Dünyada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olgusunun en fazla takip edildiği belirtilen Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde KKKA hastalığı şüphesiyle tedavi altına alınan hasta ve ölümlü vaka sayısında, son yıllardaki düşüş devam ediyor.
CÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KKKA hastalığını bulaştıran kenelerin, 2003-2004 yılından itibaren Sivas ve Kelkit Vadisi civarındaki illerde görüldüğünü söyledi.
Yaklaşık 10 yıldır KKKA vakalarını takip ettiklerini ifade eden Bakır, hastanelerinde 2003'te 80 civarında olgu tespit edildiğini, 16 hastanın kaybedildiği 2009 yılında ise bu sayının yaklaşık 250'ye ulaştığını, sonraki yıllarda ise olgu ve kaybedilen hasta sayısında sürekli bir düşüş yaşandığını belirtti.
Bakır, 2010 yılında 150 kesin olgudan 15'inin, 2011'de 181 kesin vakadan 11'inin, 2012'de ise 115 kesin olgudan 8'inin kaybedildiğini dile getirerek, bu yıl da hastanelerine başvuran 100 kesin vakadan 5'inin yaşamını yitirdiğini belirtti.
KKKA vakalarında ölüm oranının Türkiye'de yüzde 5-7'ler seviyesinde olduğu bilgisini veren Bakır, dünyada birçok ülkede bu oranın çok daha yukarılarda seyrettiğini kaydetti.
Bakır, geçen yıllara göre bu yıl daha hafif vakalar takip ettiklerini, Tokat'tan Sivas'a sevk edilen hasta sayısındaki azalmanın bunda etkili olduğunu belirterek, 'KKKA vakasında ve hastalığa bağlı ölümlerde yaşanan azalmada, hastanemizde uygulanan modern yöntemler ve destek tedavisinin yanı sıra Sağlık Bakanlığının yürüttüğü eğitim çalışmaları da etkili oldu. Diğer illerden sevklerin de azalması bu rakamların düşmesine önemli katkı sağladı' diye konuştu.
Hastanelerinde yıllardır çok sayıda vaka takip ettiklerini aktaran Bakır, hekimlere veya sağlık personeline bugüne kadar herhangi bir virüs bulaşmamasının da ayrıca sevindirici olduğunu söyledi.
VAKALAR 3 GRUBA AYRILIYOR
KKKA'nın çocuklarda daha hafif seyrettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Mehmet Bakır, 'Vakaları şiddetli, hafif ve orta gruba ayırıyoruz. Şiddetli grupta olan vakalarda ölüm oranı yüksek, orta grupta ise çok ender oluyor. Hafif grupta ise hasta kaybımız olmuyor. Vakaların şiddetini de hastanın kanamasının olup olmamasına ve geldiğinde kanamayı gösteren parametrelerin düşük olup olmamasına göre değerlendiriyoruz' diye konuştu.
Bakır, yaz aylarında özellikle kırsal kesimlerde yaşayanların keneyle temastan kaçınmasının zor olduğunu ancak pantolon paçalarını çorabın içerisine alarak, çizme giyerek, açık renkli kıyafetleri ve uzun kollu giysileri tercih ederek kenenin vücutla temasının önüne geçilebileceğini belirtti.
Kenenin vücuda tutunması durumunda paniklemeden bir penset yardımıyla çıkarılabileceğini ifade eden Bakır, kenenin ezilmemesi veya bir kimyasalla öldürülmemesi gerektiğini söyledi.
Her kene tutulumunda doktora başvurmaya gerek olmadığını dile getiren Bakır, ateş, kusma ve bulantı gibi şikayetlerin ortaya çıkması durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurulmasını önerdi. (AA)
Editor : Haberpanelim