MUSTAFA IÅžIK
Cumhuriyet Üniversitesi Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölüm BaÅŸkanı Prof. Dr. N. Talat Arslan, Türkiye'de önümüzdeki dönemde uygulanması düşünülen yeni seçim sistemi ve baraj konusunda deÄŸerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Arslan, 'Modern çoÄŸulcu Türkiye'de seçim barajı geliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki uygulamalara paralel olarak yüzde 5 seviyesine indirilmelidir. Ayrıca seçim çevreleri daraltılarak seçmen ile vekil arasındaki iliÅŸikler artırılmalıdır.' dedi. Türkiye'nin farklı bölgelerinde verdiÄŸi konferanslarda demokrasi ve seçim konusunda deÄŸerlendirmelerde bulunan CÜ Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölüm BaÅŸkanı Prof. Dr. N. Talat Arslan, yaÅŸanan sürecin hassasiyetine deÄŸinerek millet olarak birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiÄŸini dile getirdi. Çok partili siyasi hayatın hiç bir zaman siyasi parçalanmışlık ÅŸeklinde anlaşılmaması gerektiÄŸini vurgulayan Prof. Dr. Arslan Türkiye'nin kurumsal siyasi istikrarı saÄŸlayacak düzenlemelere ihtiyacı olduÄŸunu belirtti.
FARKLI MODELLER UYGULANDI
Uygulamada 5 binden fazla seçim sisteminin bulunduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlatan Prof.Dr. N. Talat Arslan şöyle devam etti:
'Seçim sistemleri çoÄŸunluk, nispi temsil ve karma sistemler olmak üzere 3'e ayrılmaktadır. Nispi temsil sisteminde her görüşün mecliste temsilci bulması mümkündür. Nispi temsil sisteminde adaylardan ziyade partilerin ideolojileri ve programları ön plana çıkar. Aday ile seçmen arasındaki iliÅŸkiler zayıftır. Adaylar genel merkez tarafından belirlenen listelerde yer alabilmek için seçmenden ziyade genel baÅŸkan ve yetkili organlara yakın olmayı tercih eder. ÇoÄŸunluk sistemi ise tam tersine istikrara hizmet etmekte küçük partilere fazla imkan tanımamaktadır. Bu iki sistemin özellikleri bir araya getirilerek karma sistemler oluÅŸturulmuÅŸtur. Seçim sistemlerinin uygulanabilirliÄŸi, demokratik rejimlere sahip ülkelerin sosyo-politik veya sosyo-ekonomik özelliklerine göre deÄŸiÅŸmektedir. Türkiye'de çok partili siyasi hayata geçtikten sonra 1960'lı yıllara kadar çoÄŸunluk, daha sonraki seçimlerde ise nispi temsil sistemi uygulanmıştır. Son 5 genel seçimde dikkati çeken önemli husus yüzde10 barajı uygulamasıdır.'
MÄ°LLET Ä°RADESÄ°NÄ°N ÜSTÜNLÜÄžÜ ESAS OLMALI
Öngörülen yeni düzenlemelerin temsilde adaleti ihmal etmeden istikrara yönelik olması gerektiÄŸini vurgulayan Prof. Dr. Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
'Her sistemin siyasi sonuçlarının farklı olacağı, dönem dönem farklı siyasi partilere sayısal üstünlük kazandırdığı bir gerçektir. Yalnız yeni düzenlemeleri daha önceki dönemlerde tamamen siyasi mülahazalarla yapılanlardan ayırmak gerekir. Zira Türk siyasi hayatında son bir kaç dönem hariç seçim sistemi üzerinde değişiklikler yapılmış, iktidar partilerinin kendi lehlerine düzenlemeler yaptığı iddia edilmiştir. Yalnız seçimler iddia edildiği gibi iktidardaki partilerin lehine sonuçlanmamıştır. Millet matematiksel düzenlemelerden ziyade güven ve icraata prim vermiştir. Barajın kaldırılması ya da düşürülmesi tek başına seçimlerden beklenen gayeye hizmet etmeyecektir. Zira yüzde 10 barajının olmadığı dönemlerde yaşananlar milletin hafızasında hala canlıdır. Kısır siyasi mücadelelerin yaşandığı dönemlerden millet olarak ders çıkarmak gerekir.'
BARAJ YÜZDE 5, DARALTILMIÅž BÖLGE ÖNERÄ°SÄ°
Demokrasi oyununda halkın kendi belirlediği adaylar açısından seçim yapmasının esas olduğunu anlatan Prof. Dr. Arslan, önerilen daraltılmış bölge ve barajın yüzde 5'e düşürülmesinin hem istikrara hem de temsile daha fazla katkı sağlayacağını kaydetti. Siyasi istikrarın Türkiye gibi özellikle de uzlaşma kültürünün zayıf olduğu ülkelerde sisteminin vazgeçilmez öğesi olarak karşımıza çıktığına dikkat çeken Arslan, şöyle dedi: 'Yalnız siyasi istikrarı sayısal düzenlemelerden beklemek doğru olmaz. İstikrar amacıyla getirilen yüzde on barajına rağmen 1991- 2002 yılları arası koalisyonlar ve siyasi parçalanmışlık önlenememiştir. Son 10 yıldır Türk Milletinin akl-ı selimi siyasi istikrarı matematiksel düzenlemelere rağmen gerçekleştirmiştir. Seçim kanunu ile siyasi partiler kanunu madalyonun iki yüzü gibidir. Seçim barajının düşürülmesi yanında aday tespiti sürecinde halkın belirleyici olacağı düzenlemeleri yapmak gerekir. Modern çoğulcu Türkiye'de seçim barajı gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralel olarak yüzde 5 seviyesine indirilmelidir. Ayrıca seçim çevreleri daraltılarak seçmen ile vekil arasındaki ilişikler artırılmalıdır. Adayların daha çok seçmenlerin beklentilerini dikkate alacağı, seçmenlerin de oy verdikleri kişilerle daha yakın ilişki kurduğu bir yapı getirilmelidir.'
Editor : Haberpanelim