi. Çünkü orası daha uygun, temiz havası olan bir yer. Plan ve projesi iyi olsa da, Sivas´ın kuytu bir bölgesine yapılmış olması; Kızılırmak´tan dolayı sineklerin gelmesine ve beş on metrede su çıktığı için, bu anlamda problemler yaşamasına neden oluyor. Buradan yetkililere diyoruz ki, Alibaba taraflarına da bakın ve devlet kurumlarından buralara da getirin. -Mahallenize hizmet ederken karşılaşmış olduğunuz bürokratik engeller oluyor mu? -Demokrasi kuralları doğrultusunda, kurumlarla ve bürokrasiyle hiçbir sıkıntımız olmadı. Mahallemizde bulunan Cem Vakfı´nda zaman zaman Bakan ve Milletvekilleri ile toplanıp istişare de yapıyoruz, Her vesileyle birlik ve beraberlik duygularını pekiştirmeye gayret ediyoruz. -Mahallenizdeki sosyal alanlar yeterli mi, gençlerin zamanlarını değerlendirebilecekleri yerler var mı? -Mahallemizde sosyal alanlar ve gençlerimizin zamanlarını değerlendirebilecekleri yerler yok. Mahallemizin bir kültür sitesine mutlaka ihtiyacı var. Alibaba´da halı saha bile bulunmadığından, gençlerimiz bu ve benzeri etkinlikleri uzak yerlerde gerçekleştirmek durumunda kalıyorlar. -Mahallenizi yönetirken azalarla ve mahalle sakinleriyle istişare yapıyor musunuz? -Mahallemde 10 bin seçmen varsa, 10 bin seçmende de benim telefonum var. Telefonum 24 saat açık. Şimdiye kadar bana ulaşamadıkları gerekçesiyle kimseden şikayet olmadı. Öğlene kadar muhtarlıkta duruyor, öğleden sonra ise çeşitli faaliyetlere katılıp bazen muhtar arkadaşlarla gir araya geliyorum. Zaman zaman azaları yanıma alarak, mahalleyi dolaşıyorum. Mahalledeki eksikleri beraber kontrol edip, gidermeye çalışıyoruz, mahalle sakinlerine sorular soruyoruz, davet edildiğimiz düğünlere gidiyoruz, hasta ve taziye ziyaretlerinde bulunuyoruz. Belirli aralıklarla toplantılar yapıyoruz. Zaman zaman Belediye Başkanı veya yardımcılarını davet ettiğimiz bu toplantılarda sokaklarımızın ve mahallemizin genelindeki sorunların çözümü için çalışıyoruz. Tüm bunlara rağmen muhalefet olan kişilerin kapılarının önüne asfalt olarak altın da döksek, yine de eleştiri yapıyorlar. -Valilik ve Belediye ile diyalogunuz nasıl, bu manada bu kurumlardan beklentileriniz nelerdir? -Örneğin Belediye bize diyor ki; ?´belediyeye ait parklarınız varsa hemen yarın yapalım.´´ Ama bizde bazı park yerleri var şahıslara ait. Pazar ve park talebinde bulunduk bunlar yapıldı. Tabii mahallelerin eksikleri bitmez. Bugün asfalt yapılsa ertesi gün başka bir sorun oluyor. Bunu yapmak doğal olarak zaman alıyor. Bundan dolayı bazen tepkilerle karşılaşıyoruz. Zaten belediye mahalleleri kaldırım ve asfalt konusunda sıraya koydu. Bizim mahalleye de önümüzdeki sene sıra gelecek. Ama zamanı gelip de yapılmayınca, belediye de muhtar da eleştirilmekte. Bundan dolayı da zaman zaman zor durumda kalıyoruz. Biz muhtarlar; Belediye, Valilik ve halk arasında birer köprüyüz, alan el ile veren eli buluşturan vasıtalarız. Mahallenin sorunlarını ilgili yerlere ileten ve takip eden kimseleriz. Hizmetler yapılmadığı zaman benim de fabrikam yok ki getirip asfaltı kendim dökeyim, konteyner getireyim, lamba üreteyim, çöpleri toplayayım. Benim görevim nedir; şu sokakta konteyner yoktur, asfaltı yoktur bunun gibi eksiklikleri ilgili yerlere ulaştırmak. -Son dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın muhtarlara ayrı bir önem verdiğini ve ´uç beyi´ diye hitap ettiği siz muhtarları belirli aralıklarla Külliye´de topladığını biliyoruz. Muhtar maaşlarına da bir düzenleme yapıldı. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? -Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımız bizleri gerçekten uç beyi olarak kabul etmiştir. Demokrasinin birinci basamağını ve mozaiğini bizler oluşturuyoruz. Bizler de seçimle geliyoruz. Hatta milletvekili veya belediye başkanı bir partinin kontrolünde, onu arkasına alaraktan seçime giriyorlar. Ama bizler kendi kimliklerimizle herhangi bir destek olmadan, milletimizin kalbinin derinliklerine süzülerek seçiliyoruz. Her adamın kârı değildir bu. Bundan dolayı demokrasinin birinci basamağını biz temsil ediyoruz. Böylece Cumhurbaşkanımızın da uç beyi konumuna geliyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanımız bizimle bu kadar ilgilenmeden önce muhtarlıklarımız bundan 15-20 sene kadar evvel kapanma noktasına gelmişti. Maaşlar düzenlenip asgari ücrete sabitlendi. Muhtarlarımız eskiden kendi işleriyle uğraşsa mahalleliyi ihmal ediyordu, muhtarlıkta dursa kendi işini yapamıyordu. Bu durumun da önüne geçilmiş oldu. Başka bir konu ise Bağ-Kur. Eskiden muhtarlardan kendilerinin yatırılması beklenirdi, şimdi ise devletimiz onu da ödemeye başladı. -Aynı zamanda muhtarlar derneği başkanısınız. Derneğinizin amacı nedir, il merkezindeki muhtarların hepsi derneğinize üyemidir? - Bizim derneğimizin adı ?´Sivas Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği.´´ Sivil toplum kuruluşlarının amaçları neyse bizim derneğimizin de amacı o. Türkiye´de muhtarlar olarak yedi tane federasyon ve bunların bağlı olduğu bir tane konfederasyonumuz mevcut. Konfederasyon kurulmadan önce İçişleri Bakanı gelmişti derneğimize, ben de muhtarların sorunlarıyla alakalı bir dilekçe sunmuştum. Bakanımız bana ?´federasyon kurun, istekleriniz ve dilekçeleriniz daha dikkate alınır, ses getirir, birlikten güç doğar´´ dedi. Bunun üzerine hızlı bir şekilde federasyon kurma gayretine girdik. Halkımızın olduğu gibi muhtarlarımızın da sıkıntıları oluyor ve biz dernek olarak bunları çözmeye, birlik olmaya çalışıyoruz. Ağırlığımızı hissettirmiş oluyoruz. Örneğin ben şimdi valiliğe gitsem görüşemem belki ama dernek adına gidince kapılar açılıyor, içeri girdiğimiz zaman muhtarlarımızın sorunlarını gündeme getirme imkanımız oluyor. Sivas´taki tüm mahalle muhtarları da derneğimize üyedir. -Derneğiniz ne gibi faaliyetlerde bulunuyor? -Öncelikle derneğin Oğuzlar Parkı içerisindeki yerini bize belediye verdi, bundan dolayı teşekkür ediyoruz. Dernek olarak Türkiye´deki 50 bin 217 muhtarla irtibat halindeyiz. Bizim ihtiyacımız olduğunda onları arayarak hallediyoruz, onların aynı şekilde işleri olduğunda bizimle irtibata geçiyorlar. Gezilerimiz oluyor. Geçenlerde Şanlıurfa´ya gittik örneğin. Her yıl Sıcak Çermik´te kamplar yapıyor, Valimizle birlikte Sivas´ın bir yıllık sorunlarını değerlendiriyoruz. Tüm kurum müdürleriyle birebir görüşerek sorunlarımızı anlatıyoruz çözmeye çalışıyoruz. -Ne kadar süredir muhtarlık ve dernek başkanlığını yapıyorsunuz? -2004´te muhtar olarak seçildim. 2007 yılında derneğin yönetimine girdim. 2011 yılından itibaren de dernek başkanlığı görevini yapmaktayım... Bu vesileyle ´Muhtarın Yeri´ adı altında başlatmış olduğunuz yazı dizisiyle bizlere böyle bir platform imkanı sağladığı için sizin şahsınızda İrade Gazetesinin yönetimine ve çalışanlarına teşekkür ediyoruz.