FATİH TABUR
Ekim ayı içerisinde kutlanan Dünya Gıda Günü nedeniyle Saadet Partisi (SP) Sivas Kadın Kolları Başkanlığı tarafından kent meydanında basın açıklaması yapıldı. İthal ürünleri kullanmak istemediklerini belirten partililer, farkındalık oluşturmak amacıyla yerli mallarla yapılan hamur işi ürünleri vatandaşlara ikram etti.
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan SP Sivas Kadın Kolları Başkanı Mihriban Geldi; dünyada gıdaya bağlı olarak yaşanan tartışmaların nedeninin kıtlık, kaynak daralması veya iklimsel değişiklikler olmadığını söyledi.
?Kıt kaynaklarla, sınırsız ihtiyaçların giderilmesi" şeklindeki iktisat tanımını kabul etmediklerini ifade eden Başkan Geldi, ?Bu tanımın dünyada emperyalizm tarafından her türlü adaletsizliğin meşrulaştırılmasının temel araçlarından biri olduğunu biliyor, ne kaynakların kıt ne de insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu yalanını asla kabul etmiyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü´nün (FAO) de doğum günü olan 16 Ekim 1945; kamuoyunun bilinçlendirilmesi, gıda kayıp ve israflarının azaltılması ve gıda güvenliğinin sağlanması açısından farkındalık sağlamak hedefiyle her yıl Dünya Gıda Günü olarak değerlendirilmekte. Bireylerin farkındalığı elbette önemli fakat yine tekrar ediyoruz, konunun uluslararası şirketler ve devletler bazında adalet temelli olarak ele alınmasını sağlayacak bir otorite ve yaptırım mekanizması ancak sorunun anlamlı bir şekilde çözüme kavuşmasına etki edebilir? dedi.
?YAŞANAN MALİ KRİZLER SORUNU DERİNLEŞTİRMEKTE?
Yetersiz ve dengesiz beslenmelerin neden olduğu ölümlerin trajik boyutlara ulaştığını belirten Başkan Geldi, ?10 milyon çocuk 5 yaşına ulaşmadan hayatını kaybetmekte. Yoksulluğa bağlı olarak insanlar yeterli gıdayı üretememekte veya satın alamamaktadırlar. Tüm dünyada sermayenin kontrolünde üretim yapan gıda sektörü her şeyden önce daha çok kâr karşılığı üretimi önceleyerek sektörü yönetmekte. Bu gerçek, gıda güvenliği çerçevesindeki bütün tartışmaların temeli. İnsan biyolojisini tehdit eden katkı maddeleri, üretim şekilleri büyük bir tehdit oluşturmakta. Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO), yüksek kimyasal katkılı ürünler en rahat şekilde, maalesef yine güney ülkeleri pazarlarında kendilerine yer bulabilmektedir. Yaşanan mali krizler, savaşlar ve politik nedenler sorunu sistematik bir şekilde derinleştirmektedir. Aslında dünya gıda üretim potansiyelinin tüm insanları besleyebilecek düzeyde olmasına karşın, adil olmayan dağıtım ve tüketim sistemi tekrar ediyoruz, sorunun en önemli parçasıdır? diye konuştu.
?Ülkemizde yıllardan beri var olan yetersiz ve dengesiz beslenme sorunu adaletsiz gelir dağılımı temelinde gün geçtikçe derinleşmekte? diyen Başkan Geldi, ?Ülkemiz nüfusunun yarısının yoksulluk sınırı altında, 1 milyondan fazla yurttaşımızın da açlık sınırı altında yaşadığı göz önüne alınırsa, açlık ve yetersiz beslenmeyi millet olarak ne kadar derinden yaşadığımız ortaya çıkacaktır. Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt, yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. İstatistiklerde ABD´de yıllık kişi başı et tüketiminin 116.7 kilogram, Arjantin´de 99.5 kilogram, Avustralya´da 93.9 kilogram iken Türkiye´de yalnızca 18.6 kilogram olduğu görülmekte. Ülkemiz geniş coğrafyası, iklim özellikleri ve üç tarafını çevreleyen denizleri ile hayvansal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, yanlış tercihle uygulanan tarım politikaları nedeniyle hayvansal üretim geliştirilememektedir. Bunun sonucu insanlarımız dengeli beslenme için gerekli düzeyde hayvansal proteine ulaşamamaktadır. Dünyada yaşanan bu kadar büyük açlık tehlikesine rağmen ülke potansiyelinin değerlendirilerek hayvansal üretimin arttırılmaması bunun yerine, hayvansal protein açığının ithalat yolu ile karşılanmasının, ileride çok daha büyük açlık sorunlarını beraberinde getireceğini söylemek için büyük araştırmalara gerek yoktur? ifadelerini kullandı.
?KAPİTALİST SİSTEM TEPETAKLAK GİDİYOR?
Türkiye´nin geçmişte tarımsal alanda dünyada kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden olduğunu dile getiren Başkan Geldi, ?Ülkemiz maalesef ette, pirinçte, mercimekte, nohutta, limonda, pancarda ve nihayet buğday ve samanda dahi ithalatçı konuma düşürülmüştür. Görülmektedir ki, Türkiye hükümeti de diğer güney ülkeleri gibi kuzey ülkelerinin pazarı konumlandırmasına razı olan politikaları sürdürmektedir. Gelir adaletsizliği, tarım ve hayvancılık politikalarını milli güvenlik politikaları içinde gören Saadet Partisi olarak bu tabloyu kabul etmemiz, sindirmemiz mümkün değildir. Saadet Partisi, çökmesine çok az bir zaman kalmış bu adaletsiz sistemin dünya mazlumlarına ve ülkemize dayattığı herhangi bir konumlandırmayı, rolü hiçbir zaman kabul etmedi ve etmeyecek. Bu çürük kapitalist sistem tepetaklak gidiyor. Yöneticilerimize sesleniyoruz: Çöken emperyalizmin payandası olmak için değil, yeni kurulan adil düzenin destekçisi, öncüsü olmak için bütün gücünüzü sarf edin. Emin olun bütün kapılar önünüze açılacaktır. Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik darboğazın, ülkemizi bu dar boğaza sokanların gafletlerinin boyutunun elbette farkındayız. Fakat daha önemlisi inancımızın, az zamanda, çok ve büyük işler yapan bir millet olduğumuzun da farkındayız. Bu ahval ve şerait içinde sorumluluğumuz, bu büyük milletin çimentosu olmaya, 85 milyon vatan evladı, 1,5 milyar İslam alemi ve 7 milyarlık insanlık ailesinin adil bir dünyada huzurla yaşaması için çalışmaya, velhasıl bu milletin başını hiçbir zaman önüne eğdirmeyen, tutunacağı sağlam dal, minnetsizce sığınacağı tek ümit kapısı olmaya devam etmektir? şeklinde konuştu.
Editor : Haberpanelim