USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Şuurlu Öğretmenler Salih Nesiller

Şuurlu Öğretmenler Salih Nesiller

Şuurlu Öğretmenler  Salih Nesiller
04-11-2017 05:00
Google News


Muhammed DEMİR

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) tarafından bu yıl 7.si düzenlenen Uluslararası Eğitim Konferansı programı önceki gün akşam Halk Eğitim Merkezi´nde gerçekleştirildi.

Alanında uzman akademisyenlerin katıldığı konferansa başta eğitimciler olmak üzere Sivas halkı yoğun ilgi gösterdi. Program Sivas uluslararası İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Hafız Saifullah Muhammedu Kyazze  Kur´an-ı kerim tilaveti ile başladı. Konferansın açılış konuşmasını ÖĞ-DER Sivas Şube Başkanı Fatih Gülmüş yaptı.

 Sözlerine Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan´ın ?Eğitimde asıl mesele çocukların kalbine ne koyduğunuzdur´ sözüyle başlayan Gülmüş, ?Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak, milli eğitim sistemimizin, kadim medeniyet değerleri ekseninde, milli ve manevi değerler istikametinde yol alması için eğitimcilerimizle birlikte yaptığımız bu çalışmalarımızı, 7. uluslararası eğitim konferansı ile taçlandırıyoruz? dedi.

 Türkiye genelinde 9 ilde yapılan eğitim konferanslarından bir tanesi de ilimizde icra edildiğini belirten Gülmüş, ?Salih toplumlar oluşturmak ancak istikbalin teminatı olan salih nesiller yetiştirmekle mümkün olacaktır. Gençleri ifsat eden her türlü ahlaksızlığın tavan yaptığı bu çağda, kökü lale devrine, pratiği tanzimat dönemine dayanan müstağrip eğitim anlayışına son vermeliyiz. Maarif davamız, bir medeniyet tasavvurunun ihtiva etmektedir. Kadim medeniyet değerlerimiz üzerinden yeni bir maarif sistemi inşa edilecekse bu ancak fedakâr ve inançlı muallimler ile mümkün olacaktır? diye konuştu.

Sonrasında söz alan ÖĞ-DER Genel Başkan Yardımcısı Numan Gökmen ise Konferansa katılan akademisyenlere teşekkür etti. Gökmen, Türkiye genelinde 9 ilde düzenlenen konferansların önemine değinerek, ?Bu yaptığımız, içi İngiliz, kafası Amerika düşüncesinden başka bir şey düşünmeyen zihniyete karşı bir harekettir? dedi.

Konuşmaların ardından konferansta ?Sosyal Medyanın Eğitime Etkisi´ konusunda mikrofonu ilk alan isim Prof. Dr. Aytaç Açıkalın oldu.

Açıkalın, ?Herkes internete giriyor ve televizyon dâhil çeşitli iletişim araçlarını kullanıyor. Ebeveynler ve aile büyükleri, çocukların bunları kullanmasından şikâyetçi ama kendileri de kullanıyor. Soruyorum; bu gibi araçlar çocuklara zararlı da bizlere faydalı mı? Herkesin dikkatli davranması gerekiyor. Çocuklara yüklenmeden önce bir öz eleştiri yapalım.

Öğrenmek insanın fıtratında genetiğinde vardır. Öğrenmeyen çocuk yoktur. Ama çocuklarımızın gelişimi, bizim sağlayacağımız ortama bağlıdır. Çocuğun kulağından giren ağzından çıkar. Ne dolduruyorsanız çocukların kulağına, ağızlarından onu işitirsiniz. Küfürle, yalancılıkla doğan çocuk yoktur. Bunlar sonradan kazandırılıyor. Bunu ihmal etmeyin. Çevrenin etkisini küçümsememeli ve ona göre davranmalıyız? ifadelerini kullandı.

Açıkalın´ın ardından Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Yazar Sefer Darıcı ise ?Algı Yönetimi ve Subliminal İşgal´ konusunda katılımcıları bilgilendirdi.

Darıcı, ?İnsanların kendileri farkında olmadan davranışlarını ve tutumlarını etkileyebildiği ve bunun özellikle medya kanallarıyla verildiği ve gün içerisinde, reklam panolarında, programlarda ve oyunlarda yansıtıldığını görüyoruz. Algı yönetiminin en önemli unsurlarından bir tanesi de psikolojik savaş. Psikolojik olarak eğer siz elinizde sinema, oyun üretimi ve servisine sahipseniz; ister istemez medya sayesinde, ellerimizdeki telefonlar sayesinde, farklı toplumların duygu ve düşüncelerini de etkileyebiliyorsunuz? dedi.

?Ağaç yaşken eğilir? diyen Darıcı sözlerini şöyle sürdürdü:

?Çocuklarla ilgili sıkça kullanılan bir ifade var: Bakıcısı televizyon olan çocuğun hayatı film olur. Eğer bir çocuğu televizyona emanet ediyorsak o çocuğun hayatının da film olmasına razı gelmemiz gerekiyor. Kapitalist dünyanın bizlere dayatmış olduğu gündelik hayat koşulları var. Bir şeyi ihtiyaçmış gibi gösterip aslında öyle olmasa da bizlere dayatıyorlar. Bu ve bunun gibi konularda oldukça dikkatli davranmalı ve çocuklarımızın yetişmesine, medyayı kullanımları ve televizyon karşısında geçirdikleri zamanlara özellikle dikkat etmeliyiz.?

?İSLAMSIZ EĞİTİM OLMAZ?

Prof. Dr. Rabia Christine Brodbeck ise ?Okul Öncesi Terbiye´ konusunda bir konuşma yaptı. Eğitim, öğretmenlik, İslâm gibi konuların üzerine durulması gereken en derin konular olduğuna dikkat çeken Brodbeck, ?Çünkü İslam dini dışında bir eğitim sistemi yoktur. Ümmet-i Muhammed, en yüksek seviyede dinamizme mazhar olmuştur. İslam dini hayatın en yüksek dinamizmini bünyesinde barındırmaktadır. İslam, her daim canlı ve en üst seviyede bir eğitimdir. Bu bilinci anlayabilsek ve bu hikmeti hayata geçirebilsek, insan mevcudiyetinin zirvesine ulaşmış oluruz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Allah´tan vahiy aldığı zaman bir öğrenci, o vahyi insanlara tebliğ ettiği zaman da bir öğretmen olmuştur. Aslolan niyettir. Evlatlarımızı okul çağında ve okul öncesinde yetiştirdiğimiz zaman, halis ve saf niyetle davranıp ona göre eğitim vermemiz gerekiyor? ifadelerini kullandı.

?İNSAN EŞREFİ MAHLUKATTIR?

Konferansta son sözü alan Prof. Dr. Arshi Khan ise ?Muallimden Öğretmene, Öğretmen Yetiştirme? konusunda bir konuşma yaptı.

?İnsanoğlu gerçeği yani yüce Allah´ı bilen ve onu bir şekilde ifade eden ve eşrefi mahlukat olan tek varlıktır? diyen Arshi Khan, Yüce Allah´a ve Peygamberimizin sözlerine, inancı sağlam olan öğretmenin hayatın her yönünde doğru bir şekilde yönlendireceğini belirtti.

Bir öğretmene Cenab-ı Hak tarafından verilen iki nimet olduğunu kaydeden Arshi Khan, ?Birincisi fiziksel yapısı, kimliği ve varlığıdır. Bu fiziksel durum hayvanlarla aynıdır. Ancak insanoğlu ruhuyla hayvanlardan farklıdır. Beden maddi hayat sisteminde algı ve gerçek dünyada mevcuttur? dedi.

?GERÇEK BİLGİ KUR´ANI KERİM İLE BAŞLAR?

Arshi Khan şunları kaydetti:

?Kur´an-ı Kerim´de ve Peygamber Efendimizin (sav) hadislerinde insanoğlunun duyularıyla, deneyimleriyle ve duygularıyla kolayca anlaşılamayacak sayısız durumlar ve açıklamalar bulunmaktadır. Bizim gerçek bilgimiz Kur´an-ı Kerim ile başlar. Bu nedenle bir Müslümancın iyi ve mükemmel bir öğretmen olması o kadar da zor değildir. O zaten, bu dünyada mutlu ve doğru bir şekilde yaşaması için gerekli olan bütün donanımlara sahiptir. Gerçekte bir mağara gibi olan bu dünyada yaşamakta; mağaranın dışında ve daha ötelerinde neler olup bittiğinden haberdar olduğu için, bu mağarayı da çok iyi tanımaktadır. Ahiret, bedene kısa bir süreliğine girmiş olan ruhun sonsuz ve gerçek evidir. İyi bir öğretmenin, bu dünyanın geçici olduğunu bilmesi gerekir. Bu, bu dünyayı reddetmemiz anlamına gelmez. Bu dünyayı iyi bir şekilde kullanmamız, her şeyi kendi mülkümüz gibi sevmememiz anlamına gelir. Mağaranın aidiyeti bize mağfiret ve kurtuluş değil, hayal kırıklığı ve üzüntü getirecektir. Dinin güzelliğine, zenginliğine ve gücüne inanan öğretmen elbette arzuların, heveslerin, şehvetin, aç gözlülüğün ve kendisine ait olmayan benliğin de sınırlarını bilmesi gerekir. Doğru bir şekilde yönetilen ruh, gerçek benliği bilen insan aklının rasyonel kısmında bulunur. Sahte benlik ise insanoğlun irrasyonel kısmına hizmet eder. Rasyonel aklı takip edenler, bu sıkıntılara neden olsa da doğru olanı yaparlar ve hoş ve karlı dahi olsa, yapılmaması gerekenden kaçınırlar.?

/resimler/2017-11/3/2027206524827.jpg

/resimler/2017-11/3/2027540119355.jpg


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE
21.11.2024
PUAN DURUMU
GÜNÜN KARİKATÜRÜ
CİLALI TAŞ!