Erdem TAHILLIOĞLU
2014’te meslek hayatına başlayan Müzik Öğretmeni Mehmet Akif Yüce ilk eseri ‘Öğretmen’ ile yazarlık hayatına adımı attı. Çiçeği burnunda yazar 32 yaşındaki Yüce, yaşantısı, dünyaya bakış açısı ile kitabın başlangıç ve tamamlanma serüvenine ilişkin Gazetemize konuştu.
Hafikli bir ailenin çocuğu olan Mehmet Akif Yüce, doğma büyüme Yüceyurt Mahalleli olduğunu ifade ederek, sırasıyla İlkokul İstiklal İlköğretim Okulu, Behrampaşa Ortaokulu ve Halil Rıfat Paşa Lisesi okullarda eğitim-öğretim hayatını tamamladığını aktardı. Küçüklüğünden bu yana şiir yazdığı bilgisini veren Hafik’te Şehit Süleyman Aydın İmam Hatip Ortaokulu Müzik Öğretmeni Yüce, “Lise 3.sınıftan itibaren müziğe olan ilgimi keşfettikten sonra şarkı yazmaya başladım. Daha sonra lisede de bir iki kitap denemem oldu. Ama çıkarmaya cesaretim olmadı. Sonrasında ufak ufak kendime ait denemeler yapmaya başladım. Sonrasında dokuzuncu ay gibi kafamda 6-7 yıldır planladığım kurgusunu bitirdiğim eserleri en azından kendim için yazıp kızıma ve bundan sonra olursa çocuklarıma bırakmak için kaleme almayı düşündüm” dedi.
OKUMA-YAZMA ORANI İYİ AMA OKUYAN YOK
10 yıllık öğretmenlik hayatımda da doğrusuyla yanlışıyla çok şeyler gördüğünü söyleyen Yüce, “Ve sadece öğretmenler, öğrenciler boyutunda değil. İnsanlık boyutunda da hiç iyi olmayan şeyler çıktı karşıma. Ve dedim ki ben bunu kalem alacam. Hatta ilk başta bunu Youtube’ye taşımak istedim. Burada kendime bir kanal açayım. Kitabı kaleme döktüm. Baskıya girdi o cesaretle baskıdan sonra kitaplar elime geçtikten sonra ben şunu fark ettim. İnsanlar kitap okumuyor. En yakın çevrem de okumuyor. Hani terzi kendi söküğünü dikemez hesabı. Anneme ithaf ettim kitabı annem okumadı. Genç nesil okuma oranları yüzde 97 olabiliyor ama maalesef okuma eylemi yok. Ve toplum olarak okumadığımız için böyleyiz. Kesinlikle bunu ben küçücük ilçede ben bunu yaşadım gördüm tecrübe ettim. İle geldiğimde de olay değişmedi. Akrabalarımın gözünde de olay değişmedi” diye konuştu.
İKİNCİ KİTAP HAZIR GİBİ AMA…
Kitap çıktıktan sonra gelen yorumların mutluluk verici olduğunu kaydeden Yüce şunları aktardı:
“Şu ana kadar 143 kişi okudu. Tamamı olumlu eleştiri olarak bana döndü. Konuya çok inanıyorum. Çünkü hepimizin konusu. Sadece Sivas’ın değil Türkiye’nin ve dünyanın konusu. Şu anda baktığımız zaman hep aynı sıkıntılar. İyi ve kötünün savaşı. Konu bu. Başka kitap çalışmalarım var şu an. 2. Kitap hazır gibi. Fakat özellikle edebiyatçı arkadaşlarımın baskısıyla biraz bekleme kararı aldım. Çünkü ilk kitap biraz tanınsın dediler. 2.kitapta konu biraz daha kişisel gelişim gibi düşünebiliriz. Öğrencilere ve velilere yönelik.”
EĞİTİM AİLENİN EĞİTİMİ İLE BAŞLAR
Öğrenci gözlemlerine değinen Mehmet Akif Yüce şöyle devam etti:
“Hafik’e ben ilk atandığımda 2014’te gitarımı alıp ilkokul birinci sınıfların dersine girdiğimde o zamanki çocuk şu an lise 2. Sınıfa gidiyor. Zaman su gibi akıp geçti. İlkokul birinci sınıfta bir saflık var çocuklarda. Beşinci sınıfa geçtiğinde çocuklar farkında olmadan küfretmeye başlıyorlar. 5’ten 8’e kadar küfür ve yalan, liseye geçtiğinde ise küfür, yalan ve hayvanlardan daha aşağı bir arzulama ile cinselliğe bulaşıyorlar. Biz orada neyi kaçırıyoruz. Benim amacım sadece müzik dersi değil. Eğitim ve öğretim. Bize yıllarca şunu öğrettiler. Eğitim ailede başlar. Doğru ama asıl mevzu eğitim aileyi eğitmekle başlar. Ve gün geçtikçe şunu fark ettim ki biz bunu kaçırmışız. Baba küfrediyor çocuk bunu duyuyor ve küfrediyor. Sonra baba diyor ki küfretme küfür kötü bir şey. E sen niye küfrediyorsun, yalan söylüyor sen niye söylüyorsun baba? İnsanları dolandırıyor sen niye dolandırıyorsun baba? Aile örnek teşkil etmediği müddetçe öğretmenler ne kadar özenle yetiştirseler de ailelerden bir pekiştireç gelmediği takdirde maalesef bu hale geliyoruz.”
KONU DEĞİŞMEYECEK: İYİLİK KAZANDIRIR
Kitapta hem kurgu hem de yaşanmışlık olduğu detayını paylaşan Yüce konuşmasının devamında “Kitabın konusu yeni atanan bir öğretmen meslek hayatına giriş yapıyor. Başından geçen birkaç komik olaylar var. Onlardan ziyade öğretmenlikte meslek hayatında ve hayatında tekdüzeliği fark ediyor. Toplumun çevrenin baskısıyla maddiyatın aslında bir güç olduğunu kendine kabullendiriyor. Bu hırsla yaptığı harcamaların ardından öğretmenimiz 5.yılın sonunda iflasın eşiğine geliyor borç batağına saplanıyor. Ve hayattan hiçbir keyif almıyor. Daha sonra okula gidip geliyor. Daha sonra bir matematik öğretmeni bulunduğu okula atanıyor. O da İbrahim Hoca. Ana karakterimiz. İbrahim Hocayla olan muhabbetlerde Süleyman öğretmenimiz yaptığı yanlışları fark ediyor. İbrahim Hocanın verdiği nasihatlerle hayatını düzene sokmaya çalışıyor. Kitabın konusu bu. Tabi diğer kitaplarda da bir dizi gibi seri gibi kitabın devamı gibi sürprizler düşünüyorum. Ama dediğim gibi konu asla değişmeyecek. İyi ve kötü. Gece kafamı yastığa koyarken bugün yaptığım iyilik sayısının yaptığım kötülük sayısından fazla olmasına dikkat ediyorum. Çünkü ben sabaha uyanamayabilirim ama vicdanen rahat ölebilirim. O yüzden tamamen buna yoğunlaştım. Öğrencilerimi, velileri, sevdiğim, hoşlandığım ve hatta sevmediğim ama insan olarak sevdiğim herkesi yönlendirmek istiyorum. Bu bilince ulaştım” ifadelerini kullandı.
ÖĞRENCİLER VE AİLELERİNE TAVSİYELER
Özellikle ailelere tavsiyeler ileten Mehmet Akif Yüce, “Okuma bilincine ulaşmamız gerekiyor. Bireysel olarak ve aile olarak. Mesela aile kendi arasında bir okuma saati düzenlemeli. Bunu kesinlikle teşvik etmemiz gerekiyor. Okumak her şeyin ilacı. Net bir şekilde bunu söyleyebilirim. Neslimizin en büyük problemi okumamak. Ailelerimizin de keza. Toplumun her kesiminde bu problem var. Küfür problemi var. Ve yalan. Yalan suç dünyasına giriş kapısı bana göre. Toplumu düzeltmemiz için küfür ve yalanı bırakmamız gerekiyor. İnsana, hayvana, doğaya ve hatta eşyaya karşı saygı duymalıyız. Bu bilince ulaşmak için de aileler çocuklarıyla ilgilenmeliler. Anne ve babalar gerçekten bu manada evlatların kendileri üzerindeki hakkını bu şekilde ödemeli. Maddi olarak da bir tavsiye vermem gerekirse anne babaların çocukları doğduğundan itibaren bir birikim yapmaya başlaması gerekir. Büyük birikimlere gerek yok. Damlaya damlaya göl olur hesabı. Ve çocuklara da bu bilinci aşılamamız gerekiyor” dedi.
Son olarak Yüce, kitabı çıkarma amacını ise “O kitaptan bir kişi bir cümleyi hayatına uygularsa gerçekten ben yapmışım diyeceğim” şeklinde açıklayarak sözlerini tamamladı.
Editor : Hayrullah Ağkaş