AHMET TIRPAN
AK Parti Sivas İl Teşkilatı, ilimizdeki basın mensuplarıyla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Öğretmenevinde düzenlenen programında AK Parti İl Başkanı Ziya Şahin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Başbakan Binali Yıldırım´ın Sivas mitingine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye´nin hızlı bir gelişme yakalayacağını ve Milliyetçi Hareket Partisi´nin de bu doğrultuda destek verdiğini belirten AK Parti İl Başkanı Şahin, yaptığı konuşmada; "Türkiye özellikle içeriden ve dışarıdan hainlerin birleşerek yaptığı hain darbe girişiminden sonra Türkiye´nin önünü açmalıyız ve geleceğe güvenli, emin adımlarla yürümeliyiz" dedi.
"AK PARTİ VE MHP İŞBİRLİĞİYLE
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
HALKIN ÖNÜNE GELDİ"
AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ortak komisyonuyla hazırlanan 18 maddelik Anayasa değişikliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şahin; "11 Ekim´de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sisteminin Türkiye´ye gelmesinin artık gerekli olduğunu beyan etti ve mevcut Cumhurbaşkanı, Başbakan ve koalisyon hükümetlerine imkân veren mevcut sistemin değiştirilmesi yönünde değişikliklerin meclise gelmesi durumunda buna destek vereceklerini beyan etti. Bunun üzerine AK Parti ve MHP ortak komisyon kurarak önce 24 maddelik daha sonra da Meclise geldiği şekliyle 18 maddelik bir değişiklik üzerinde uzlaşma oldu ve değişiklikler Ocak ayında 339 oyla halkın önüne gelmesi kararlaştırıldı" dedi.
"YARGI BAĞIMSIZ VE
TARAFSIZ OLACAK"
Yapılacak değişikliklerle yargıda bağımsızlığın sağlanacağını kaydeden Şahin; "18 maddelik değişiklik yargının bağımsız ve tarafsızlığıyla başlıyor. Zira hem 17-25 Aralık sürecinde hem de 15 Temmuz öncesinde görüldüğü gibi Fetullahçı Terör Örgütü yargıda hücreleşmiş, en ücra noktalara kadar girmiş ve 2014 yılındaki beyanıyla kendi sesiyle de ifade ettiği gibi 5 Binden fazla hâkim ve savcı yargıya yerleşmiş. Bunlar yargıyı, adaleti, vicdanı, hukuku öne alan değil Fetullahçı Terör Örgütünü sözde imamlarını dikkate alan, onların talimatlarıyla karar veren hâkim ve savcılardı. Dolayısıyla yargının Anayasada belirtildiği gibi bağımsızlığı yetmemiş ayrıca ilkesizliği ilkesi konması zorunlu olmuştur" şeklinde konuştu.
"18-25 YAŞ ARASI
8,5 MİLYON GENÇ VAR"
Ülkemizde 18-25 arasında 8,5 milyon genç bulunduğunu ve bunların Meclis´te temsil edilmediğini ifade eden Şahin; "18-25 yaş arasına bir seçilme hakkı geliyor. 18-25 yaş arasındaki yaklaşık 8,5 milyon gencimizin 18 yaşına gelmekle reşit oluyor ve belli korumalardan çıkıyor. Yani Sosyal Hizmetlerin, Milli Eğitimin, Adliyenin korumasından çıkıyor. Bu demek oluyor ki aktif bir nüfus kendi başına kalıyor. Bu 8,5 milyon gencimizin bir temsile ihtiyacı var. Bunlar hayatın içerisinde, hayatlarına başlarken belli sıkıntılar çekiyor. Öğrencisi, işsizi, işe yeni başlayan birtakım sıkıntılar çekiyor. Dolayısıyla bu sıkıntı çeken kardeşlerimizin direkt olarak meclise ve hükümete sorunlarını iletecek temsilcilere ihtiyacı var. 18-25 yaş arasında insanımızın birkaç temsilcimizin mecliste olması faydalı olacaktır. 18 yaşındaki gencimize seçme hakkı veriliyor ama seçilme hakkı verilmiyor. Burada bir adaletsizlik vardı. Bunun düzeltilmesi için 18-25 yaş arasındaki gençlerin siyasete katılması sağlanıyor" ifadelerine yer verdi.
"GELİŞMİŞ ÜLKELERDE
TEK BAŞLILIK VAR"
Türkiye´nin gelişmiş ülkelerle rekabet etmesi için tek başlılığa ihtiyacı olduğunu, bunun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle sağlanacağını ifade eden Şahin; "Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde tek başlılık var ve işler daha iyi koordine ediliyor. Onlarla rekabet etmemiz ve gelişmelerden payımızı almamız için bizimde tek elden yönetilerek koordineli bir yönetimle bir sürece girmemiz gerekiyor. Şimdi Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız arasında bir uyum olduğu için bu göze batmıyor ama Türkiye´nin tarihine baktığımız zaman yürütmede iki başın olduğu sistemde sürekli sorunlar olduğu görülmüştür. Ta ki 2002 yılında AK Parti hükümeti iktidara geldi. AK Parti´nin tek başına yönetimleri sayesinde %5´lik kalkınma hızıyla devam ettik ve Dünyada sürekli büyüyen tek ülke olma sıfatını aldık. Bu büyümemizi ve ivmemizi yürütmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
"BATILI ÜLKELER GELİŞMEMİZE
BALTA VURMAK İSTEDİ"
17-25 Aralık sürecinde yaşanan yargı darbesine ve 15 Temmuz askeri darbe girişimine dikkat çekerek batılı ülkelerin Türkiye´nin üzerinde birtakım oyunlar oynadığını belirten Şahin; "Türkiye´nin büyümesini istemeyen, ülkemizi kendi pazarları olarak kabul edip bunu sürdürmek isteyen batılı ülkeler ve onların desteklediği terör örgütleri yer yer prangalar vurmaya çalıştılar. 17-25 Aralık sürecinde bir yargı darbesi yaşadık, onun üstesinden geldik. Milletimiz bunun bir oyun ve kumpas olduğunu fark etti. 15 Temmuzdaki Askeri Darbe girişiminde Fetullahçı Terör Örgütünün orduya sızmışlarının darbe girişimine de milletçe göğüs gerdik ve defettik. Geldiğimiz bu noktada yürütmeyi tekleştirerek Cumhurbaşkanının kuracağı hükümetle yani sandıktan çıkan hükümetle hızlı bir şekilde kalkınmamız gerekiyor" dedi.
"MİLLET DEMOKRASİYE
DOĞRUDAN MÜDAHALE EDECEK"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle milletin doğrudan demokrasiye girdiğini ve seçilen hükümetin 50+1´in üzerinde oy alması gerektiğini anlatan Şahin; "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletin doğrudan demokrasiye girdiği ve doğrudan seçim yaptığı bir sistem. 5 yılda bir sandık geliyor, seçmenler oyunu belirliyor, ben şu kişinin Cumhurbaşkanı olmasını istiyorum 5 yıl faaliyetlerini göreyim ardından 5 yıl sonra tekrar sandık önüme gelsin diyor ve üst başı iki dönem Cumhurbaşkanı olsun diyor ve sandıkta hükümeti belirliyor. Birinci turda yarıdan fazla oy alan olmaz ise ikinci turda en fazla oy alan aday kalıyor ve o iki adaydan en fazla oy alan Cumhurbaşkanı oluyor. Dolayısıyla hiçbir şekilde yüzde 50´nin altında bir hükümet oluşmuyor. Geçmişte yüzde 25´lerde hükümet edildiğini gördük ama artık hükümet olmak için milletin yarıdan fazlasının oyunu almak gerekiyor. Şu anda biz AK Parti olarak yüzde 49,5´la hükümet ediyoruz. Ancak bu Anayasa değişikliği geçtikten sonra yüzde 50+1´in altında kimse hükümet olamayacak. Dolayısıyla bu milletin yarısından daha fazlasının hükümet etmesi demektir. Diğer taraftan da Meclis aynı gün seçilecek ve tamamen kanun yapacak. Meclis tamamen yasama görevi yapacak, Hükümet bütçe kanunu dışında kanun teklifi ya da kanun tasarısı getiremeyecek. Milletvekilleri kanun teklifleri hazırlayacak ve meclise sunacak. Bu kanunlaşacak" diye konuştu.
"KUVVETLER
AYRILIĞI
LAFTA
KALMAYACAK"
Yasama, yürütme ve yargı ayrılığının lafta kaldığını, gerçek kuvvetler ayrılığının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde uygulanacağını kaydeden Şahin; "Şu ana kadar kuvvetler ayrılığı laftaydı. Ama gerçek kuvvetler ayrılığı şimdi geliyor, yasama ayrı seçiliyor ve hiçbir milletvekili Bakan olamıyor, istifa etmesi gerekiyor. Yasama ayrı olacak kanun yapacak ve Cumhurbaşkanlığı Hükümetini denetleyecek. Soruşturma önergesi, yazılı-sözlü soru, araştırma, Sayıştay raporlarıyla denetleme yapacak ve Cumhurbaşkanlığı Hükümetinde sorun varsa hadi millete gidiyoruz diyecek, seçime götürebilecek. Cumhurbaşkanı ile ilgili ya da yardımcıları ile ilgili, Bakanlarla ilgili bir soruşturma açarsa 360 Milletvekiliyle Cumhurbaşkanının seçime gitme yetkisini de elinden alarak doğruca Anayasa Mahkemesine yüce divan sıfatıyla gönderebilecek" şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANI
YAPTIKLARINDAN
SORUMLU OLACAK"
Günümüzde Cumhurbaşkanın sadece vatana ihanet suçundan yargılandığını ancak ceza kanununda suçun karşılığı olmadığını belirten Şahin, yeni sistemde Cumhurbaşkanının yaptığı her türlü suç ve eylemlerden sorumlu tutulacağını belirterek; "Şu ana kadar Cumhurbaşkanlarının hiçbir sorumluluğu yoktu. Anayasada Cumhurbaşkanları sadece vatana ihanet suçundan sorumlu tutulur der ancak Ceza Kanununda vatana ihanet suçu düzenlenmiş değildir. Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Gelen değişiklikle Cumhurbaşkanları her türlü suç ve eylemlerinden sorumlu tutuluyor. Yetkisi olup sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanına artık sorumluluk geliyor. Yetki kullanıp sorumluluğu olmama düzeni artık kalkıyor" ifadelerine yer verdi.
"BAŞBAKANLIK,
CUMHURBAŞKANLIĞI
İLE BİRLEŞTİRİLECEK"
Yeni sistemi kısaca Başbakanlığın Cumhurbaşkanlığı ile birleştirilmesi olarak özetleyen Şahin; "Şu anda sistem kısaca Başbakanlığın alınarak Cumhurbaşkanlığı ile birleştirilmesidir. Yani Başbakanlık, bakanlar kurulu kararnamesi çıkarıyor, Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıyor. Başbakanlığın siyasi sıfatı var, parti genel başkanı dolayısıyla aynı şekilde Cumhurbaşkanına siyasi kimlik taşıma hakkı geliyor. Bu konuda geçmişte Cumhurbaşkanı tarafsız olur hükmü fiiliyatta uygulanamadı. Ülkenin en tepesindeki Cumhurbaşkanının kanunda anayasada böyle derken diğer taraftan da partisiyle ilişkilerini geçmişten bu tarafa gördük. Atatürk hem Cumhurbaşkanı hem de Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanıydı. Cumhurbaşkanlığı sistemi şu ana kadar Türkiye´nin yaşamış olduğu koalisyonu da ortadan kaldırıyor. Koalisyon hükümetlerinden, vesayet rejimlerinden ülkemiz çok çekti. Siyasi iktidarsızlıklar darbeler getirdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle koalisyon, kriz ve vesayet baskısı ortadan kaldırılacak" dedi.
"BAŞBAKAN YILDIRIM
SİVASLILARLA
BULUŞACAK"
Başbakan Binali Yıldırım´ın 19 Mart Pazar günü saat 14.00´da Sivaslılarla buluşacağını sözlerine ekleyen Şahin; "Sayın AK Parti Genel Başkanımız ve Başbakanımız Pazar günü saat 16.00´da miting yapacak. Düzenlenecek mitingimize tüm Sivaslı hemşerilerimizi davet ediyoruz. Başbakanımız öğlen üzeri Erzincan´dan uçakla gelecek, havaalanından alacağız. Miting ve Valilik ziyaretimiz var. Daha sonra Başbakanımızın Ankara programına göre ilimizde daha fazla kalması söz konusu olabilir ama daha netleşmedi" ifadelerine yer verdi.
"SİVASLI OLAN BİR
BAŞBAKANIMIZ VAR"
Başbakan Yıldırım´ın özellikle Ulaştırma Bakanlığı döneminde demiryolu, karayolu, posta, telekom, havayolları ve bölünmüş yol çalışmaları gibi önemli projelere imza attığını kaydeden Şahin; "Sayın Başbakanımız Gölova Günalan köyü doğumlu yani Sivas doğumlu Sivaslı. Refahiye Kayıköyde evi var. Orası da bizim sınır, komşu köyümüz. Dolayısıyla birçok akrabası Sivaslı olan bir Başbakanımız var. Bakanlık dönemi de dâhil Sivas´a yapılan hizmetlerin neredeyse hepsinde imzası var. Uzun yıllar Ulaştırma Bakanlığı yaptı ve Sivas´a hem demiryolu hem karayolu hem posta hem Telekom ve havayolları çalışmalarında önemli hizmetleri oldu. Sivas´ın bir tarafından diğer tarafına bölünmüş yollarda, hızlı trende, Sivas Havaalanında, Divriği´nin Raybüsünde, Demiryollarımızın yenilenmesinde, TÜDEMSAŞ´ın yeniden ayağa kalkmasında büyük emekleri var" şeklinde konuştu.
"OKUL VE CAMİYE YAKIN BÖLGEDE
ALKOL SATIŞI YAPILAMAZ"
Şu günlerde şehrin gündeminde olan okullar bölgesine açılan içkili mekanla ilgili çok sayıda STK temsilcisinin kent meydanında tepki göstermesiyle alakalı sorulan soru üzerine konuşan Şahin; okullar bölgesinde ve camilere yakın noktada içki satışı yapılamayacağını ifade etti.
"HEM İL BAŞKANI HEM DE
VELİ OLARAK KARŞIYIM"
Okullar bölgesindeki öğrencilerin bu işletmeye karşı yakın olmasının uygun olmadığını, belirten Şahin, kendi çocuğunun da bu bölgede eğitim aldığını, her şeyden öte bir veli olarak bu duruma karşı olduğunu kaydeden Şahin; " Alışveriş merkezinde içki sunulan bir mekânın açılması söz konusu oldu. Alışveriş merkezleri turizm işletmesi olarak toptan bir izin alıyorlarmış, turizm işletmesi olunca da içki sunma ruhsatı da onun içerisinde oluyormuş. Ancak ondan ötede bir mevzuat var. O da içki sunulan mekânların okul ve camiye belirli bir uzaklıkta olması gerekiyor. Bu mevzuat öğrencileri ve cami cemaatini buradan korumak için düzenlenmiş Türkiye çapında uygulanan bir mevzuattır. Dolayısıyla bende hukuken bu yasanın uygulanması gerektiği kanaatindeyim. Zira orada binlerce öğrencimiz var. Yani bunlardan biride benim çocuğum. Oradaki öğrencilerin bir şekliyle gitsin gitmesin önemli değil ama bu tür yollara yani reşit olmadan veya çok kolay ulaşılabilir şekilde bu yollara sapması, eğitimlerine engel olunacak hususlara yakın olması doğru değil. Sivas bu noktada hassas bir yer" ifadelerine yer verdi.
"TOPLUMU RAHATSIZ
EDECEKMEKÂNLARIN
OLMASI DOĞRU DEĞİL"
Toplumu rahatsız edecek mekânların açılmasının doğru olmadığını ifade eden Şahin; "Gerekli şekilde, gereken yerlerde vardır açılır ama mevzuata uygun şekilde yapılması lazım. Toplumun vicdanını kanatacak, toplumun genelini rahatsız edecek mekânların olması doğru değil. Söz konusu zincir zaten Türkiye çapında para kazanıyor. Yani birinin ekmek parası gibi bir mesele değil. Dolayısıyla bizim okullar bölgesinde camiye o kadar yakın yerde içkisiz alanlar olması gerekir. Bununla ilgili bizim, hükümetimizin ve partimizin görüşü bu yöndedir. İnsanlar yer açabilirler ama içki sunulması öyle bir ortamda doğru değildir. Bu parti filan meselesinden öte hepimizin kişisel sorumluluklarının, memleket sorumluluklarının gereğidir." dedi.
"EVET KARARI AĞIRLIKTA"
Sivas´ta hem genel merkez olarak hem de il yönetimi olarak anket yaptırdıklarını ve Evet kararı verenlerin çoğunlukta olduğunu sözlerine ekleyen Şahin; "Biz Kasım ayında daha henüz Anayasa değişikliği maddeleri belirlenmeden önce il olarak bir anket yaptırdık. Sivas´ın o günkü adıyla Başkanlık sistemine bakışının gayet iyi olduğunu gördük. 8 Mart itibariyle bitmiş olan bir anketimiz var. Orada da evet cevabının önemli ölçüde güçlü bir evet olduğunu gördük. Tabi kararsız kitle var. Anketlerde isim soy isim adres ve telefon numarası alınıyor. İnsanlar bundan dolayı da fikrini beyan etmemiş olabilir. O kararsız kitlenin de evet kararına döneceğini düşünüyoruz. Şu ana kadar kararsız kalan ya da hayır diyen birtakım siyasilerin de evet dediğini görüyoruz. Bir kısım maddeler üzerinde konuşmak, tartışmak, anlamak gerekli olabilir" şeklinde konuştu.
Ayrıca kahvaltı programında AK Parti İl Başkan Yardımcısı Hüsamettin Özdemir, Merkez İlçe Başkanı Ahmet Kuzu, Kadın Kolları Başkanı Semiha Ekinci ve Gençlik Kolları Başkanı Burak Kuruçay da hazır bulundu.
Editor : Haberpanelim