Gündem

BİR ÖMÜR SİVAS

BİR ÖMÜR SİVAS

BİR ÖMÜR SİVAS
07-09-2013 15:40


Röportajda küçüklüğünden bu yaşa kadar hayatını anlattı. Yazar Kadir Üredi hayatını anlatırken zaman zaman gözlerinin dolduğu görüldü.

OĞUZHAN SARZEP / ROPÖRTAJ

2006 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın şehir kitapları yazarı seçilen Kadir Üredi, Sivas’ı çok sevdiğini belirterek ‘Sivas bizim her şeyimiz’ dedi.

İlk kitabı olan ‘Bir Şehrin Beş Hali’ adlı kitabını 2006 yılında çıkaran ve yine aynı sene içerisinde ikinci kitabı ‘Şehrin Ahşap Zamanı’ adlı kitabını çıkardı. Üredi bu iki kitabı okuyanları eski Sivas günlerine götürdüğünü belirtti.

KADİR ÜREDİ’NİN HAYATI

Araştırmacı-yazar Kadir Üredi hayatını şu şekilde anlattı; ‘Rahmetli anam Şaziye Hatun anlatırdı: 1933 senesinin diz boyunu geçen karlı bir Kadir gecesine rastlayan ‘Gücük’ (Şubat) ayının son günlerinde, komşularımızla gidilen Hamamcıoğlu Hamamı’nın ‘Hazne önü’ denilen bölümünün sağ tarafındaki kurnanın yanı başında dünyaya gelmişim. Hamamdaki yaşlı, bilge kadınlar, böylesine mübarek bir gecede doğum yapan anamı kutlamışlar. Komşularımız beni; tülbentlerine, hamam bohçalarına sarıp kundaklarken evimizin yanı başında evleri olan Hacoğulların geleni Hayriye hala, Kaleardı mahallesindeki evimize gelip babam Kara Şükrü’ye müjde vermiş. Bir taraftan da ‘Emmi, komşularından birinin ya arabasını veya kağnısını hazırlat da Şaziye bacımı hamamdan alıp getirsinler’ tembihinde bulunmuş. Babam kağnı göndereceği yerde, mahallemizin bekçisi Ahmet emminin koltuğunun altına bir yorgan verip ‘Ahmet gardaş bizim avrat hamamda doğum yapmış, sana zahmet bu bacını bu yorgana sar, sırtına alıp getir!’ demiş. Hamamın natırı ‘Gelin kızım vasıta geldi, kapıda seni bekliyor’ demiş. Kapıda bekçiyi gören anam bu duruma güler misin ağlar mısın deyip Ahmet emmiyi eve göndermiş. 3 erkek 1 kız çocuklu ailenin 5. Çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Ben üç yaşlarındayken vefat eden kız kardeşimin yüzünü hatırlayamam. Ama bende bıraktığı kardeşlik anısını sol ayağımın üzerine bastığı kızgın maşa izinden, her abdest alışımda hatırlarım…

OKUL VE ÇALIŞMA YILLARI…

Üredi okuduğu yılları şu şekilde özetledi; ‘1952 senesinde Sivas Erkek Sanat Enstitüsünün 5.sınıfından ayrıldım. Okul ve sonraki dönemlerde Dede Baba mesleği olan Dülgerler sanatını öğrendim. Askere gidinceye kadar ve askerlik dönüşü Sivas’ta, onlarca ahşap ev ve konağın inşasını yaptım. 1957 senesinde Sivas Cer Atölyesinin Modelhane şubesine işçi olarak girdim. Sanat okulunda öğrendiğim teknik bilgiler ve teknik resim okumayı bu işyerinde daha fazla ilerleterek uzman usta daha sonra da posta başı unvanları aldım. Çalıştığım süre zarfında; buharlı lokomotiflerin silindirleri, Dizel lokomotiflerinin motorları yanında vagonların makinelerin yıpranan kırılan parçalarının yeniden dökülüp yapılması için yüzlerce model yaptım, onlarca çırak yetiştirdim. Yaptığım bu modeller içerisinde en fazla gurur duyduğum, 1961 senesinde Türkiye’de yapılan ilk otomobil olan Devrim’in motoru ile buna ait parçaları idi. Ayrıca bugün Sivas’taki pek çok okul ve resmi kuruluşlarımızın bahçelerinde, salonlarında bulunan Atatürk büstlerinin milimetrik ölçülerde ‘maça sandıklarını’1980 yılında yaptım’ ifadelerini kullandı.

‘SİVASSIZ OLAMAM’

Sivas’ı çok sevdiğini dile getiren araştırmacı-yazar Kadir Üredi şunları kaydetti; ‘Elazığ, Erzurum, Kayseri’den beni istediler, gitmedim. Çünkü ben Sivas’a aşığım, Sivassız olamam! Ben her sabah deneme yazarım, şiir yazarım, nesir yazarım, duramam. Ayrıca Sivas’ı gezerim, her gün mutlaka. Mahalle mahalle, sokak sokak, cadde cadde… Anıları tazelerim, eskileri hayal ederim ve şimdi ki Sivas ile kıyası yaparım, etkilenirim. Sivas’a aşığım… Eski camileri gezerim, namazımı kılarım. Cemaatle namaz kılmayı pek sevmem. Cemaat çıktıktan sonra ibadetime devam ederim. Çünkü sessizliği severim, huzuru severim. Yaratan ile adeta baş başa kalırım. O müthiş bir duygudur’ dedi.

‘KİTAPLAR DOSTU

Kitapları çok sevdiğini ve her gün mutlaka sabah namazından sonra uyumayıp kitap okuduğunu dile getiren Üredi, şöyle devam etti; ‘Yıllarca yazdım ve hala yazmaktayım. Sabah namazından sonra mutlaka oturur ve yazarım. Hep okudum. Çalıştığım zamanlar abonesi olduğum; Dergiler, kitaplar kolilerle adresime gelirdi. Çok güzel bir kitap arşivim var. Okumadığım kitap kalmadı neredeyse. Nerede bir yazı görsem hemen okurum. Gençlik yıllarında Türk Ruhu, Hanımeli, Radyo Postası dergisinde deneme türünde yazılarım yayınlandı. Son yıllarda ise, Sivas’ın tarihini kültürünü okurlarına taşıyan Revak, Hayat Ağacı dergileri ile Sivas İrade Gazetesinde yazılarım yayınlanmaktadır. Sivas’ın geçmişten gelen kültürü, ananesini, günümüze gelinceye kadar unutulup kaybolan adet ve geleneklerimizi gelecek kuşaklara yansıtmak amacı ile kaleme aldığım ‘Bir Şehrin Beş Hali’ isimli bir kitabım, Ötüken Yayınları tarafından 2006 yılı içerisinde yayınlandı. Ve yine aynı yıl ikinci kitabım ‘Şehrin Ahşap Zamanı’ yayınlandı’ dedi.

‘İLK DEVRİM OTOMOBİLİ MOTORU’

İlk devrim otomobilinin motorunu kendisinin yaptığını dile getiren Üredi; ‘Kitabımda da dile getirdim. 3 mühendis gelmişlerdi ve bizi müdürün odasına seslemişlerdi. Demişlerdi ki, ‘Sivas’ta motor yapılacak kapasite var. Motor yapar mıyız?’ demişlerdi. ‘Evet’ demiştik. Gecemizi gündüzümüze katmıştık. Hatta ‘Mesai istemiyoruz, vatanımıza feda olsun’ demiştik. Kabul etmemişlerdi. Sonrasında motoru yaptık. Ne müthiş günlerdi. Sonrasında bir hüzün var. Bildiğiniz gibi Devrim arabası müzeye kaldırıldı. Ne hazin!’ dedi.

‘MÜJGAN ÜÇER’E TEŞEKKÜR’

Yazı yazmada Yazar Müjgan Üçer’in emeğinin büyük olduğunu dile getiren Üredi; ‘Müjgan Üçer’in bir yazısı vardı. Tandırın bir Kars adeti olduğu, Sivas’a ait böyle bir adetin geçmişte olmadığı mealinde bir yazıydı. Bizim evimiz kalenin hemen dibindeydi ve çatısı olmayan topraktan bir damı olan evimizdi. Babam kalenin dibinde çatının tamiri için toprak çıkartırken, 5-6 sıralı tandırları ortaya çıkarmıştı. İç kale bölgesinde olduğumuzdan dolayı zannedersem mutfak bölümüydü ve tandırlar vardı. Bunu Müjgan hanıma ilettim ve Sivas’ta bu kültürün tarihte var olduğunu söyledim. Bunun üzerine Müjgan hanımla dostluğumuz ilerledi ve bir gün benden bıçakçılık ile ilgili olarak bilgiler istedi. Sonrasında bendenize ‘niçin bir kitap yazmıyorsunuz?’ dedi. İşte bu kitabımın oluşumunda Müjgan hanımın emeği böylesine büyüktür. Müjgan hanıma buradan şükranlarımı sunuyorum ve teşekkür ediyorum’ dedi.

‘SAATLER BENİM HERŞEYİM’

Saatleri çok sevdiğini ve bozuk saatlere hayat vermekten mutlu olduğunu dile getiren Üredi evinde 25 tane saat olduğunu söyledi. Üredi şöyle devam etti; ‘Ben aynı zamanda eski saatlerin de hastasıyım. Bit pazarına yolum düştüğünde eski saatleri alırdım ancak orası kapandı. Artık hurdacılardan veya eskicilerden alıyorum. Özellikle çalışmayanları. Tamirini yapar ve tıkır tıkır çalıştırırım. Evim şimdi saatlerle dolu. Öyle bir huzur verici sesleri vardır ki, o ‘tık tık’ sesleri var ya, inanın insanı dinlendiriyor. Bir de eşi benzeri olmayan bir mangal yaptım. Antika bir mangal, dünyada eşi ve benzeri yoktur. Evimde çok değişik saatlerim var. Torunlarıma ve kızlarıma hediye ettiğim çok güzel saatler de var’ dedi.

‘BİR ÖMÜR SİVAS’

Hayatını kaldığı yerden anlatan Üredi; ‘Yaşamın güçlüklerine, haksızlıklarına, yoksulluğuna tek başıma direnirken evlenip hayat arkadaşımı, can yoldaşımı sıkıntılarla geçen yaşantıma ortak etmeye hakkım olmadığını düşünerek uzun süre evlenmedim. Bu ısrarla ancak 33 yaşına kadar direnebildim. 1966 senesinde parmağıma nişan yüzüğü takmadan; nişan, düğün yapmadan rahmetli nikah memuru Şevki efendinin bir gece faytonla geldiği evimizde sade bir törenle evlendim. Devletimizin verdi 60 bin lira kredi ile 1973 senesinde bir ev sahibi oldum. Zamanla üç kızım oldu. Her üçü de evlendiler ve 5 torunuma dede oldum. 1987 senesinde emekli olmak onuruna kavuştum. Ama durmadım hep çalıştım saatlerle uğraştım. Ömrümde sigara içki gibi alışkanlıklarım olmadı. 18 yaşımdan beri namazımı hiç aksatmadan kılarım. Umulur ki bu anlattıklarım gelecek nesillere, şehirlerini seven genç araştırmacılara faydalı olur’ ifadelerini kaydetti.

‘GAZETEMİZE TEŞEKKÜR’

Gazetemize yazılarının yayınlandığından dolayı teşekkür eden Üredi şunları kaydetti; ‘Sivas İrade Gazetesine çok teşekkür ediyorum benim yazılarımı yayınladığı için. Gazeteyi yakından takip ediyorum. Çok güzel ve güncel haberler yer alıyor. Başta gazete Genel Yayın Koordinatörü ve Yazı İşleri Müdürü Kemal Çağlayan ve ekibine başarılar diliyorum ve benimle bu röportajı yapan torunum Oğuzhan Sarzep’e de başarılar diliyorum ’ dedi.

‘GENÇLERE MESAJ’

Gençlere mesaj gönderen Üredi gençlerin vakit buldukça kitap okumalarını istedi. Yazar Kadir Üredi; ‘Gençlerimiz hep okusun. Okumak kötü bir şey değildir. Ben nerede bir yazı veya kağıt parçası görsem hemen elime alır bakarım. Yazı varsa okurum. Okudukça insanın ufku açılıyor. Ben küçükken annemden para alır gider hemen bir kitap satın alır ve evimizin çatısına çıkar okurdum. O yılları halen bugünkü gibi hatırlıyorum. Herkes okusun ve yazsın’ dedi.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER