Sivas'tan "Devlet Köye Dönsün" Çağrısı

Sivas'tan "Devlet Köye Dönsün" Çağrısı
Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tarım Politikaları Başkanı Hasan Hüseyin Demiröz Sivas’ta konuştu.

Anahtar Parti Tarım Politikaları Başkanlığı tarafından Sivas’ta bölge toplantısı düzenlendi.

Sivas, Tokat, Yozgat, Kayseri, Kahramanmaraş ve Malatya il ve ilçe tarım politikaları başkanlıklarının temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen bölge toplantısı Susamışlar Konağında gerçekleştirildi.

Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tarım Politikaları Başkanı Hasan Hüseyin Demiröz’ün katıldığı toplantı Anahtar Parti İl Başkanı Cengiz Görgen’in konuşmasıyla başladı.

SİVAS'IN HARİTASINI ÇIKARIYORUZ

Görgen, “Sivas'ta Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcımızı, Tarım Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızı heyetiyle birlikte ağırlıyoruz. Sivas'ın tarımını, Sivas'ın hayvancılığını masaya yatırıyoruz. Türkiye'de biz bunu yapıyoruz. 2 gündür de Sivas'tayız. Sivas'ta çiftçiyle alakalı, hayvancılıkla alakalı dün ziyaretlerimizi yaptık, görüşmelerimizi yaptık. Sivas'ın bir haritasını çıkarıyoruz. Güzel çalışmalar yapıyoruz. Anahtar Parti olarak Sivas'ta memlekete yön verme adına bir buluşma yaptık burada. Güzel çalışmalarımız var Allah'ın izniyle. Memleket, vatan hizmeti vereceğiz. Bunun içinde tarım ve hayvancılık var. Bununla ilgili gereken müdahaleleri yapacağız Allah izin verirse” dedi.

Görgen’in ardından konuşan Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tarım Politikaları Başkanı Hasan Hüseyin Demiröz ise çarpıcı tespitlerde bulundu. Tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunlara değinen Demiröz, Anahtar Parti olarak çözüm önerilerini açıkladı.

img-3451.jpg

TARIMIN SORUNLARI BÜTÜN İLLERDE BENZERLİKLER TAŞIYOR

Demiröz, “Yaklaşık 2 gündür Sivas bizi ağırlıyor. Bizi çiftçileriyle, üreticileriyle buluşturuyor. Dün ilçe toplantılarımız çok verim geçti. Sivas teşkilatı bu noktada daha öncesinden belli hazırlıklar yapmış, sahayla temas etmiş. Tüm Türkiye'de tarımın sorunlarının birbiriyle neredeyse aynı diyeceğimiz şekilde il il benzerlikler yaşadığını görüyoruz. Biz Anahtar Parti olarak kurulmuş partilerden farklı bir partiyiz ve asıl olan insana değer katmak, millete değer katmak, vizyonumuz olduğu için biz tarımla ilgili iktidara geldiğimizdeki yapacağımız politikalarımızı en detay ayrıntısına kadar çiftçilerimizle, muhataplarımızla, ziraat odalarımızla yine sosyal medya üzerinden mevcut hükümetin bakanlıklarıyla ve kamudaki yetkililerle paylaşıyoruz” dedi.

HER DESTEK ARTIŞINDA ÇİFTÇİNİN GİRDİSİ ARTIYOR

Anahtar Parti olarak asıl hedeflerinin bir an evvel vatandaşların maddi imkansızlıklarından kurtulması olduğunu belirten Demiröz, “Şimdi biz istiyoruz ki devlet köye dönsün. Önce devlet köye dönsün ki sonra insanlar şehirden köyüne gelsin, üretime odaklansın. Biz devletin üreticisine çok kısmi tutarda ve aylar, yıllar sonra ödediği desteklerden ziyade devletin üreticisiyle ortak olmasını istiyoruz. Çünkü kaynağı bulmak zorunda olan devlet, bunu yurt dışından ithal getireceği zaman döviz bulmak zorunda olan devlet. Bunların hepsinin bir maliyeti var, bu maliyetin daha altında bir maliyetle devlet kooperatifleri aracılığıyla üreticisine ortak olursa hem çiftçinin maliyeti düşecek, hem hazineye olan külfet azalacak hem tüketicimiz uygun fiyata sağlıklı gıdaya kavuşacak. Yani aspirin tedbirlerle yapmış olduğumuz tüm hareketler hazinemize yük getirmekten başka bir şey olmuyor. Neden? Nedeni şu: Yaklaşık 24 yıldır AK Parti hükümeti her yıl destekleri, hibeleri arttırarak geliyor. Bu zaten açık kayıtlarda görülüyor. Ancak yaptığı her destek artışında çiftçinin girdisi artıyor. Destek artıyor, yem fiyatı artıyor. Buğday desteği artıyor, gübre fiyatı artıyor. Destekten daha fazla bir artış oluyor. Hazineden çıkan, çiftçinin refahı ve üretim artışını sağlamak için kurgulanan paramız 85 milyonun parası ithalatçı olan aracıya gidiyor. Şimdi hükümet diyor ki biz desteği arttırdık, çiftçi diyor ki biz zarar ediyoruz, tüketici de diyor ki biz dünyanın en pahalı etini, sütünü, peynirini yiyoruz. Bunların hepsi doğru. Hükümet desteği arttırıyor, doğru. Çiftçi zarar ediyor, doğru. Tüketici de ürünü pahalı yiyor, bu da doğru. Şimdi ortada böyle bir sorunu ekonomik olarak Türkiye'ye ilk defa gelmiş ve sadece bu bilgileri verdiğiniz bir ekonomiste söyleseniz ‘Böyle bir denklem olamaz. Soru yanlış. Burada fazla X var’ der yani. Şu olabilirdi: Çiftçi zarar ediyordu, tüketici de uygun fiyata peynir yiyordu. Bu olabilir. Veya tüketici çok pahalı fiyata peynir yiyordu, çiftçi de o yıl rahat ediyordu. Bu da olabilir. Bakın her ikisine gidin, sorun. Üreticiye ‘Sizden sütü ucuz alan şehirdeki insanlar ucuz peynir yiyor’ deyin, çiftçi ‘O kadar insana faydamız olduysa biz de buna katlanalım, helal olsun’ der. Gidin şehirdeki tüketiciye ‘Biraz pahalı peynir alıyorsunuz ama bu sene çiftçi iyi para kazandı sütten’ deyin O da ‘Çiftçiye fayda olduysa bizim de rızamız var, helal olsun’ der. Tüketiciyi de çiftçiye de böyle örnekler verince hiçbiri itiraz etmiyor. Şimdi ne üretici karda ne tüketici. Bu yüzden biz devlet tüketiciye ortak olsun diyoruz. Girdisini versin, para devlet tarafından kullanılsın. Çiftçi bunu mahsulüyle, sütüyle, kuzusuyla, keçisiyle ödesin. Devlet bunu alsın ki çiftçinin elinden çıktıktan sonra bir enflasyona, bir fiyat artışına, bir aracı karına, bir spekülasyona neden olmasın” dedi.

img-3455.jpg

MİLLİ EKONOMİ İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ

Anahtar Partisi olarak dünyadaki yapıyı inceleyerek tarım politikalarını hazırlamadıklarına dikkat çeken Demiröz, “Bu cümleyi özellikle kullanıyorum. Biz milli tarım ekonomisinden yürüyerek bir milli ekonomi inşa etmeye çalışıyoruz. Bize ait bir ekonomi. Biz tarımda ve tüm sanayide bize yeten arz güvenliğimizi sağlayabileceğimiz milli bir ekonomi planlıyoruz. Sivas'ta da bugüne kadar gezdiğimiz 35 ilde de ilçelerde de hem teşkilatımıza hem buluştuğumuz muhataplarımıza, paydaşlarımıza yani çiftçimize, üreticimize bunları bu şekilde anlatıyoruz” dedi.

img-3467.jpg

KALİTEYE BİR AYRAÇ YOK

Bir gazetecinin “Sivas bazında değerlendirdiğinizde çiftçilerden gelen en büyük şikayetler nedir?” sorusuna Demiröz, “Sivas'ta duyduğumuz cümle cümle çiftçinin şikayetiyle Tekirdağ ve Antalya'dakinin ki inanın aynı. Hani bunu yaşayan bilir. Yanımda gezen arkadaşlar var. Cümle olarak da ifade olarak tarz olarak da inanın aynı. Ben bu kadar benzerliği bu sene fark ettim. Öncelikle çiftçi ‘Destek ve hibe adı altında söylenip de 18 ay verilmeyen, verildiğinde söylendiği değerin yarısına düşen, düşmese bile bu giderimin yüzde 5’ini karşılamayan bir yapıdan mutlu değilim’ diyor. ‘Siz beyaz eşyacıya siz çaycıya , kahveciye, çikolatacıya, bisküviciye destek vermiyorsunuz, adam ticaretini yapıyor, mahsulüne bir değer kar koyup satıyor. Ben neden yapamıyorum?’ diyor. Bütün Türkiye'de ifade bu. Alım kriterleri, skorlama yani kaliteye bir ayraç yok. İşte biz kalite ayracını koyamazsak, çiftçinin malını değerinde alamazsak, 3-5-10 kuruş desteklerle günü kurtarırsak bugün geldiğimiz tarım durumu olur. 17 kat ithalat artar. Yurt dışından tarımsal girdi, buğday, arpa, mısır, soya, pamuk, ayçiçeği yağı ve et yani besi hayvanı 17 kat artmış. İhracatımız 7 kat artmış. Bu hale geliriz. Şu an bulunduğumuz yılda da ithalatımız yine yüzde 20 artış durumda. İhracatımızda artış yok. Binde 2’lik küsurat var yani başa baş gelmiş. Bu seyir bozulmadı, ithalat artmaya devam ediyor. Sivas çiftçisi ektiği patatesten, ektiği pancardan, ektiği buğdaydan, arpadan mahsul alamamasını kabul ediyor. Çiftçimiz ‘Kuraklık Allah'tan’ diyor ama kurak olduğunda mahsul düşer. Bu bir madem serbest piyasa, arz talepten kaynaklı. Bu sefer o miktarsal kaybın bir kısmı fiyat artışıyla çiftçiyi rahatlatır. Çiftçi hem kuraklık yaşamış, miktar düşmüş, hem çiftçinin ürün fiyatı düşüyor. Böyle bir çapraz ilişki. Sebep? Sebebi şu aslında. Çiftçi 13,5 fiyattan memnun değil, kuraklık yaşadı buğdayda. Ama devleti yöneten, yapı ‘9,5 liraya Rusya, Ukrayna buğday veriyor’ diyor. Ne yapalım? Kapatalım mı dükkanı. Biz şimdi ekmeyelim. Sivas, Konya ekmesin buğday Rusya 30 lira diyecek. Sen ektiğin için sana 9-10 lira diyor. Ekme de bak kaç lira diyecek! Yarın Anahtar Parti iktidara gelsin, biz 30 milyon ton buğday çıkaralım. O Rusya ‘4-5 lira. Alır mısınız?’ diyecek. Bunları da yaşayacağız. Ama siz ne yaparsanız yapın üretiminizi sürdürülebilir tutmazsanız her şekilde yurt dışından dayak yersin. Sivas'taki sorunlarla diğer şehirlerde inanın bir fark yok. Sorunlar çözümsüz değil. Karamsar olmayalım. Bunların çözümü var. İstiyoruz ki hükümet bir an önce adım atsın, atmıyorsa Anahtar Parti gelip bu adımları hızlıca atacak” ifadelerine yer verecek.

Kaynak:Adem Sabit Nalbant

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.