USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

ŞÜKÜRLER OLSUN GEÇİNİYORUZ

ŞÜKÜRLER OLSUN GEÇİNİYORUZ

ŞÜKÜRLER OLSUN GEÇİNİYORUZ
06-02-2017 07:00
Google News


AHMET TIRPAN

Ailesinin geçimini sağlamak için sabah erken saatlerde yola çıkan Mehmet Ersan, kent meydanında kurduğu simit tezgâhıyla rızkını çıkarmaya bakıyor. Soğuk havaya rağmen titreyerek de olsa tezgâhının başında bekleyen Simitçi Mehmet, kanaatkar olmanın vermiş olduğu huzurla; "Şükürler olsun ki yağlı ya da yavan geçimimizi sağlıyoruz" sözleriyle anlatıyor.

"AYAĞIM SAKAT LAKİN
ÇALIŞMAMA ENGEL DEĞİL"
Futbol oynarken ayağını kırdığını ve ailesi sırıkçıya götürdüğü için sakat kaldığını anlatan Simitçi Mehmet; "1971 yılında Kolluca köyünde doğdum, 45 yaşındayım. Üç çocuk babasıyım, iki kızımı gelin ettim, bir çocuğum da 10 yaşında şu anda 4´ncü sınıfa gidiyor. Ayağımdan engelliyim. Çocukluk zamanımda futbol oynarken ayağımı kırdım, annem babam beni sırıkçıya götürdü. Gittiğimiz sınıkçı kemiği yanlış tutturunca et kaynamadı ve çürüdü. Bundan dolayı da ayağımda sakatlık oluştu. Şimdi bu sorundan dolayı her işte de çalışamıyorum. Zaten simit tezgâhım yetiyor bana. Gün oluyor 50-60 lira gün oluyor 20-30 lira kazanıp evimin yolunu tutuyorum. Yazları tabi daha iyi oluyor. Allah bizleri muhannete muhtaç etmesin. Yaz mevsiminde saat 5:30 - 6:00 gibi kış mevsiminde de 8:00 gibi yola çıkıyorum, fırından simidi yükleniyorum ve rızkımı kazanmaya bakıyorum" ifadelerine yer verdi.

"ŞÜKÜRLER OLSUN
GEÇİMİMİZİ SAĞLIYORUZ"
Küçük yaşlarda iş hayatına atıldığını ve ilk olarak ayakkabı imalatında çalıştığını daha sonra fabrikalaşma olunca rekabet edemediklerini kaydeden Ersan; "12 yaşından beri çalışmaya başladım. Yaz mevsiminde de kış mevsiminde de başta kent meydanı olmak üzere Sivas´ın birçok noktasında simit satıyorum. Benim özel müşterilerim var, Sivas esnafının birçoğu beni tanır. Yağışlı havalarda ıslanmaması için simit tepsimin üzerine poşet geçiriyorum. Havanın çok soğuk olması durumunda da kahvehaneleri dolaşarak ekmek paramı kazanmaya çalışıyorum. Kış mevsiminde çok fazla simit satamıyorum. Kış mevsiminde çok zahmet çekiyoruz, çalışmak zor oluyor ama rızkımızı kazanmak için çalışmamız gerekiyor, başka çaremiz de yok. Şükürler olsun ki sonuçta yağlı ya da yavan geçimimizi sağlıyoruz. Sadece biz değil tüm esnaflar kış mevsimi sebebiyle biraz sorun yaşıyor. Kış mevsimi için esnaflar "ölü sezon" tabirini kullanır" şeklinde konuştu.

"GENÇLEK MESLEK
ÖĞRENMELİDİR"
Gençlerin meslek edinmesi gerektiğine dikkat çeken Ersan; "İşsizlik sorunu bizim memleketimizin en büyük sorunlarından bir tanesi. Şimdi bizler simit satıyoruz bir şekilde ekmek paramızı kazanıyoruz ama gençlerin meslek öğrenmesi ve fabrikalarda üretim yapması, Sivas´a bir şeyler kazandırması gerekiyor. Sivas´a bir fabrika açılmış olsa, iki garibanın çocuğu çalışsa daha güzel olur. Yoksa ben 40 yaşındayım, bu saatten sonra benim fabrikaya da ihtiyacım yok mülke de. Şimdi boş gezen gençlerimiz var ben onları gördüğüm zaman üzülüyorum. Boş gezmek yerine arkadaşlarımız bir kasa limon alıp satsa hem harçlığını çıkarır hem de gününü kurtarır. En azından bir iş sahibi olana kadar kendi kendini kurtarır, ailesini geçindirir. Fabrikalarımız olsa, büyük şirketlerimiz olsa gençlerimiz kendini geliştirir ve severek işine gider ama böyle bir imkân olmadığı için okuyan gençlerimiz de okumayan gençlerimizde boş geziyor" dedi.

"SANAYİLEŞMEYE
YENİK DÜŞTÜK"
Ayakkabı imalatında çalıştığını ve meslek öğrendiğini kaydeden Ersan, bir süre sonra gelişen sanayileşme ve makineleşmeye karşı duramadıklarını söyledi. El ile yapılan imalatın daha zahmetli ve maliyetli olduğunu, fabrikada makine ile üretilen ayakkabının daha uygun fiyata mal edildiğini ve dolayısıyla ucuza satıldığını ifade eden Ersan; "Ben çalışmaya çocukluk yaşlarımda başladım ve bir süre ayakkabı ustası olarak çalıştım. İmalatta çalıştığım zaman 32 çift ayakkabı yaptığımı hatırlıyorum. Ancak ayakkabı imalatıyla ilgili makineleşme oldu ve bizim 150-200 liraya mal ettiğimiz ayakkabı gelişen teknolojiyle 50-60 liraya üretilmeye başlandı. Biz bu makineleşmeye karşı duramadık ve yaptığımız ayakkabıları satamadık. Tabi makineleşme ile ayakkabı kalitesi düşüyor ama fiyatı da oldukça uygun. Herkes bir ayakkabı almak yerine birkaç çift alıyor değişikli giyiniyor. Bizim yaptığımız ayakkabı elden olduğu için yapımı zaman alıyor. Tabi fabrikada makine ile dakikada ayakkabı yapılıyor. Bu hıza nasıl yetişebiliriz. Ayakkabı imalatında kendime yer bulamayınca bende simit satarak evimi geçindirmeye çalışıyorum. Şu anda Sivas´a fabrika açılmış olsa ben usta olarak çalışabilecek mesleğe sahibim ama imkanlar olmadığı için şimdilik buradayım" ifadelerine yer verdi.

"TEZGAH YERİ İSTEDİM
VERMEDİLER"
Daha iyi şartlarda simit satmak istediğini ve yetkililerden tezgah yeri talep ettiğini belirten simitçi Mehmet; "Sivas Belediye Başkanlığından ve Zabıta Müdürlüğünden defaten tezgâh yeri talebim oldu ama uygun görülmedi. Canları sağolsun? Alana kadar bu mütevazi talebimi dillendirmeye devam edeceğim. Her şehirde camlı arabalar var, içerisinde peynirle birlikte simit satışı yapılıyor. Biz de bunu yapabiliriz diye teklifte bulunuyorum ama şimdiye kadar bir türlü uygun görülmedi cevaben sokakta değil kahvehanelerde satmam gerektiği ifade edildi. Ben bir tek kendimi düşünmüyorum, bütün simitçi kardeşlerim bu şekilde yapabilir ve bu iş biraz daha kaliteli ve hijyenik bir şekilde yapılmış olur.. Biliyorsunuz satmış olduğumuz kazan simidi bize özgü bir yiyecek. Biz bunu geliştirmek istiyoruz. Hani İzmir´de gevrek meşhurdur ve bunu geliştiriyorlar farklı eklemeler yaparak güzelleştiriyorlar. Bizim de böyle bir imkanımız olursa çok seviniriz" ifadelerine yer verdi. 


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE
21.11.2024
PUAN DURUMU
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
CİLALI TAŞ!